Eğer muzlar karşısında çikolata problemi üzerinde düşünüyorsanız, gelecek hafta muz yiyeceğimizi düşünüyoruz. | TED | إذا فكرتم في مشكلة الموز مقابل الشكولاتة، نعتقد أننا سنأكل الموز الأسبوع القادم. |
düşünüyoruz ki elektrik stimülasyonu felç hastaları için en önemli tedavi sürecidir. | TED | التحفيز الكهربائي للنخاع الشوكي، نعتقد أنّها العلاج الأول من نوعه والفعّال للمشلولين. |
Yüzeyin kayayı eritebilecek kadar sıcak ve sıvı lav gölleri olduğunu düşünüyoruz. | TED | نعتقد أن سطحه حارّ بشكل كافٍ لذوبان الصخور وفيه بحيرات حمم سائلة |
Herkesin kendi düşüncesi uyarınca ibadet etme hakkı olduğuna inanıyoruz, fakat inanç özgürlüğü, insanların inanışlarını suiistimal etme hakkı vermez! | Open Subtitles | نحن نعتقد أن كل شخص لديه الحق في العبادة وفقا لضميره لكن حرية الدين ليست رخصة للاعتداء على إيمان الشعب |
Çok üzgünüm Sayın Yargıç fakat Ludwig'in Kraliçe'yi öldürmek için plan yaptığını sanıyoruz. | Open Subtitles | آسف ، أيتها الموقرة لكننا نعتقد أن لودفيج مشترك فى مؤامرة لإغتيال الملكة |
Harika olur. İyi bir potensiyeliniz olduğunu düşünüyoruz. Zamanlamanız mükemmel. | Open Subtitles | نحن نعتقد أن لك موهبة جيدة و لك توقيت عظيم |
Bir bomba patlamasına benzemiyor, bu yüzden onun olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | هذا لا يَبْدو مثل إنفجار قنبلةِ، لذا نعتقد انه هو. |
Biz ortalık yatışana kadar... ücretsiz izin almanın uygun olacağını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد انك يجب أن تأخذ أجازة. حتى نستطيع أن ننهى هذا. |
Bir nöbetçinin kapıyı açtığını düşünüyoruz, ve o da yürüyerek çıktı. | Open Subtitles | نعتقد أن حارس معين قام بفتح البوابة وهي فقط خرجت مبتعدة |
4 ile 5 arasında yüksek yoğunluklu plastik olduğunu düşünüyoruz, yani magnezyum. | Open Subtitles | نعتقد من اربع لخمس رطلات من البلاستيك عالي الكثافة, ماغنسوم عالي الثمن |
İkinci bombanın da, aynı kişinin veya grubun işi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن هذا العمل تم من خلال نفس الشخص او الجماعة |
İçteki süperiletken kristallerin elektrik enerjisi çekme şeklinden olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد بأن الطريق الذي انشأناه من بلورات تمتص الطاقة الكهربائية |
Özel askeri eğitimleri olduğunu düşünüyoruz, ve şimdi bir vurgun daha yaptılar ve başka bir masum insanı daha öldürdüler, Charlie. | Open Subtitles | نحن نعتقد بأنه قد تلقوا تدريب عسركي خاص وها هم قد بدؤوا يضربون ثانيةً وقد قتلوا شخصا بريئا آخر يا شرالي |
Caitlin, Dr. Wells'in Zıt Flash olduğuna ve Barry'nin annesini öldürdüğüne inanıyoruz. | Open Subtitles | كيتلين، فإننا نعتقد أن الدكتور ويلز هو عكس فلاش وقتل الأم باري، |
İnanıyoruz ki bu son zamanlarda... şehir içinde ortaya çıkan vandalizm... bir şekilde yeraltı boks kulüplerine bağlı olarak. | Open Subtitles | بأمكانك أخبارنا ما الذي تعتقد أنه حدث ؟ نعتقد أنها واحده من عدة عمليات تخريب حدثت في المدينه مؤخراً |
Şimdiye kadar yeni alınmış ekiplerden daha iyi olduklarına inanıyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أنهم يرتجلون أفضل من أعضاء الفرق الجدد في الماضي |
Ailesinin Romanyalı bir sirk grubu olduğunu ve yangında öldüklerini sanıyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن عائلته كانت فى السيرك الرومانى وماتوا فى حريق مروَّع |
Ön kapının oradaki bekçi köpeğinin yaptığını düşündük, - Leviathan mı? | Open Subtitles | و نحن نعتقد انه كان كلب الحراسة الموجود على بابك الليفيتان |
en bağlı toplumuz. Ama ben gittikçe düşünmeye başlıyorum ki sahip ya da sahip olduğumuzu düşündüğümüz ilişkiler, insan | TED | ولكنني بدأت أعتقد أن هذه الارتباطات التي نملكها أو التي نعتقد أننا نملكها هي مجرد محاكاة ساخرة للعلاقات الإنسانية. |
İfadeni incelediğimizde, tutsak olduğun süreyle ilgili Bize yardımı olabilecek ayrıntıları hatırlayabileceğini umduk. | Open Subtitles | من بيانك، نعتقد بأنّك قد تتذكّر التفاصيل من أسرك الذي يمكن أن يساعدنا. |
Biz... Bizce gözde duyduğumuz o gürültü bir Sagan kutusuydu. | Open Subtitles | نعتقد بأنّ الصوت الذي سمعنه يضرب الدرع كان صندوق ساجان |
Yolcu listesine göre boş bir koltuk vardı ama Biz öyle düşünmüyoruz. | Open Subtitles | قائمه الركاب تقول ان هناك مقعد فارغ و لكننا لا نعتقد هذا |
Onun New York'ta olduğunu düşünmemizi istedi ve zavallı Timmy yemi yuttu. | Open Subtitles | لقد أرادانا أن نعتقد أنه كان فى نيويورك وتيمى المسكين ابتلع الطعم |
Her zaman bilimin ve evliliğin uyumsuzluğuna inandım fakat genellemeye inanmak da aptalca olur. | Open Subtitles | أعتقد دائما العلوم و الزواج يكون غير متوافق ولكن من الغباء أن نعتقد في التعميم. |
Çözüm aslında uzanmak için düşündüğümüzden daha yakın olabilir, çünkü tüm kurduğumuz bu kentler fırsattır. | TED | ان الحل ربما يكون اقرب الينا مما نعتقد لان كل المدن التي نعمل على انشائها تملك في طياتها فرصاً لذلك الحل |
Bu, 9 bin 500 kilometre demek; bunu yapabileceğini tahmin bile edemezdik. | TED | ذلك اجمالي تسعة ونصف الف كيلو متر, لم نكن نعتقد حصول ذلك |
Bu da Bize bildiğimizi sandığımız şeylerden biri hakkında birşeyler söylüyor. | TED | ولكنها أيضاً تخبرنا شيئاً عن أحد هذه الأشياء التي نعتقد أننا نعرفها |
Kalıntıların keşfinden sonra galakside üzerinde hayat barındıran başka gezegenler olduğuna inanmamızı sağlayan sebepler vardı ve şimdi kanıtımız var. | Open Subtitles | منذ أن إكتشفنا هذه الأطلال لدينا سبب لكي نعتقد أن هناك كواكب أخرى مسكونة في المجرة و الآن لدينا الدليل |