"من كل" - Translation from Arabic to Turkish

    • her
        
    • Tüm
        
    • Bütün
        
    • kadar
        
    • daha
        
    • en
        
    • tek
        
    • kişiden
        
    • önemlisi
        
    • yüzde
        
    • yanından
        
    İşte asıl sorulması gereken budur; çünkü bu durum yeterli kaynaktan yoksun olan her toplumun bir parçası olarak karşımızdadır. TED هذا هو السؤال الحقيقي ، لأن هذا هو شيء كان هناك، جزء من كل المجتمع. هذا يحرم من الموارد الكافية
    İnsan vücudu hakkında bildiğimiz her şeye rağmen, hâlâ bazı garip ve süregelen gizemler mevcut, plasebo etkisi gibi. TED وعلى الرغم من كل ما نعرفه عن جسم الإنسان، لا تزال هناك بعض الأسرار الغامضة، مثل تأثير العلاج الوهمي.
    Tıpkı anlattığım gibi, tam da başlangıçta, olası çözümler her yerden önümüze geliyordu. TED بالضبط كما وصفتُ لكم في البداية، تم أخذ الحلول المحتملة من كل مكان.
    Bunun yerine, diğer birçok insanın da hikayelerini anlatabilmelerini sağlayacak araçlar ortaya atmayla ilgileniyorum, dünya üzerindeki Tüm insanlar yani. TED بدلاً عن ذلك، أنا مهتم ببناء أدوات تسمح لعدد كبير من الناس الآخرين ليرووا قصصهم، ناس من كل أنحاء العالم.
    Kurgu fotoğraf içeren Tüm duygular seçilip çıkartıldıktan sonra bir sistem dahilinde görüntülenebiliyor. TED مونتاج تنتج من كل المشاعر التي تحوي صوراً ليتم إستخلاصها وعرضها في شبكة.
    Şu an aklımdaki Bütün bu sorularla boğuşsam da, tapirlerle bir anlaşmam var. TED وبالرغم من كل تلك الأسئلة التي في رأسي حاليا، عندي عهد مع التابير.
    Aslında Tüm bu uygulamalar ben konuşurken bile dünyanın her yerinde benim gibi bilim insanları tarafından zaten uygulanıyor. TED في الحقيقة، كل هذه التطبيقات يتم تطويرها على يد علماء مثلي من كل مكان حول العالم، في الوقت الراهن.
    Ancak Hedge'in her bir hücreyi kontrol etmesi çok zaman alır. TED ولكن سيأخذ هيدج وقتًا طويلًا للتحقق من كل خليةٍ على حدا.
    daha yakından bakacak olursak, bu zirvelerin oluştuğunu görebiliriz. her sene aynı ay. TED وإذا أمعنا النظر، نرى تلك القمم تنشأ في نفس الشهر من كل عام.
    Sinirlerim hâlâ bozuk da ondan. Henüz her şeyin üstesinden gelemedim. Open Subtitles لأن اعصابى مازالت متوترة, فانا لم اتعافى من كل شئ بعد
    Sizden beyninizi bu mahkeme salonu içinde gerçekleşenler dışında her şeye kapamanızı istiyorum. Open Subtitles يجب أن تصفوا أذهانكم من كل شئ اٍلا مما سيدور فى هذه المحكمة
    Aşk beni arındırmıştı, çirkin veya kötü her türlü basitlikten. Open Subtitles الحب نقّاني من كل شيء مما هو وضيع أو بائس
    Santa Cruz'dan sonra El Paso'ya doğru gittik ama her yandan kuşatıldık. Open Subtitles بعد سانتا كروز توجهنا الى ال باسو و هاجمونا من كل الجهات
    Santa Cruz'dan çıkarken, El Paso'ya yöneldik ama bizi her yerden kuşattılar. Open Subtitles بعد سانتا كروز توجهنا الى ال باسو و هاجمونا من كل الجهات
    Bilinç Tüm duygu durumları, duyarlılığı ya da farkındalığı içerir. TED الوعي يتألف من كل حالات الشعور أو الإحساس أو الانتباه
    Yaşanan şanssızlıklara ve başarının önündeki Tüm engellere rağmen hala bizim olan nedir? Open Subtitles برغم هذه الكبوات والتجريد من كل حليّ النجاح، ماذا بقي لنا لنربح به؟
    Tüm sadık dinleyicilerimden onu hapishaneden çıkartmak için ellerinden geleni yapmalarını istiyorum. Open Subtitles أريد من كل مستمع نبيل أن يفعل ما بوسعه لإخراجه من السجن
    Ne yani okuldan eve Bütün yolu yine yürümek zorunda mı kaldın? Open Subtitles ماذا ياهايد؟ امشيت من كل المسافه من المدرسه إلى المنزل مره اخرى؟
    Orası Bütün Avrupa'dan gelen genç müzisyenler için. 22 yaşından büyük olamıyorsun. Open Subtitles إنه للشباب من كل أنحاء أوروبا لن تكوني أكبر من 22 سنة.
    Slovenya asilli o kadar yerin içinde isviçre'de dogmus bir striptizci. Open Subtitles متعرية من أصل سلوفيني ولدت في سويسرا من كل بلدان العالم
    Bu da tek bir günde, Amerika'daki en büyük üç TV kanalının son beş yılda yaptığı yayının toplamını geçiyor. TED وذلك، في يوم واحد، أكثر من كل ما تم بثه من الثلاث شبكات الأمريكية الرئيسية في الخمس سنوات الماضية مجتمعة.
    Dünyanın herhangi bir yerinde mahkum olan her dört kişiden biri şu an burada Birleşik Devletlerde. İşte bu da bu inandığımız tek kullanımlık TED فواحد من كل أربعة اشخاص .. في مكان ما .. هو في أحد السجون في أمريكا .. ان هذا المفهوم الثقافي \ الاخلاقي
    Nerde yaşar, nerde çalışır, ve en önemlisi, şu anda nerede olduğu. Open Subtitles أين يقطن ويعمل والأهم من كل ذلك أين يمكن أن يكون الآن
    Yani Japonlar yüzde 56’lık bir kesimin kırsal bölgede yaşadığını düşünüyordu. TED اعتقدوا أن 56 من كل 100 شخص يعيش في المناطق الريفية.
    100,000 dolarlık ödülü kazanmak için dünyanın dört bir yanından geldiler. Open Subtitles إنهم قادمون من كل مكان من أجل الفوز بـ100000 جائزة مالية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more