Başka ülkeler görmek istiyorsun. Büyük şehirler, dağlar ve okyanuslar. | Open Subtitles | تريدين رؤية بلاد أخرى مدن كبيرة، جبال عالية، محيطات واسعة |
Bunun gibi şehirler hakkında hikâyeler duymuştum ama hiç bir tanesini görmemiştim. | Open Subtitles | ,لقد سمعت عن مدن كهذه من قبل لكنني لن أرى واحدة أبداً |
Başka şehirlere de herhangi bir şekilde yardımcı olabilmek ve daha yükseğe çıkabilmek yapmak istediğimiz şey. | TED | وبهذه الطريقة يمكننا مساعدة مدن أخرى وذهابنا إلى حدود أعلى هو ما نريد القيام به. |
Yazışmaların konusu, çoğunlukla tarihi şehir, hayalet kasaba ve eski madenler. | Open Subtitles | المراسلة كَانتْ في الغالب حول المواقع التأريخية، مدن الأشباح، ألغام قديمة. |
2018'de, büyüyen müzik şehirleri çok sık kazara olmuyor ve olması da gerekmez. | TED | في عام 2018، لا تتواجد مدن الموسيقى المزدهرة ولا يجب أن تتواجد بالصدفة. |
Roy tek başına takılmaya başladıktan sonra bir çok büyük şehre ekipman gizledi. | Open Subtitles | , بعد روي رحل منفردا هو ثبت معدات تخفي في عدة مدن رئيسية |
şehirler, kasabalar, ağaçlar, otlar... ..kuyulardaki sular... ..göklerdeki kuşlar yok olacak. | Open Subtitles | و لا مدن و لا بلدات و لا عشب و لا أشجار و لا ماء في الآبار و لا عصافير في السّماء |
Ve şunu duyurmaktan mutluluk duyuyoruz ki tugayımızı ilk defa uluslararası şehirlere açıyoruz, Polonya, Japonya ve İrlanda'daki şehirlerden başlayarak. | TED | ويسرنا أن نعلن اليوم أننا سنفتح كتائب في مدن دولية للمرة الأولى، بدء من المدن في بولندا واليابان وإيرلندا. |
Bütün Maya şehirlerinde, taşlar üzerinde kayıtlı bunun gibi törenler vardı. | Open Subtitles | كانت هناك مراسيم مثل هذه مسجلة على كل صخور مدن المايا |
Üçüncüsü ise, Whitopia'da tarifsiz bir cazibe, hoş bir görüntü ve his, bir je Ne sais quoi var. | TED | و ثالثاً، تملك مدن البيض سحرا فائقا لا يوصف، ومظهرا ساحرا وإحساسا. لا أعرف كيف أصف ذلك. |
Karanlık ormanlar, buzdan yerler, cam ve taştan yapılma şehirler. | Open Subtitles | غابات مظلمة , امتدادات جليدية مدن بُنيَت من الزجاج والصخر |
Devletlerin şehirler barındırabilecek kadar büyük yeni reform bölgeleri oluşturmalarını teklif ettim ve onlara bir de isim verdim: pilot şehirler. | TED | لذلك اقترحت ان تقوم الحكومات بانشاء من مناطق مستصلحة جديدة كبيرة بما يكفي لتحتضن مدن واعطائها تسمية : مدن الامتياز. |
Peki bunu nasıl yaptık? 10,000 yıl önce avcı-toplayıcıyken sadece bir kaç bin yılda böylesine devasa şehirler üretmeye nasıl başladık? | TED | كيف فعلنا كل هذا؟ كيف انتقلنا من صيادين من قبل عشر الف سنة الى بناء مدن ضخمة كهذه في بضع الف سنة؟ |
Şehirlerimiz de risk altında olacak, çünkü şehirlerin çoğu kıyıda. Görüyorsunuz, şu anda okyanus seviyeleri yükseliyor ve sular şehirlere girdikçe | TED | ومُدننا ستكون معرضة للخطر، لأن معظمها مدن ساحلية. ترون الآن إرتفاع مستويات المحيط، وأنها تُغطي المدن، |
Ülkenin her eyaletinde bulundum ve uyum sağladığım tek kasaba bu. | Open Subtitles | كنت في كل مدينة من مدن البلد وهذه هي المدينة الوحيدة التي شعرت بالراحة فيها |
Bir kaç kasaba ilerde biçerdöver tarafından parçalanmış bulundu. | Open Subtitles | لقد تورّط بآلة حصد و مات على بعد عدّة مدن |
Ben genede bu dünyadaki bütün şehirleri... Magma ile eriteceğim. | Open Subtitles | سأاظل قادراُ على اذابة كل مدن الأرض بالسوائل البركانية الساخنة |
Bence belki birkaç şehre nükleer bomba attı birkaç bin mahkûmu infaz etti merak ettim sadece. | Open Subtitles | كما تعتقدين , هل كان يضرب بضع مدن نوويا ً.. ويعدُم المئات من السجناء ؟ |
Sanal şehirler ve kasabalar nükleer silahla vurulamaz. | Open Subtitles | . اعني مدن وبلدات افتراضية , ولايوجد اي شي قد تعرض لضربة نووية حسنا.. |
Yapacağınız şey, dünyanın dört bir köşesindeki şehirlerden... 365 kişi seçip... gerçek zamanlı 24 saatlik belgesellerini çekmek. | Open Subtitles | ما سنفعله ، أن نعثر على 365 شخص من مدن مختلفه من كل أنحاء العالم |
Dünyanın diğer şehirlerinde insanlar nüfusun yoğun olduğu merkezlerden kaçıyor. | Open Subtitles | في مدن أخرى حول العالم، يخلون الناس التكتّلات السكانيّة طواعيةً، |
Bu Whitopia'da, göçmenlik büyük bir sorun hâline geldi. | TED | فقد تبين أن الهجرة تمثل مشكلة كبيرة في مدن البيض. |
Lu'nun 30 yıl önce savaşta kazandığı Whenshang'daki 3 şehri iade edin. | Open Subtitles | عودة مدن وين شان الثلاث ربح الحرب من لو منذ ثلاثون سنة |
20. yüzyılda altı kıtada inşa edilen altı şehir merkezi. | TED | ست مدن رئيسية بُنيَّت على ست قارات في القرن العشرين. |
Şimdiye kadar Amerika'da yedi sekiz şehirde | TED | كذلك فان هناك سبعة أو ثمان مدن أمريكية بالفعل |
1950'den 2050'ye kadar olan yüz yıllık sürece bakarsanız, bu yüz yıllık süreç, tüm dünya şehirlerini inşa ettiğimiz asır; bizim de şimdi tam ortasında olduğumuz. | TED | و إذا نظرت إلى القرن من 1950 إلى 2050 هذا القرن حين نبني كل مدن العالم، القرن الذي نحن في منتصفه الآن. |
Dünyanın en büyük şehrine gelmek bir onur. | Open Subtitles | ياله من شرف أن أحضر لأعظم مدن العالم |
Sekiz tane İsrail ve Filistin şehrinde duvarın iki tarafına da yapıştırmaya karar verdim. | TED | قررت ان الصق في ثمان مدن اسرائيلية وفلسطينية وعلى جانبي الحائط. |