| Biraz canın yanabilir. Üç deyince, tamam mı? | Open Subtitles | هذا قد يؤلمك قليلاً عندما أعد للثلاثة، حسنا؟ |
| Hey adamım, biliyorum canın yanıyor ama annemle sen en kısa zamanda, arayı düzelteceksiniz, değil mi? | Open Subtitles | .. اسمع يا رجل، أعرف أنّكَ تتألم لكن يجب أن تسوّي الأمور مع أمّي بالنهاية، حسناً؟ |
| Biliyorum canın yanıyor. Ama sadece birkaç saniye sürecek. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يؤلم لكنه سيستغرق بضعة ثواني فقط |
| Peki seni fırlattığım duvara ne dersin ? Nasıl oluyorda canın bile yanmadı ? | Open Subtitles | ماذا عن ذلك الجدار الذي رميتك عليه كيف يمكن أن لم تتأذى حتى ؟ |
| canın sikişmek istiyorsa evine gidip aç kendi... | Open Subtitles | -بأنه هناك شخص واحد يضاجعها -و أن أضاجعها بشكل جيد حقاً -لذا اذهب إلى المنزل و ضاجع أمك,أيها الفزم المختل |
| Sabahın köründe bal almaya gittiğine göre canın tatlı çekmişti galiba. | Open Subtitles | لابُد أنكَ احتجت للسُكر .لتذهب وتأخذ العسل في الصباح الباكر جدًا |
| Bir yıldan fazla süredir bacağında metaller vardı. canın yanacak. | Open Subtitles | لديكِ دبابيس في ساقيكِ لأكثر من عام، إنه سيكون مؤلماً. |
| Şimdi biraz canın yanacak ama ihtiyacın olan bu ilaç bir süre seni kıç üstü oturtur. | Open Subtitles | الآن ،هذا سوف يلدغك قليلاً. لكن الدواء الذى ستحتاجه. سوف يؤلمك بعنف فى مؤخرتك لفتره. |
| canın acayip yanacak ama iyileşeceksin Joe. | Open Subtitles | إنّ هذا سوف يؤلمك كثيرًا لكنك ستغدو على أتم خير. |
| canın acıdı mı, yüzbaşı? Affedersin. | Open Subtitles | ربما يؤلمك هذا يا كابتن أنا آسف |
| Çalışanlarından biri seni uzay battaniyenin içinde kıvranıp yatarken bulacak, hastaneye götürecek sonra seni o bipleyen, öten makinelere bağlayacaklar, canın yanacak. | Open Subtitles | وأحد موظفيك سيجدك مستلقيًا في تلك البطانية، ويأخذك إلى المشفى، يربطوك بتلك الأجهزة التي تصدر ضجيجًا وأنت تتألم. |
| canın yanarken en azından hala hayatta olduğunu hissediyorsun. | Open Subtitles | حين تتألم ، على الاقل تعرف انك حى |
| Yüzüne yumruk yediğinde canın yanabilir,ama canını en çok ne yakar biliyor musun? | Open Subtitles | أقصد, أن يتم ضربك في وجهك شيء مؤلم لكن تعرف ما الذي يؤلم أكثر؟ ركله في المنفرج؟ |
| İkinci seçeneği seçersen canın yanmayacak fakat bir daha işleri batırırsan bunu, artık bana saygı duymuyorsun olarak yorumlayacağım. | Open Subtitles | ثانياَ لن يؤلم لكنه سيعني في فشلك المرة القادمة سأعتبره مؤشر أنك لم تعد تحترمني |
| canın yanmadan hemen bitirmelisin. | Open Subtitles | أنهِ علاقتكما الآن, قبل أن تتأذى مشاعرك. |
| Kaybol. Elinden bir şey gelmiyorsa canın cehenneme. | Open Subtitles | اذهب إلى الجحيم، أنت لا تعرف عمل شيء |
| canın cehenneme! Çaresiz insanlara ateş açmayacağım. | Open Subtitles | لتذهب للجحيم، لن أطلق النار على أشخاص ضعفاء |
| canın çok yanmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد و أنك تجد فعل ذلك مؤلماً في الظلام |
| Biliyorum canın fena yanıyor, ama... iyileşeceksin. | Open Subtitles | اعلم انك تتألمين بشدة ولكنك ستكونين بخير. |
| canın cehenneme, Max. Bindiğin limuzinin de tabii. | Open Subtitles | اللعنة عليك يا ماكس وعلى ليمو الراكب فوقه |
| canın acırsa bana söyle, olur mu? | Open Subtitles | احرص على إخباري لو آلمك هذا هلا تفعل |
| Dediğim gibi, canın nasıl isterse. Baskı yok. | Open Subtitles | حسناً, كما قلت, إذا شعرتِ بأنكِ تحبين الأمر, بدون ضغوطات. |
| Yani canın istediğinde Keith'i çağırıyorsun, geliyor ve seninle 20'li yaş seksi yapıyor. | Open Subtitles | إذاً، حين يكون مزاجك جيداً تتصلين بـ(كيث) فيأتي يلهو معك؟ |
| canın cehenneme. | Open Subtitles | لا أجارك الله من جهنّم. |
| Biz birlikteyiz, ama bunu beğenmiyorsan canın cehenneme. | Open Subtitles | إننا معا, و إن لم تستطع التأقلم مع هذه الحقيقة فلتذهب إلى الجحيم |
| Bu güzel kızlar canın ne isterse yapacaklar. | Open Subtitles | تلكَ النساء الفاتنات سيفعلوا لك أية شيءً تشتهيه. |