Sistem bilgisayar ağı üzerinden çok çok büyük dokümanları işleyebilme yeteneğine sahip idi. | TED | وكان النظام قادرا على القيام بأنظمة توثيق كبيرة جدا جدا عبر شبكات الحواسيب. |
Öncesi ve sonrasında kan örneğimi aldım ve çok büyük oksitosin sıçraması olmuştu. | TED | وأخذت عينة من دمي قبل وبعد ذلك، ووجدت قفزة كبيرة في مستوى الأوكسيتوسين |
ve zenginliklerin toplamı gerçekten çok büyük. Klasik bir ağ etkisi. | TED | ومقدار الثراء الناتج عن ذلك كبير جداً. فهو تأثير شبكي ممتاز |
Benim düşüncem şu ki, bu çocuklar üstünde çok büyük etkiler yaratabilirsiniz. | TED | لذا هذه هي فكرتي, أنه يمكنك التأثير بشكل كبير على هؤلاء الأطفال. |
Asla ama asla dokunulmaması gereken, çok büyük tehditkâr bir düğme gördüğümde... | Open Subtitles | لذا فعندما أرى زراً خطراً كبيراً يجب ألا يتم ضغطه أبدأً، أبداً |
Neden tava için çok büyük olduğundan dolayı butu suçluyorsunuz? | TED | لماذا تلومون قطعة اللحم على كونها كبيرة على الحلة ؟ |
Fark edeceksiniz ki, ortada çok büyük bir boşluk var. | TED | ولكن الأمر أنه، ستلاحظون أن هناك فجوة كبيرة في المنتصف. |
Bunu yaparak sürüleri çok büyük bir hızla yok edebileceğimizi gösterdik. | TED | وقد أثبتنا إمكانية القيام بذلك وتقليل أعداد البعوض بسرعة كبيرة جدًا. |
çok büyük bir bahis değil. Şekerin o kadar iyi sayılmaz. | Open Subtitles | ليست هذه مخاطرة كبيرة فأن سكرك ليس جيداً إلى هذا الحد |
çok büyük birşey değil, ama... ..seni evde görmek çocukları da çok sevindirecektir. | Open Subtitles | ليست كبيرة الى حد ما, لكن الأطفال يفضلون أن تكون معهم في البيتِ |
Scully, eğer CIA'deki dostumuz haklıysa, bu çok büyük bir ulusal güvenlik komplosu. | Open Subtitles | سكولي، إذا صديقنا من وكالة المخابرات المركزية صحيحة، هذه مؤامرة أمن قومي كبيرة. |
Yukarı eyaletler çok büyük. O ise çok küçük. Farkı sen hesapla. | Open Subtitles | إن الريف كبير جدا ، و هو صغير جدا يصعب البحث عليه |
Radar ya da sonar yansıması da yok. Uzay çok büyük olmalı. | Open Subtitles | . لا إنعكاسات أو الرادار . لابد أن هذا الفضاء كبير جداً |
Tamam, bu ev çok büyük, ama çok da samimi. | Open Subtitles | بالتاكيد هذا البيت كبير لكنه بالرغم من ذلك يظل عميقاً. |
Küçük bir kız için çok büyük bir sır olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | هو اعتقدان هذا سوف يكون سر كبير جدا على فتاة صغيرة |
Fakat tümör çok büyük ve tehlikeli çok fazla ameliyat yapmaları gerekiyor | Open Subtitles | لكنة كبير جدا و خطر يجب عليهم اجراء العمليات اكثر من مرة |
- Harika görünüyor. H'nin çok büyük olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | أوه، يبدو عظيما ألا ترى أن حرف الاتش كبير جدا؟ |
Çünkü bu süreçlerin her biri çok büyük miktarda enerji üretiyordu. | Open Subtitles | لأنّ كلّ واحدة من تلك العمليّات تُنتج قدراً كبيراً من الطاقة. |
çok büyük bir para gibi geliyor; çok büyük bir para. | TED | يبدو هذا المبلغ كبيرا جدا ، نعم هو ضخم في الواقع. |
Gelecek sefer şehre geldiğinde, çok büyük olacağım ve yapmak istemeyecek. | Open Subtitles | عندما يعود للمدينة ثانيةً سأكون ضخمة البطن و لن يود ذلك |
Bu yaklaşıma, yaşayan organizma içinde biyoreaktör adını verdik ve bu yaklaşım sayesinde çok büyük miktarlarda kemik ürettik. | TED | وهذه المقاربة ندعوها المفاعل حيوي داخل الكائن الحي، وقد استطعنا أن ننتج كميات هائلة من العظام باستخدام هذه الطريقة. |
Başkan, çok büyük bir sorunumuz var. | Open Subtitles | عندنا مشكله كبيره .. البركان الي فيذاك بينفجر |
çok büyük bir fark. Değişik bir IQ puanı kümesi gibi bu. | TED | هذا هائل. هذا يماثل مستوي كامل مختلف من مستويات درجات إختبار الذكاء. |
Beton blok gibi transistör sizin çok büyük, çok karmaşık devreler yapmanıza tuğlalarla izin verecekti. | TED | مثل وحدات البناء، يسمح لنا الترانزستور ببناء دوائر أكبر بكثير وأكثر تعقيدا، وحدة كل مرة. |
çok büyük güçlerin var ve daha bunlarin... bazilarini kesfedebildin. | Open Subtitles | أنت لك قوى عظيمة فقط بعض منها قمت أنت باكتشافها |
Tamam, size anlatacağım şey çok büyük. | Open Subtitles | الموافقة، لذا، الذي أَنا حول لإخْبارك كبيرُ جداً. |
Bir gün gelecek, bir mikroskop ordusu çok büyük bir görüntü veri tabanı içindeki her nöronu ve her sinapsı tespit edecek. | TED | بإنه في يوم ما، أسطول من الميكروسكوبات سيلتقط كل خلية و إشتباك عصبي في قاعدة صور شاسعة المدى. |
O haklı, efendim. Sürücüde çok büyük bir güç birikimi tespit edildi. | Open Subtitles | إنه على حق سيدي ، تظهر وسائل التشخيص ارتفاعاً هائلاً في كهرباء المحرك الفوقي |
Bak, çok büyük bir hata yaptım. Asla ondan ayrılmamalıydım. | Open Subtitles | انظري ,لقد فعلت خطأ جسيم لم يكن من الصحيح ان انهي علاقتي بها |