"ولم" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    • ama
        
    • Neden
        
    • de
        
    • da
        
    • hiçbir
        
    • bile
        
    • bir
        
    • Niye
        
    • O
        
    • Ayrıca
        
    • asla
        
    • yoktu
        
    • ki
        
    • değildi
        
    İhtiyacım olan cevabı doktorlardan alamadım ve literatürü taramaya başladım. TED ولم أجد الأجوبة من الأطباء لذلك تعمقت في عالم الطب
    Tabii ki yavru babun çok masumdu,... ...geri dönmedi ve koşmadı. TED وطبعاً .. ان القرد الصغير كان بريئاً جداً ولم يهرب حينها
    Bu şeyi tutup çıkardım, ve O şey demir değildi. TED ومن ثم اخرجت المادة الخام .. ولم يكن الناتج حديداً
    ama akım veya film hakkında herşeyi çok fazla bilmiyordum. TED ولم اكن اعلم كثيراً عن تلك الحركة .. او الفلم
    Yani var ama yerim, burun kanamasına Neden olacak kadar yüksekte. Open Subtitles ولكنها هناك فى المدرجات العلوية ولم استطع ان ارى شئ لذلك,
    Mesaj yazıyordu ve aynı anda hem mesaj yazıp hem de yürüyemiyordu. TED كان يرسل باستخدام هاتفه, ولم يستطع الكتابة و المشي في نفس الوقت.
    ve sahip olamadığım, sahip olmak için yeterli olamadığım... ...birkaç şeyin özlemini hissettim. TED كنت أبحث عن أشياء كثيرة ولم أجدها أو لم أجد ما يشبعني منها
    Birdenbire bedenimdeki krizin dünyadaki kriz olduğunu fark ettim ve daha sonra olan bir şey değildi, şimdi oluyordu. TED فهمت فجأة أن الأزمة في جسدي كانت الأزمة في العالم ، ولم تكن تحدث لاحقاً كانت ذلك يحدث الآن.
    Onları yapmanın kolay yolu yoktu ve bu işi makineleştirenler ilk olarak Amerikalılardı. TED ولم تكن صناعتها أمرًا سهلًا، وكان الأمريكيّون هم من ميكنوا هذه الحرفة فعلًا.
    Ergenlik gelmişti ve kız olmanın ne demek olduğuna dair bir fikrim yoktu ve gerçekten kim olduğumu bulmaya hazırdım. TED بلغت سن البلوغ، ولم تكن لدي أي فكرة ما كان يعني أن أكون بنتا وكنت مستعدة لاستكشاف ما كنت حقا.
    İlk sene, hedefi 20 milyon kullanıcıydı ve buna erişemedi. TED في العام الأول، كان هدفه 20 مليون مستخدم، ولم يحققه،
    Robotikte yüz yıllık süreç geçti ve biz herhangi bir yöne birkaç adımdan fazla ilerleyebilen bir robot yapamadık. TED المئات من السنين من العمل على الرجال الآليين، ولم نتمكن من جعل رجل آلي يقوم ببضع خطوات ذهابا وإيابا.
    Hayalet bir kolu vardı, dayanılmaz acıları vardı ve kımıldatamıyordu. TED كانت لديه ذراع وهمية، مؤلمة للغاية، ولم يستطيع أن يحركها.
    Aslında patent araştırmasında çalışmayı hedeflemiyordu, ama başka teknik bir iş gerçekten bulamıyordu. TED ولم يكن مهتماً للعمل في مجال براءات الاختراعات ولكنه لم يجد وظيفة غيرها
    Kuzeni tabii onu yapmaması için uyarmaya çalıştı, ama Shadi'nin telefonunun şarjı bitti, ve telefonu bir daha hiç geri açılmadı. TED ولقد حاول إبن عمّه بالطبع تحذيره من القيام بذلك، ولكن بطاريّة هاتف شادي قد نفذ شحنها، ولم يشتغل هاتفه مرة ثانية.
    Gerçeğe yolculuk yapmak daha tatlıyken Neden senin yalanlarını dinleyeyim ki? Open Subtitles ولم أستمع إلى أكاذيبك؟ بينما طريق الوصول الى الحقيقة أجمل بكثير
    bir devlet memuru olmaya karşı bir ilgim yoktu, ceza hukukuna karşı bir ilgim yoktu ve kesinlikle de bir savcı olabileceğimi düşünmüyordum. TED لم يكن لدي اهتمام في أن أكون موظفا حكوميا، أو اي اهتمام في القانون الجنائي، ولم أفكر قطعا في أن أكون مدعي عام.
    Nasıl bu kadar büyük birşey okyanuslarımızda yaşar da şimdiye dek kaydedilmemiş olabilir? TED كيف يمكن لشيء بهذا الكبر أن يعيش في محيطنا ولم يصوّر حتى الآن؟
    Vücudum bana hiç ihanet etmedi ve hiçbir zaman yanlış değildi. TED لم يخنّي جسدي على الإطلاق، ولم يكن جسدي خطأً على الإطلاق.
    Ben fakir olduğumun farkında bile olmadan, Doğu Los Angeles'ta büyüdüm. TED لقد نشآت في شرقي لوس آنجلوس، ولم أكن أدرك أنني فقيرة.
    Kimse aslında neler olduğuna dair bir kontrole sahip değildi. TED ولم يستطع أحد ان يتحكم أو يضبط ما كان يحصل
    ve Niye öyle yaptığımın sebebini bilmiyordum, fakat çok canlıydı. TED ولم أعرف بالتحديد لماذا أخذته، لكنها كانت مشرقة للغاية.
    ...ve hatamı düzeltmeleri sayesinde öğrendim! Ayrıca kimsede duygularımı takmadı. Open Subtitles كنت مخطئة وحين صحح خطئي تعلمت ولم يأبه أحد لمشاعري
    Yolda Amerikan Müzesi'ne gittim, ve bir daha asla iyileşmedim. TED ذهبت في نزهة إلى المتحف الأمريكي، ولم أتراجع بعدها أبدا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more