"bir kişi" - Translation from Turkish to Arabic

    • رجل واحد
        
    • هناك شخص
        
    • شخص واحد
        
    • شخصٌ واحدٌ
        
    • لشخص واحد
        
    • شخصاً واحداً
        
    • شخصٌ واحد
        
    • اي شخص
        
    • هناك واحد
        
    • شخص ما
        
    • شخصًا
        
    • رجلاً واحداً
        
    • رجلٌ واحد
        
    • أحد في
        
    • بشخص واحد
        
    O şımarık çocuğu yola getirebilecek sadece bir kişi var. Open Subtitles هناك رجل واحد فقط يمكنه التحكم في تلك المزعجة الفاسدة.
    Karanlıktaki bir kişi yaygın olmasa da doğruları söylemeye istekli güvenli olmasa bile doğruları söylemeye hevesli ve bu yüzden çarmıha gerilen. Open Subtitles رجل واحد وحده في الظلام، و مستعد للحديث بصراحة عندما ليست شعبية، شخص واحد على استعداد لقول الحقيقة عندما لا يكون آمنا،
    Böyle bir şeyi yapabilecek bir kişi vardır. o da sensin Open Subtitles هناك شخص وحيد قادر على القيام بذلك وذلك الشخص هو أنت.
    İşte burada takipçi ağını yönlendiren tek bir kişi var. TED وهنا شخص واحد قادر على قيادة هذه الشبكة من الأتباع.
    Bu yeni diyara giderken peşimden gelmesini istemediğim tek bir kişi var. Open Subtitles هناك شخصٌ واحدٌ لا أريده أنْ يلحق بي إلى هذه الأرض الجديدة.
    Ve her zamanki gibi grup heyecanlıydı ama grupta bir kişi vardı ve bana oraya çıkamayacağını söylüyordu TED وكما جرت العادة، كان الفرقة متحمسة ولكن كان هناك رجل واحد في الفرقة الذي قال لي أنه لا يمكن أن يذهب إلى هناك.
    bir kişi aynı düşüncede değil bu fikirle. TED حسناً، رجل واحد رأى أن يختلف مع هذه الفكرة.
    Oysa bir kişi farklıdır. Hakkındaki her şeyi bilmek istersin. İşte bu insan merakı faktörüdür. Open Subtitles رجل واحد مختلف ، هل تريد معرفة كل شيء عنه ، هذا هو البعد الإنساني
    Bu orduda bunu yapabilecek bir kişi varsa o da sensin. Open Subtitles بول، إذا هناك رجل واحد في هذا الجيشِ يَسْتَطيع أن يقوم بهذا فهو أنت
    Bizi buraya kadar izleyecek tek bir kişi var. Open Subtitles لا يوجد سوى رجل واحد يُمكنه أن يتتبعُنا هنا بالأسفل.
    Üç çatallı kargı karşısında, Trakya kılıcıyla... herhangi bir şansa sahip olan sadece tek bir kişi var okulda. Open Subtitles رجل واحد فقط في المدرسة كلها يقدر على مجابهة الرمح الثلاثي بالسكين التريسي
    Şey, anladığım kadarıyla, bunu yapabilecek bir kişi varda, o da sensin. Open Subtitles حسناً، مما عرفته إن كان هناك شخص يستطيع فعل هذا، فهو أنتِ
    O gece üçüncü bir kişi daha vardı diyor. 1,75 boyunda, 80 kilo, Open Subtitles قال بأنه كان هناك شخص ثالث تلك الليلة شخص أسود، 5.9 ، 175
    Tek bir kişi gerçek nihai aktörlerden biri değil ...semt benliğinin yanında. TED في الواقع لا يوجد شخص واحد يمثل البطولة الكاملة خلف الشخصية والبناء.
    Değişim her seferinde bir kişi, bir eylem ve bir söz ile olur. TED يحدثُ التغيير شخصٌ واحدٌ في كل مرة، وسلوكٌ واحدٌ في كل مرة، وكلمةٌ واحدةٌ في كل مرة.
    bir kişi para alıyor ama koca bir orkestra çalıyor. Open Subtitles أدفع لشخص واحد ، وسيكون لدي مجموعة كاملة من المرياتشي
    Bu fikri sizin aklınıza yerleştirmek istiyorum bir kişi de olsa her şeyde bir güzelliğin olduğunun farkında olan. TED لذلك أريد أن أزرع هذه الفكرة في رؤوسكم أنه يتطلب شخصاً واحداً لتكتشف بأن الجمال موجود في كل شيء
    Dünyada uğruna öleceğim tek bir kişi var, ve o da sensin. Open Subtitles هنالك شخصٌ واحد فقط أنا مستعدٌ للموت من أجله, و هو أنت
    Bebeğim, katı bir sevgiye ihtiyacı olan bir kişi varsa, o da annendir. Open Subtitles ياحبيبي,لو اي شخص أحتاج الى التفكير بالحب فهي أمك
    Tek bir kişi kurtuldu. Korkunç bir trajedi. Open Subtitles كان هناك واحد على قيد الحياه من هذه المأساه
    bir kişi eğer bir başkasına umut verebiliyorsa,bu bir lütuftur. Open Subtitles عندما يعطي شخص ما الآمل لشخص آخر, هذه تعتبر هبة.
    Ancak bir kişi, bir başkası daha, bir başkası daha derken milyonlar çoğalarak medeni haklar hareketinin öncüsü olabildi. TED ولكن شخصًا واحدًا مع شخص آخر، مع آخر، مع ملايين آخرين، تمكنوا من أن يصبحوا بمثابة حرس المقدمة لحركة الحقوق المدنية.
    En azından benim tarafımda bir kişi vardı. Teşekkür ederim. Open Subtitles على الأقل رجلاً واحداً كان واقفاً معي, لذا شكراً لك
    Bununla bir kişi, dört kişinin kaldırabildiği bir taşı kaldırabilir. Open Subtitles معها، رجلٌ واحد يرفع حجراً بإمكانه فعل عمل أربعة رجال
    Aslında kimsenin yanından geçmedim. Yol boyunca bir kişi bile görmedim. Open Subtitles في الواقع لم أمر بجانب أي أحد فأنا لم أرَ أي أحد في الطريق
    Aklıma tek bir kişi geliyor. Open Subtitles لا يمكنني سوى التفكير بشخص واحد يهمه ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more