Hayır, önemli değil, madam. Onu kendi istedi, kendi buldu. | Open Subtitles | لا عليك يا سيدتى, لقد طلب هذا وقد حصل عليه |
Pis herif ikinci kez yemek istedi. Kuzu pirzolası, hiç pişmemiş. | Open Subtitles | لقد طلب هذا الوغد عشاء آخر قطع لحم الضأن مطهيه جيدا |
Ona zarar gelmemesi için, bunu hiç kimseye söylememi istedi. | Open Subtitles | لقد طلب مني أن أحتفظ بهذا سراً من أجل حمايتها. |
Bana Noel için İrlanda'ya gitmeyi teklif etti. | Open Subtitles | لقد طلب إصطحابي إلى إيرلندا في الكريسماس. |
Özel Ajan Pochee, benden bir şey yapmamı istemişti. Orada mı, görüşebilir miyim? | Open Subtitles | لقد طلب مني العميل بوتشي إنجاز شئ له، هل هو موجود دعني أكلمه |
Hava Kuvvetlerinin söz verdikleri gibi size yardım ettiklerinden emin olmamı istedi. | Open Subtitles | لقد طلب من ان أتاكد ان القوات الجوية قد وفوا بوعدهم لمساعدتك. |
Ölmek üzere olan bir adamın bilincini birkaç saniyeliğine bile olsa açmamı istedi. | Open Subtitles | لقد طلب مني أن أُعيد رجل يحتضر إلى وعيه حتى ولو لفترة قصيرة |
Üzgünüm Abbs, avukat istedi ve üzerini aramamıza izin vermedi. | Open Subtitles | أسف يا آبس لقد طلب المحامي ولم يسمح لنا بالبحث |
Bir kızı görmek için kendisini götürmemi istedi, kabul ettim. | Open Subtitles | لقد طلب منّي أخذه لمقابلة فتاة ووافقت على ذلك .. |
Octavio'dan genel kurmay başkanı olmasını istedi. | TED | لقد طلب من اوكتافيو ان يكون مدير فريق العمل. |
İnan ya da inanma. Sana bir şey iletmemi istedi. | Open Subtitles | حسناً، أياً كان تؤمني بها أم لا، لقد طلب مني أن أقول لكِ |
Seninle konuşmamızı o istedi, sakıncası yok ya? | Open Subtitles | لقد طلب منا ان نتحدث اليك, ان لم يكن لديك مانع |
Bana evlenme teklif etti, bu yüzden daha fazla yapamam. | Open Subtitles | لقد طلب منى الزواج ولذلك لا اريد ان اضايقه |
Geçen akşam teklif etti. Bu hafta sonu evlenmek istiyor. | Open Subtitles | أجل , لقد طلب مني الليلة الماضية ويريد أن نتزوج نهاية الأسبوع |
Benden 4.000 Liret borç istemişti, ama ben 1 sent bile vermedim. | Open Subtitles | لقد طلب مني إقراضه 4.000 ليرة ولكني لم أعطه قرشاً واحداً تصرف جيد |
KB: O, hayır, hayır, hayır. Bana sağ elle yapıp yapamayacağımızı sordu. | TED | كيث بارى: كلا. لقد طلب مني استخدام يده اليسرى، ولكن الأمر مستحيل |
Altın mahmuzlu çizme giymeye hak kazanmış bir şövalyelik istiyor. | Open Subtitles | ، لقد طلب رتبة فارس و أن يكون له الحق في ارتداء ، المهماز الذهبي |
O bir mahkum değildi. Sığınma talep etti. Ben de uygun görmedim. | Open Subtitles | إنه ليس بسجين , لقد طلب اللجوء وأنا لا أمنحه إياه |
dedi Eşimi çok sevdiği için bana bu daveti yaptı | TED | لقد طلب مني ذلك لانه معجبٌ بأنشطة زوجتي |
Bakın doktor, yeni mümessil gönüllü birini istemiş. | Open Subtitles | هل ترى يا دكتور، لقد طلب المعلّم متطوعاً |
Benden kayıtları almamı ve parayı size vermemi rica etti. | Open Subtitles | لقد طلب مني أن آخذ منك الشرائط و أعطيك المال |
Cezasının azaltılması karşılığında Milli Güvenlik'e bilgi vermeyi teklif etmiş. | Open Subtitles | لقد طلب أن يُبادل المعلومات مع مجلس الأمن القومي كوسيلة للتساهل |
Liam bana çıkma teklifi etti. | Open Subtitles | لقد طلب مني ليام الخروج معه |
Oh, aman Tanrım. Dev bir bardak süt sipariş etti. | Open Subtitles | رباه، لقد طلب للتو كأساً كبيرة من الحليب |
Dogaki bize burada kalıp sizin için çalışmamızı emretti. | Open Subtitles | لقد طلب مِنَّا دوجاك أن نبقى و نعمل لصالحك |
Rus halkını kendi isyanına katılmaya çağırdı. | Open Subtitles | و لقد طلب من الشعب الروسي الإنضمام له بالثورة |
Beni akşam yemeğine davet etti ben de evet dedim. Ağzımdan kaçtı. | Open Subtitles | لقد طلب مني الخروج لتناول العشاء ووافقت ببساده |