Bizi bu şekilde karşılamanız gerçekten çok hoş, Bay Fielding. | Open Subtitles | إنه لطف منك أن تسلّم علينا علناً يا سيد فيلدنق |
Bu çok güzel, ama şiddetli, rekabetçi davranışları ödüllendirmen yanlış. | Open Subtitles | هذا لطف منك، لكنك مخطئ لمكافئتي على السلوك التنافسي العنيف |
Çok tatlısın ama korsemle ortalıkta dolaşmak için çok yaşlıyım. | Open Subtitles | هذا لطف كبير منك يا حبي , لكنني كبيرة جدا على أن أمشي شبه عارية |
Çok naziksiniz. Bu olanağa sahip olduğum için çok memnunum. | Open Subtitles | هذا لطف منك، أيها الأمير وأنا سعيد أيضاً بقبول دعوتك |
- Bunu söylemen büyük incelik. - Violet'ın mutlu olacağını biliyorum. | Open Subtitles | ـ هذا لطف منك أن تقولي هذا ـ وأنا أعلم أن فيوليت ستكون سعيدة |
Demek istediğim, çok nazik bir davranış, Gary ama doğru zaman değil. | Open Subtitles | ما أقصده ، هذا لطف منك غاري و لكنه ليس الوقت المناسب |
Şapka taksan iyi olur. Teşekkür ederim. Çok düşüncelisin. | Open Subtitles | الأفضل أن تعتمر قبعة شكرا لك هذا لطف منك |
Çok hoş olmuş bu. Yemek yazarınız da burada mı? | Open Subtitles | هذا لطف منك ذلك هل هو كاتب طعامك المفضل ؟ |
Endişelenmen çok hoş ama onun hakkında yanılıyorsun. | Open Subtitles | لطف منك أن تهتم لكنك على خطأ بخصوص فنسينت |
İlgilenmeniz gerçekten çok hoş ama neden bu kadar merak ettiniz? | Open Subtitles | هذا لطف كبير منكم حقيقةً و لكن لمَ أنتم مهتمين للأمر ؟ |
Çok şekersin. Ama dünyanın en güzel kadını ben değilim. | Open Subtitles | هذا لطف منك , لكنني لست أجمل أمرأة في العالم |
Bu da planının bir parçası yani. Beni de bilgilendirmen ne güzel. | Open Subtitles | إذًا هذا جزء من خطّتكَ، لطف بليغ منكَ أن تلمّح لي بذلك. |
Yine de, otelin düğün pastasını mutfaklarında yapmana izin vermesi güzel bir jest. | Open Subtitles | مع ذلك، لطف من الفندق ان سمح لك باستخدام مطبخهم لخبز كعكة الزفاف |
Tamam. Çok tatlısın. Seni sonra ararım. | Open Subtitles | حسناً, هذا لطف منكِ ,حسناً سأتصل بكِ لاحقاً, إلى اللقاء |
Çok tatlısın hayatım. Bunların hepsi kirli. | Open Subtitles | هذا لطف منك يا عزيزى كل هؤلاء غير نظيفين |
Çok naziksiniz. Bu arada, arabayı getirecek misiniz? | Open Subtitles | . هذا لطف منك بالمناسبة ، هل ستحضر السيارة معك ؟ |
Annen seni hizmetçilik için yetiştirirken kabalık ve incelik arasındaki farktan hiç bahsetmedi mi? | Open Subtitles | لما لم تخبرك أمك من قبل , بقدر مانشعر بقلق من الخدم هناك فرق شاسع بين لطف الغرابة ووقاحة الصراحة؟ |
Twitter'daki arkadaşlarım ne kadar nazik olsa da argümanlarını ortaya koymasalardı dünyayı farklı bir şekilde görmek benim için çok daha zor olurdu. | TED | كما فعل أصدقائي بكل لطف على تويتر، لو لم يقدّموا حججهم، لكان من الصعب عليّ أن أرى العالم بطريقة مختلفة. |
Ben memnuniyetle sürerim, efendim. Çok düşüncelisin delikanlı. | Open Subtitles | يسعدني أنا أن اقود، سيدي هذا لطف منك، سيدي الصغير |
"beni kollarına alarak yakaladı, "tatlı tatlı öperek kulağıma fısıldadı: | Open Subtitles | واحتضنتني بين يديها الطويلتين الصغيرتين وبعدها بكل لطف قمت بقبلتي |
Gelmeme izin verdiğin için sağol. Minnettarım. Çok iyisin. | Open Subtitles | شكراً للسماح لي بالقدوم إلى هنا أنا أقدر ذلك، إنه لطف كبير منك |
Çok kibarsınız. Üzülerek şunu sormalıyım. | Open Subtitles | سيكون ذلك لطف منك ولكني آسفة ، فيجب أن أسأل |
Size göre yolumu kaybettim, ve birisi az sonra sahneye çıkıp beni koltuğuma nazikçe geri döndürecek. | TED | تظنون أنني قد ضللت طريقي وشخص ما سيحل مكاني على المسرح خلال دقائق ويرشدني لمقعدي بكل لطف |
Biz de buna kibar bir şekilde karşılık vermezsek gözlerini dikip bakmayı kesmeyecekler. | Open Subtitles | إذا لم يكن هنالك نوعا ما لطف متبادل لن يتوقفوا عن التحديق بنا |
Tanıştığıma sevindim. Düğün masraflarının yarısını ödemeyi teklif etmeniz korkunç derecede hoş. | Open Subtitles | إنه لطف منكم أن تعرضوا دفع نصف نفقات الزفاف |
Gerçekten çok şekersin... Ama evlilik üç yıllık bir anlaşmadır. | Open Subtitles | هذا لطف بالغ، لكن الزواج هو التزام لمدة 3 سنوات |
Bir nezaket maskesi gerçek çıkarlarımızı saklıyor. | Open Subtitles | مظهر لطف خادع يخفي مصالحنا الشخصية الحقيقية |