"يبحث عن" - Translation from Arabic to Turkish

    • arıyordu
        
    • arıyormuş
        
    • aramaya
        
    • aradığını
        
    • peşinde
        
    • arıyordur
        
    • ararken
        
    • arayan bir
        
    • arıyorsa
        
    • arar
        
    • aramış
        
    • aramak
        
    • bulmaya
        
    • araştırıyor
        
    • arıyorlar
        
    her gün sağlıklı ciğerleri olan zihinsel özürlü çocukları okullarına götürürken, bir yandan da kızının problemine bir çözüm arıyordu. Open Subtitles كان يبحث عن حل لابنته حيث كان يقود كل يوم للمدرسة هناك أطفال أصحاء برئات سليمة و لكن دماغ متضرر
    Neden? Katilimiz bir şey arıyordu. Kurbanımız bir şey saklıyordu. Open Subtitles القاتل كان يبحث عن شيء ما والضحية يخفي شيئاً ما
    Görgü tanığı dedi ki bir barı dağıtmış ve genç bir çifti arıyormuş. Open Subtitles قال شاهد العيان أن الهندي أطلق النار بحانة وأنه كان يبحث عن زوجين
    Saldırgan intikam almak için mekanlarından birine, abisini vuranı aramaya gitmiş. Open Subtitles محتجز الرهائن ذهب يبحث عن مطلق النار في أحد أماكنهم لينتقم
    Sadece aşkı hep yanlış yerlerde aradığını fark eden bir adamla ilgili. Open Subtitles إنه فقط شخص , أدرك أنه يبحث عن الحب في الأماكن الخاطئة
    Ben 1100 yıldır kalbimde bir bıçakla yaşıyorum, oysa o önemsiz intikamının peşinde. Open Subtitles كان لدي سكين علي قلبي لـ 1100 سنة وهو يبحث عن أنتقامه التافه
    Bunun sıradan bir cinayet olduğunu düşünmüyorum. Katil bir şey arıyordu. Open Subtitles لا أعتقد أن هذا مجرد قتل؛ القاتل كان يبحث عن شيء
    Polis memuru banyosunu arıyordu ve sonra bu kapıyı açtı. Open Subtitles كان أحد رجال الشرطة يبحث عن الحمام وفتح هذا الباب.
    İnsanların dikkatini çekmeye çalışırdı, belki takipçi falan arıyordu, bilmiyorum. Open Subtitles كان يستشعر الناس، لربّما كان يبحث عن تابعين، لا أدري.
    Bu meçhul yerin bir yerinde, kanun Black Larson'ı arıyordu. Open Subtitles في مكان ما في ذلك العدم كان القانون يبحث عن بلاك لارسون
    Georgia'yı aramaya gitti. Big Jim ise kendisini arıyordu. Open Subtitles وبينما ذهب يبحث عن جورجيا ذهب جيم الكبير للبحث عنه
    Atilla bize saldırmak için bir bahane arıyordu ve sayende bir bahanesi oldu. Open Subtitles أتيلا كان يبحث عن ذريعة للهجوم علينا وانت أعطيتيه واحدة.
    Ona karşı ayaklanma çıkaran kayıp koyununu arıyormuş. Open Subtitles كان يبحث عن اغنامه الضائعة التي تدافعت فوقه
    Aslına bakarsan, onları zehirlemiş, şimdi de yerlerine birilerini arıyormuş. İnsanları. Open Subtitles لا,لقد سمهم وهو الأن يبحث عن بدائل بشريين
    Bir şey aramaya geldi, çift erken dönünce de şaşırdı. Open Subtitles لا بد أنه من فعل المشتبه جاء يبحث عن شيء
    Dün gece de garsona sevgilisinin Kimsesiz Güvercin'i aradığını söylemişsin. Open Subtitles في الليلة الماضية قلت للنادلة صديقها يبحث عن الحمامة الوحيدة
    Gerçek haçın peşinde koşan birisi için Vincent seninle çok fazla ilgileniyor gibiydi. Open Subtitles اتعلم , بالنسبة لشخص يبحث عن الصليب الحقيقى فينسنت بدا مهتماً بك بالتأكيد
    Belki de yatacak yer, veya yiyecek bir şey arıyordur. Open Subtitles ربما يبحث عن مكان للنوم فيه ، أو شيئ ليأكله
    Yani bir karınca besin bulmaya çıktığında, sıcak güneş altında tohum ararken kaybettiği suyu havaya verir. TED حيث أن النمل الخارج للبحث عن الطعام يبحث عن البذور تحت الشمس الحارقة، وبالتالي يتبخر منه الماء في الهواء.
    İş arayan bir oyuncu kadar itici bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد شئ مثير أكثر من ممثل يبحث عن عمل
    Eğer birisi iş arıyorsa, bu tarz belgeler bir zorunluluk gibi oluyor. Open Subtitles أعتقد أن مثل هذا الشيء ضروري إذا كان أحد يبحث عن عمل
    Her zaman birileri bela arar. Clearwater da farklı değil. Open Subtitles لابد ان هناك احد يبحث عن احد رغم هدوء الوضع
    Bütün gece amcamın arabasını sürerek onun evini aramış. Open Subtitles كان يقود طليلة الليل بالجوار فى سيارة عمى الشيفيل, يبحث عن منزله
    Ayrıca bütün dünya üzerinde kara kutuları burada aramak kimsenin aklına gelmez. Open Subtitles وآخر مكان في الأرض، يُفكر أحد أن يبحث عن الصندوق الأسود فيّه
    Bunu yapan her kimse burada bekleyip, parayı bulmaya çalışıyormuş gibi yapmalı. Open Subtitles من كان قد أخذه عليه البقاء هنا والتظاهر بأنه يبحث عن المال
    Bunu bir mineral yatağında bulduk. Jeffrey kaynağını araştırıyor. Open Subtitles لقد وجدنا الرمال في الجدول وجيفري يبحث عن المصدر
    - Onun gözlüklerini arıyorlar... ben de bu mercekle uyup uymadığına bakacağım. Open Subtitles فرانسوا يبحث عن عدساته الإحتياطي سارى إذا تطابقت المواصفات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more