"مباشرةً" - Translation from Arabic to Turkish

    • tam
        
    • doğruca
        
    • direk
        
    • doğru
        
    • canlı
        
    • derhal
        
    • bizzat
        
    • dümdüz
        
    • dosdoğru
        
    • anında
        
    • düz
        
    • kısa
        
    • sonra
        
    • doğrudan
        
    • hemen
        
    Bu yüzden mi muayenehanesine tam onun kendi elini kesmesini sağlayacağım sırada girdin? Open Subtitles ذلك الذي إستطعتَ وُصُول مكتبِه مباشرةً قبل أنا أقنعتُه بأخذ يَدُّه الخاصةُ مِنْ؟
    tam konuşurken katatoniye girdin. Seni sandalyeye oturtmak zorunda kaldım. Open Subtitles تعرّضت لنوبة تخشّب مباشرةً بمنتصف جملة وتعيّن عليّ حملك للكرسيّ
    Bu tabut çivilenmiş, çünkü o Pazartesi doğruca fırına gidecek. Open Subtitles هذا التابوت مُسمر لأن الجثة لن تذهب مباشرةً إلى الفرن
    O zaman, şimdi, yemekten hemen sonra, doğruca yatağa gideceksin. Open Subtitles اوه, حسنا أُريدك أن تذهب بعد العشاء مباشرةً إلى سريرك
    Sol taraftaki doğrusal mantık, ...direk olarak sağ taraftaki sezgisel mantığa bağlanmış. Open Subtitles المسار الخطي على اليسار كان مباشرةً متصل سلكياً بحدس الفص الأيمن الدماغي
    İşten çıkıp doğru eve giden erkek olmadığını fark ettiniz mi? Open Subtitles هل لاحظت أن لا رجل يعود مباشرةً للمنزل من عمله ؟
    Saat tam 9'da internetten canlı yayınlayacaklar. Ondan önce ulaşamayacağız. Open Subtitles التاسعة بالضبط، مباشرةً على الانترنت لن نجدهم قبل ذاك الوقت
    - İyi. - Biliyor musun şuranda biraz... Burnunun tam altında. Open Subtitles ـ جيد ـ أتعلم، لديك شيئاً ما موجود مباشرةً أسفل أنفك
    Yani, Reed tam da Copley Square Gıda'nın önüne park etmiş. Open Subtitles حسناً قام ريد بإيقاف الشاحنة مباشرةً أمام شركة ميدان كوبلي للأغذية
    Ona göre konuşmak; bir sürü küfür edip tam sikiş öncesi beni yumruklamaktı. Open Subtitles فكرته عن إجراء محادثة هو اشباعي إهانات ومن ثمّ لكمي قبل المضاجعة مباشرةً
    - Evet, evet. Gidelim Xander. - doğruca eve geleceksin. Open Subtitles نعنم نعم , لنذهب يا ألكساندر ستعودين مباشرةً إلي البيت
    Her sabah uyanıp yataktan kalkacak ve doğruca suya atlayacaktık. Open Subtitles وكل صباح نستيقظ ونتدحرج من على الفراش مباشرةً في المحيط.
    doğruca polise gidin, tamam mı? Sakın FBI'a teslim olmayın. Open Subtitles إتجهوا مباشرةً إلى سيارات الشرطة لا تتوجهوا إلى المباحث الفدرالية
    Dışarı çık, direk gözlerinin içine bak ve "Seni seviyorum, koca adam" de. Open Subtitles اذهب الى الخارج , وانظر الى عينيه مباشرةً وقل أنا احبك ايها الضخم.
    Buraya direk NERV'den geldim. Onunla yolda karşılaştık. Open Subtitles . أتيتُ مباشرةً من المقر العام . لقد تقابلنـا في الطريق بالصدفة
    Eğer Wadi'den bir yol bulabilirsek direk Kahire'ye gidebiliriz. Open Subtitles القاهرة، مارس 1939 فقط إذا تمكنا من إيجاد طريق عبر الوادي سيمكننا أن نتوجه مباشرةً إلى القاهرة
    Kendi güvenliğini hiçe sayarak o gaspçının üzerine doğru koşmuştun. Open Subtitles لقد جريت مباشرةً صوب ذلك اللصّ غير مبالٍ بسلامتك الشخصيّة
    Onu bıraktığımda havuzun dibine doğru battı ve öylece dipte kaldı. Open Subtitles تركتها فحسب غطست إلى الأسفل مباشرةً على بطنها في قعر الخزّان
    Söylemem gerekir ki, şimdi bu hilesiz bir program parçası, bu gerçek bir internet tarayıcı ve aslında bir Google sitesi ve bugün canlı olarak test edeceğiz. TED و يجب أن اخبركم، حالاً، هذا جزء برنامج محض، هذا متصفح انترنت و هذا موقع جوجل الحقيقي، و سنقوم بتجربته اليوم مباشرةً.
    Onu baştan çıkaracaksın ve raporunun içeriğini öğrenerek derhal bana getireceksin. Open Subtitles ستقوم بإغوائها ثم ستعرف محتوى تقريرها و أوصله لي مباشرةً أغويها؟
    Bu kriz boyunca, bizzat seninle muhatap olmak istiyorum. Open Subtitles أريد التعامل معك مباشرةً يا سيدى طوال مدة هذه الأزمة
    Şu yolu dümdüz takip et. Görebildiğin mesafenin iki katı kadar Open Subtitles اتجه مباشرةً على طول هذا الطريق بمقدار مرتين على مرمى بصرك
    Bazen o, kanun karşısında dosdoğru müşterisine başvurur. Open Subtitles ،أحيانا ،وبتحدٍ للقانون تقوم بالإيماء للزبون أو تقترح إليه مباشرةً
    Neredeyse anında, Afro-Amerikanlar Öneri 8 için suçlanmaya başladılar. TED مباشرةً بعد ذلك الامريكيين السود بدأوا يلامو على قَبول اطروحة ٨
    düz hücum ediyor. Sol boynuza yönelmeli. Open Subtitles فلتهاجم مباشرةً ، وخصوصاً من جهة القرن الأيسر
    Sayın Başkan, zamanınızın değerli olduğunun farkındayım bu yüzden, kısa keseceğim. Open Subtitles يا صاحب الشركة أعلم أن وقتك مهم ولذلك سأدخل مباشرةً للموضوع
    Müzik doğrudan duygusal damardan kan akışınıza ve oradan da direkt kalbinize gider. TED تتجه الموسيقى مباشرة إلى وريد المشاعر، في مجرى دمك و مباشرةً إبى قلبك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more