| Bana ihtiyacın olduğunu söyleseydin elimden gelenin en iyisini yapardım. | Open Subtitles | لو فقط... تخبرني أنك بحاجة لي. سأحاول أن أكون أفضل. |
| O zaman uçağa binmem önemli değil. - Yani Bana ihtiyacın yok. | Open Subtitles | إذاً لا يهمّ إن صعدتُ على متن تلك الطائرة، فأنت لا تحتاجني |
| Ama Bana ihtiyacın olduğunu açık açık söyledin, yani dert etmemi gerektirecek bir durum yok, değil mi? | Open Subtitles | من الواضح أنك بحاجة إليّ.. أما أنا فليس لديّ.. ما يدعوا للقلق، صحيح؟ |
| Gerçi kendi davam hala açık. Bana ihtiyacın olursa, karavanımda olacağım! | Open Subtitles | إلا أن قضيتي ما زالت متداولة، إن احتجتني فسأكون في قطيرتي |
| İyi o zaman, her şey yolunda artık Bana ihtiyacın yok. | Open Subtitles | حسناً إذاً , الأمور مستقرة، أنت لست بحاجة إلي أكثر من ذلك. |
| İyi, eğer Bana ihtiyacın olursa, ilk uçakla geleceğimi biliyorsun. | Open Subtitles | في حال احتجت إلي سآتي فوراً على الطائرة العائدة |
| Hala 4 dakikayı kırmak istiyor musun? Hey... Bana ihtiyacın yok. | Open Subtitles | لا زلتَ ترغب بكسر حاجز الأربع دقائق؟ لا تحتاج إليّ |
| Dövüşler bulmak için, Bana ihtiyacın var. | Open Subtitles | تحتاج لي من أجل إيجاد المباريات أشياء من ذلك النوع |
| Bir sorun çıkarsa bas, Bana ihtiyacın olduğunu anlarım. | Open Subtitles | لذا إذا حدثت أي مشكلة اضغطي عليه وسأعلم أنك بحاجة لي. |
| Ve bunun sonucu olarak da, Bana ihtiyacın olduğunda her zaman yanında olmadım. | Open Subtitles | وبسبب ذلك ، كنت دائما هناك عندما كنت بحاجة لي. |
| Bana ihtiyacın olduğunu düşündün, Bana ihtiyacın olmadığını hatırlatmak için buradayım. | Open Subtitles | انظري, أنت اعتقدتي أنك بحاجة لي ولكنني كنت هنا فقط كي أذكرك أنك لست بحاجتي |
| Ve eğer bunu kontrol etmek istersen Bana ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | وسوف تحتاجني لو أنك تريد أن تتعلم أن تتحكم بها |
| Beni gömersen, o zaman Başkanı öldüremezsin. Bana ihtiyacın var. | Open Subtitles | إن قمت بدفني فلن تتمكّن من قتل الرئيس، أنت تحتاجني |
| Bunu henüz bilmiyorsun. Ama bütün gün Bana ihtiyacın var burada. | Open Subtitles | ربمـا لا تدرك ذلك، لكنك تحتاجني هنا على الدوام. |
| Evet. Evet, bana da öyle yaptın. Ama yine de buradayım, çünkü Bana ihtiyacın oldu. | Open Subtitles | أجل ، أجل ، و انتَ دفعت ليّ أيضاً الآن ها أنا هنا ، لأنكَ بحاجة إليّ. |
| Söylersem Bana ihtiyacın kalmayacağını düşünebilirsin. | Open Subtitles | لو أخبرتكَ ، قدّ تقرر أنكَ لست بحاجة إليّ بعد الآن. |
| Dedi ki... Başın beladaymış ve Bana ihtiyacın varmış. | Open Subtitles | قال أنّك تواجه بعض المشاكل وأنّك بحاجة إليّ |
| Ne zaman Bana ihtiyacın olursa ben müsait olacağım. | Open Subtitles | سأكون موجوداً طوال هذه المدة إن احتجتني أيها القس |
| Bana ihtiyacın yok. Sorunu kendiniz çözebilirsiniz. | Open Subtitles | أنتم لستم بحاجة إلي بإمكانكم حل مشاكلكم بأنفسكم |
| Arabada bekleyeceğim, ordan ararsın, ...Bana ihtiyacın olursa. | Open Subtitles | سأكون بجوار السيارة , أجري اتصالات في حال احتجت إلي, حسناً؟ |
| Şu an buradalar, belki de artık Bana ihtiyacın yoktur. | Open Subtitles | الآن بما أنّ أمّك و أخوك هنا فلربّما.. لم تعد تحتاج إليّ |
| Yavaş akan bir nehirde savaş olursa, Bana ihtiyacın olur. | Open Subtitles | عندما تكون هناك معركة في نهر يتحرك بلطف سوف تحتاج لي |
| Bana ihtiyacın olursa kilisede olacağım. | Open Subtitles | الأحد ، كنت سأكون في الكنيسة إذا كنت في حاجة لي. |
| Bana ihtiyacın yok ama öyle bir pozisyon için oldukça kalifiyeyim. | Open Subtitles | أنت لا تحتاج إلي لكنني سأكون مؤهلاً لمنصب كهذا |
| Bana ihtiyacın var, evet. | Open Subtitles | أبكرنا الزفاف شهراً أنتِ تحتاجيني فعلاً , أجل |
| Ayrıca Bana ihtiyacın yok gibiydin. | Open Subtitles | بجانب , أنه يبدو أنكي لا تحتاجينني علي كل حال |
| Bana ihtiyacın olursa ya da konuşmak istersen arayabilirsin, tamam mı? | Open Subtitles | إن إحتجتني, أو أردت التحدث معي أتصل, حسناً؟ |
| Buraya gözlemci gelirse Bana ihtiyacın olacağı için geldin. | Open Subtitles | لقد أتيتِ إلى هنا لأنّكِ بحاجتي حتّى تظهرين بأفضل مظهر أمام المراقب الأمريكي |
| - Bana ihtiyacın olduğunu biliyordum, kardeşim. - Sana ihtiyacım yoktu. | Open Subtitles | أعلم أنك تحتاجنى , صديقى لا لست أحتاجك , حسنا ؟ |