"يترك" - Translation from Arabic to Turkish

• terk
• bırakmadı
• bırakmamış
• bırakmaz
• bırakmıyor
• izin
• bırakıp
• bırakmış
• bıraktı
• bırakmak
• bırakacak
• bırakmadan
• geriye
• bırakması
• bıraksın

diyordu. En sonunda, SKY'yi bir kutuya koyduk ve asker, merkezi terk edeceği zaman, onu orada bırakmayı tercih etti.
في نهاية الأمر ،وضعنا الوجه في صندوق لاحتواء أكبر له، وعندما غادر العسكري المكان اختار أن يترك الوجه الدموي خلفه.

Fakat bana hiç para bırakmadı. Banka müdürüne konuştun mu?
. صحيح، من السيء أنه لم يترك لي بعض المال

Asıl sorun, bombayı yapan kendine has bir imza bırakmamış.
المشكلة أن صانع القنبلة لم يترك خلفه أي توقيع فريد

Güvenlik yetkisine sahip olan bir kişi otel odasında bir şey bırakmaz.
أي أحد مصرّحا أمنيا سيعرف بألا يترك أيّ شيء في غرفة الفندق

Bu düşmanca tavır bize güç kullanmaktan başka seçenek bırakmıyor.
هذا لعمل العدائي لم يترك لنا خيار سوى الرد بقوّة

Kimsenin kullanmasına izin verecek tipte bir adam gibi görünmüyordu.
لم يبدو مثل الرجل الذى يترك نفسه لأحد أن يستغله

O paketi bir masanın yanına bırakıp çıkışının görüntüleri elimizde.
وجدناه يترك ذلك الطرد بجوار المكتب ثم رحل قبل الانفجار

Bay Onegin amcanız mülkünü bunu yapın diye bırakmış olamaz değil mi?
بالتأكيد سيد أونيجن عمك لم يترك لك أملاكه لتتصرف بها على هواك

Zayn Malik grubu bıraktı ve internet duygu patlamalarıyla doldu.
يترك زين مالك الفرقة، وينفجر الإنترنت بالمشاعر.

Karısını ve çocuklarını, kendisinin kaçtığı bir yerde bırakmak mı?
يترك زوجته وأولاده وقصره وملكه فى مكان يهرب هو منه؟

Böylece Lou karısını ve çocuklarını terk etti ve Tina'ya taşındı.
إذا ، لو يترك زوجته و أولاده و ينتقل برفقة تينا

Sevgilinle birlikte daire al iki ay içinde terk edip gitsin.
تشتري شقة مع حبيبك وبعد ذلك يترك لك في غضون شهرين.

Çünkü, sen bir kahramansın, ve kahramanlar dostlarını asla terk etmezler.
تعلم، لأنك تحب أن تكون البطل والبطل لا يترك صاحبه خلفه

Her şey bir yalanmış! Bize hiçbir şey bırakmadı, çünkü hiçbir şey yokmuş.
الأمر برمته احتيال، لم يترك لنا شيء، لأنه لا يوجد شيء من الأساس.

Frankie bir not bile bırakmadı, nerede olduğunu kimse bilmiyordu.
فرانكي لم يترك رسالة و لم يعرف أحد أين ذهب

Ama o benim depolama ünitesi ile bir yönlendirme adresi bırakmadı.
ولكن قالت انها لم يترك عنوان الشحن مع وحدة تخزين بلدي.

Adamın biri iki defa aramış, ama mesaj bırakmamış.
جاءتك مكالمتين ولكن المتصل لم يترك أية رسالة

Bu derece gelişmiş bir katil, bir tanığı... boş yere sağ bırakmaz.
القاتل الذي يقوم بجرائم متقنة مماثلة لا يترك شاهدة حية بدون سبب

Ardında hiçbir şahit veya iz bırakmıyor.
لم يترك وراؤه أية شهود, أو حتى أجزاء بصمات.

Cesedin ağzındaki zımbaları çıkarmalarına izin verme. Lütfen, hatırım için.
لا يترك أي شخص يزيل المشابك من فمّ النائب، موافقة؟

Bu kamyonetini bir yere bırakıp geceyi dışarıda geçiren bir adam değil.
هذا الشخص ليس من النوع الذ يترك سيارته بدون قفل موثوق منه

Evet. Görünüşe göre, onu dört çocukla ve yarım yamalak bir gelirle bırakmış.
نعم، على ما يبدو، تركها مع أربعة أولاد ولم يترك لها أى أموال

Ayrıca kendine başka birini bul. Rahibe Maria! Schmidt çekici bize bıraktı mı?
حسنا، يمكنك الحصول على صبي آخر. لم يترك شيئا لا شى.

Koç takımı bırakmak istiyor, arkadaşların o kadar emek verdi.
رأيت هذا المدرب يترك فريقه و أرى أصدقائك يحاولون التدريب

Şimdiden bir parmağını kaybetti. Şehrin her yanına parçalarını mı bırakacak?
لقد خسر بالفعل إصبعاً لن يترك قطعاً في جميع أنحاء المدينة؟

"Umut, arkamızda korku dışında bir şey bırakmadan ulaşmaya çalıştığımız ufuktur."
الأمل هو أفق نتجه إليه يترك لا شيء خلفنا عدا الخوف

En azından vücudundaki herhangi bir şey, öldüğünde geriye bir iz bırakmalıydı.
أي شيء في نظامه من شأنه أن يترك أثر مكان ما توفى

Ve bu önemli, çünkü bağışıklık sisteminizin iyi hücreleri yalnız bırakması gerekiyor.
وهذا مهمّ، لأن جهازنا المناعي يحتاج أن يترك الخلايا الجيّدة وحدها.

Neden birisi tüm bir uygarlığı yok etsin, fakat inanılmaz gelişmiş teknoloji ürünü bir şeyi dokunmadan bıraksın?
لماذا يريد شخص ما تدمير حضارة بكاملها لكن يترك قطعة واحدة من التقنية المتقدمة سليمة؟