| Ve o an kafama dank etti Artık 165 cm olmak zorunda değildim. | TED | حينها أدركت أنني لم يعد عليَّ أن أكون بطول 5.5 أقدام بعد الآن |
| Ve ben Artık bu şeylere sosyal ağ da diyemiyorum. | TED | لذا لا أستطيع تسمية هذه الأشياء بالشبكات الاجتماعية بعد الآن. |
| Seçmenlerin oy kullanmakla Artık ilgilenmemeleri kazara olmuş bir olay değil. | TED | ولم يحدث هذا صدفة أي عزوف الناخبين عن التصويت بعد الآن |
| Umarım, siz de bana kapasitenin Artık bir sorun olmadığı konusunda katılırsınız | TED | ولعلكم تتفقون معي، كما آمل ، ليس هنالك مشكلة سعة بعد الان |
| Bu nedenle, Artık bunu yapabilecek daha akıllı birşeye ihtiyacımız var. | TED | لذا علينا ان نقوم بأمر أكثر ذكاءاً فيما يتعلق بهذا الخصوص |
| Artık bize yük olmayacak çılgın bayan taco için endişelenmemiz gerekmeyecek. | Open Subtitles | سيكون حمل زائد انك لن تقلق بخصوص سيدات الجنون بعد الأن |
| O öldükten sonra, farkettim ki kimse bana Artık yazmıyor. | TED | وبعد موته، أدركت أنه لا أحد يكتب لي بعد الآن |
| Artık hiçbir erkeği memnun etmek zorunda değilim. Hayvanlar dışında. | TED | ليس عليّ أن أُرضي الرجال بعد الآن سأٌرضي الحيوانات فقط. |
| O da Artık bizim meselemiz değil. Bizim gibi o da kendi başına. | Open Subtitles | ،إنه لم يعد مشكلتنا بعد الآن .إنه مثلنا، أصبح الآن مسؤول عن نفسه |
| Buna imkan yok. Bu gece olabilirdi belki, ama Artık olamaz. | Open Subtitles | لا، ليس هُناك فرصة حسناً، كان هُناك ولم تَعُد بعد الآن. |
| Parayı sağlamak zorunda değilim, çünkü Artık sen bana hiçbir şey yapamazsın. | Open Subtitles | لست مضطرة للحصول عليه لأنه لا يمكنك فعل شيء لي بعد الآن |
| Elder'ların adını kirlettiğime göre Artık benimle beraber olmak istemezsin. | Open Subtitles | انت لن تتبعني بعد الآن بعد ان لطخت اسم العائلة |
| Ve çok korktum, arabayı kenara çektim. Oh. Artık korkmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | وخفت بشده , اضطررت للتوقف جانبًا لايجب عليك أن تخافي بعد الآن |
| Bayan Couch, Bayan Threadgoode'un Artık bir evi yok ki. | Open Subtitles | مدام كاوتش, مدام ثريدغود ليس لديها بيت من بعد الآن |
| Artık evde neler olduğunun farkında değilsin! Sağda solda konuşma yapıp duruyorsun! | Open Subtitles | لم تعد تعرف ما يدور هنا بعد الآن أنت مشغولا بإلقاء الأحاديث |
| Sonuç olarak, bu Artık teknoloji üzerine kılıf geçirmek değil. | TED | فالمراد هنا . ليس الخروج عن طور المالوف بعد الان. |
| Evet, Artık 5000 şifremiz ve çok daha detaylı bilgiye sahibiz. | TED | حسنًا، الآن لدينا 5000 كلمة مرور وبالتالي لدينا معلومات تفصيلية أكثر |
| Benim bir başkası olduğumu düşündüğü sürece Artık bu olamaz. | Open Subtitles | ليست هناك بعد الأن إلا إذا إعتقد أنني شخصاً أخر |
| Bir ulus, kökeni Portekiz; ama Artık Portekiz'in bir parçası değil. | Open Subtitles | أمه نشأت من البرتغال ولكن الان لم نعد جزء من البرتغال |
| Ne köpek, ne turne yok Artık. Kendi yoluma gideceğim. | Open Subtitles | لا مزيد من الكلاب و التجوال انا على سجيتي الآن |
| Bak Artık viski için altın yok. Kızıl Buluta söylerim. | Open Subtitles | انظرا، لا يوجد المزيد من الذهب للويسكي سأخبر السحابة الحمراء |
| Şimdi ailenin yüzkarası olduğuma göre Artık o kadar mükemmel sayılmam. | Open Subtitles | الان و قد اصبحت عار الاسرة ، لم اعد كامل ابدا |
| İlerde, Artık buna daha fazla kafayı takmadığım, arkama bakıp.. | Open Subtitles | سيأتي وقت عندما أتوقف عن التفكير في هذا الأمر مجدداً |
| Artık çıktığıma göre, bunu kendime görev bileceğim yüzüne bunu yapan herifi halledeceğim. | Open Subtitles | والان بعدما خرجت سأجعله من شأني للنيل من الشباب الذين فعلوا هذا بوجهك |
| - Eski hâline döndün sonunda. - Şu saçmalığı kes Artık! | Open Subtitles | ـ هكذا أنت الآن على طبيعتك ـ توقف عن هذا الإزعاج |
| Belki Artık takıImak için başka bir yer bulmanın zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | يا إلهي . ربما حان الوقت لتجد مكاناً مناسباً لتعيش فيه |
| Sen her zaman güvenilirdin ama Artık buraya bile uğramaz oldun. | Open Subtitles | كنت دائما جديرة بالثقة والآن أنت لم تعودي حتى تأتين كثيراً |
| Artık yola çıkın. Ne kadar erken giderseniz o kadar erken gelirsiniz. | Open Subtitles | الا تعتقد انه من المستحسن ان تذهب الآن,كلما اسرعت ,كلما عدت مبكرا |