| Birisi sana tetik çekme işinde oldukça usta olduğunu söylemişti, değil mi? | Open Subtitles | ذلك يقول أنك كنت بارع في سحب الزناد ، أليس كذلك ؟ |
| Yoksa onları yüzyıllık bir mücadeleye, hâlâ ihtilal dönemindeki Fransa gibi en iyi metodun geri çekme olduğu zamanlara mı mahkûm edeceğiz? | TED | ام , اننا سنحاربهم طوال القرن , كما كانت ايام الثورة الفرنسيه وافضل طريقة هي سحب القضيب قبل القذف ؟ |
| Halat çekme yarışması yüzünden hala yorgunum. Dün çok eğlenceli geçti değil mi? | Open Subtitles | أه، مازالت لديّ بثور من شد الحبل كان جميلاً الأمس أليس كذلك ؟ |
| Tetiği çekme. Namluyu tıkadı. Patlayacak. | Open Subtitles | لا تسحب الزناد ، لقد سدت ماسورة الإطلاق سترتد عليك |
| Bu çekme işlemi, kılcal hareket de denilen suyun temel bir özelliğiyle desteklenir. | TED | وهذا السحب معزز بخاصية أساسية للماء تسمى الخاصية الشعرية. |
| Daha sonra da büyülü Demise Kartını devreye sokacağım. Böylece 5 yeni kart çekme hakkım olacak. Hepsini kullanmazsam, beş el sonra hepsini kaybedeceğim. | Open Subtitles | التالى كرت يسمح لى بسحب 5 ورقات جديده من مجموعتى ولكن اذا لم استخدمهم خلال 5 ادوار افقدهم |
| - Ya çekme saçımı, acıyor. - Ya sus, siktirtme şimdi saçını. | Open Subtitles | لا تجذب شعرى، فهذا يؤلم- أصمتى، فلا تجعلينى أنكح شعرك أيضاً الآن- |
| çekme cezası sadece birinci suçun için. | Open Subtitles | انه سحب للمخالفة الاولى هذا انتهاكك الرابع. |
| Daha sonra da büyülü Demise Kartını devreye sokacağım. Böylece 5 yeni kart çekme hakkım olacak. | Open Subtitles | والان الكرت السحري الذي يمكنني من سحب 5 كروت اضافيه |
| 6 hafta önce, Bayan Marshall ofisime geldi ve... hesabından çok yüklü bir miktarı çekme talimatı verdi bana. | Open Subtitles | منذ ستة اسابيع مضت, حضرت السيدة مارشال الى مكتبى, وطلبت منى سحب, |
| Bu evrimsel çatışma anneyi ve doğmamış çocuğu rahimde gerçekleşen biyolojik bir halat çekme yarışına sokar. | TED | صراع المصالح التطوري هذا، يضع المرأة وطفلها الذي لم يولد بعد في حرب شد وجذب بيولوجية، والتي تتم داخل الرحم. |
| Sanki bir halat çekme oyununda falan, ortadaki adam gibiyim sizin aranızda. | Open Subtitles | انه مثل أني وسيط في لعبة شد الحبل بينكم يا رفاق. |
| Halat çekme oyununda o kadar çok çamur yuttum ki burnumdan ot çıkmıştı! | Open Subtitles | لقد ابتلعت الكثير من الطين في مسابقة شد الحبل أخرجت أعشاباً من أنفي! |
| Terfiyi düşünmemen sorun değil ama diğerlerini de yanına çekme. | Open Subtitles | لا بأس إن كنتَ لا تُبالي بالترقية، لكن لا تسحب الاخرين معك للأسفل |
| Ayağını gazdan çekme, henüz peşimizi bırakmadılar. | Open Subtitles | لا تسحب قدميك من علي دواسة البنزين لم نضلهم بعد. |
| - İptal edin. Edemem hayatım, çekme sırası bende. | Open Subtitles | لاأستطيعيا عزيزتى، إنه دورى فى السحب ولا أستطيع |
| Evet, ve bu çekme izleri etin kemikten tam ayrıldığı yerde. | Open Subtitles | و علامات السحب هذه موجودة في المكان الذي انتزع منه اللحم عن العظم |
| Bu siyasi ayakları çekme bana şimdi. | Open Subtitles | لا تقوم بسحب تلك السياسة رحلة رئاسية معي. |
| Burada kal ve ne yaparsan yap, takılara dikkat çekme. | Open Subtitles | ابق هنا و مهما ما فعلت لا تجذب الانتباه الى المجوهرات |
| Araba sürerken beni çekme, lütfen? | Open Subtitles | هل يمكنك الا تصورني وانا اقود؟ |
| İyi insanları çekme ve onları bir araya getirme konusunda daha iyisini bulamazsınız. | TED | لا يمكنك هزيمتها لجذب أفضل الناس وجمعهم مع بعضهم البعض |
| Hepiniz maça ası çekme ihtimalini, veya yazı gelme ihtimalini bilebilirsiniz. | TED | كلكم يعرف ما هو المرجح لسحب الآس البستوني أو قلب الوجوه للعملة. |
| Ölüme saygı gösterilmeli, ihtiras duyulmamalı. Hiçbir şey çekme. | Open Subtitles | الموت منوطٌ بالكرامة وليس الطموح، لا تصور شيئاً. |
| İlgi çekme ve kabul edilme konusunda çok çaresiz. | Open Subtitles | انها تتوق إلى جذب الانتباه وتقبّل الناس لها |
| Peki o burun çekme neydi? | Open Subtitles | ما سبب الإستنشاق إذاً؟ |
| Tetiği sık ama çekme. | Open Subtitles | أعصر الزناد. لا تسحبه. |
| Harika. Ama sakın çekme olur mu? | Open Subtitles | ممتاز احرصي على ألا تسحبيه معك |
| Fok etrafta dolaşırken penguenleri çekme umudu iyice azalıyor. | Open Subtitles | طالما الفقمة بالجوار، هناك فرصةٌ ضعيفة لتصوير البطاريق، |