Ne zaman kendimi mutsuz hissetsem, güzel şeyleri düşünmeye çalışırım. | Open Subtitles | عندما أشعر أنني غير سعيدة فقط أفكر في أشياء لطيفة. |
Ne yapabileceğim hakkında düşünmeye çalışıyordum sadece ve sanırım hâlâ da bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر فيما أود أن أفعل أعتقد بأني لا أعرف بعد |
Sonra düşünmeye başladım, belki bu sadece rastgele bir örnek. | TED | ولذا، بدأت بالتفكير حولها، حسناً، ربما تلك فقط عينة عشوائية. |
Devam etmeden önce, sizi bu sorunun olası yanıtı üzerinde düşünmeye çağırıyorum. | TED | قبل أن نسير قدماً أحثك على أن تفكر حقاً بأجوبة هذه الاسئلة |
nasıl bir web istediğimizi düşünmeye vesile olsun. webat25.org adresine giderek | TED | أود أن نستثمر احتفالنا بـالذكرى 25 للتفكير بشبكة الانترنت الذي نريدها. |
Baudji ile Mati sayesinde ilk kez değişik düşünmeye başladım. | Open Subtitles | إنّها المرّة الأولى بَدأتُ افكر بشكل مختلف بسبب ابي وامي |
O noktayı düşünmeye devam ettim. Beni hiç etkileyemedi bile. | Open Subtitles | و ظللت أفكّر بتلك النّقطة لم يُزعجني أبداً، سأخبرك بهذا |
Beni böyle düşünmeye sevkeden iki anektodu sizinle paylaşmak istiyorum. | TED | قد قام بالتأثير علي بهذا التفكير حكايتين سأرويها لكم الآن. |
Tanrım, Melanie gibi düşünmeye başladım! şu an ne düşündüğümü biliyor musunuz? | Open Subtitles | يا إلهي، لو فكرت مثل مالينا هل تعرف في ماذا أفكر الآن؟ |
Beni öldürmek için bu uzaylı olayını uydurduğunu düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأن أفكر أنك إخترعت قصة الفضائي هذه لأنك تريدني ميتاً |
Kendimi kötü hissettim çünkü şu muhteşem adam hakkında düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | أشعر بالسوء من نفسي ، لأني أفكر في هذا الرجلِ المثالي |
Dürüst olmak gerekirse onun bir efsane olduğunu düşünmeye başladım. | Open Subtitles | لكن بصدق بدأت أفكر أنه لا شيء أكثر من اسطورة |
Bende düşünmeye başladım belki benim için başka bir kader var. | Open Subtitles | بدأت أفكر ربما يكون هناك خطة أخرى لي، وهو شيء محير |
Bu havyar satış makineleri ve Art-o-mat (hepsi birlikte) hakkında düşünmeye başladım. ve birkaç gerekçe, bir gece bir makineyi boyadım, | TED | بدأت بالتفكير حول هذا وآلة بيع الكافيار وآلة آرت أو مات معًا، ولسبب ما، كنت في ليلة ما أرسم آلة بيع، |
Hala bizle ilgili, ve eğer bencilce düşünmeye devam edersek, büyük sıkıntıya gireriz. | TED | ما زال الأمر يتعلق بنا شخصيا، وإذا استمرينا بالتفكير بأنفسنا، سنكون بمشكلة كبيرة. |
Onlara bir büyü olabilir, o yaptığı gibi onları düşünmeye, | Open Subtitles | يمكنها أن تقول لهن تعويذة تجعلهم يفكرون كما تفكر هي |
Tamam, çok fazla düşünmeye gerek yok. Harekete geçme vakti. | Open Subtitles | حسناً، لا تفكر في هذا طويلاً لقد حان وقت العمل. |
Eleştirel düşünmeye yaklaşımın farklı birçok yolu var fakat birçok sorununuzu çözmenizde yardımcı olabilecek 5 adımlı bir süreç mevcut. | TED | توجد طرق عديدة للوصول للتفكير النقدي. لكن هذه طريقة من 5 خطوات قد تساعدك في حل أي عدد من المشاكل. |
Baudji ile Mati sayesinde ilk kez değişik düşünmeye başladım. | Open Subtitles | إنّها المرّة الأولى بَدأتُ افكر بشكل مختلف بسبب ابي وامي |
Bundan biraz daha önemli bazı şeylerin olabileceğini düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأتُ أفكّر بأنَّ هناك أمور أكثر أهمية بقليل من ذلك. |
30 yıl önce biz şirket olarak bunu düşünmeye başladık. | TED | لذلك و خلال الثلاثين سنة الماضية بدأنا كشركة التفكير بالأمر. |
Yatakları ve kırmızı yanakları düşünmeye devam ettim ve tabii ki ona bakınca seksi düşünmeye de devam ettim, sonra düşündüm, onun da düşündüğü şey bu mu? | TED | استمريت بالتفكير بالأسرة والخدود الحمراء وبالطبع استمريت بالتفكير بالجنسخلال نظري إليه وفكرت، هل هذا ما يفكر فيه؟ |
Bırak budamayı, ağaçlarımı düşünmeye bile vaktim olmadı. | Open Subtitles | لم يكن هناك وقت لأفكر فى أشجارى ناهيك عن أن تكون مجردة |
Sen de geysin. Gey gibi düşünmeye başla. Amerikalıların yüzde onu gey. | Open Subtitles | أنت شاذ, فكر مثل الشاذين عشرة بالمئة من الشعب الأمريكي شاذ جنسياً |
Öyle, kaybetmeye dayanamayacağın şeyleri düşünmeye başlıyorsun. | Open Subtitles | نعم، تجعلني تفكرين بأشياء لا يمكن أن أتحمل خسارتها |
Ama bir gün bunu düşünmeye başlayabilir misin sence? | Open Subtitles | لكن اعتقدُ بأنّك يُمْكِنُ لك يوماً ما ان تفكري في هذا الموضوع؟ |
Sonra her şeyin sevgi ve barış olduğunu düşünmeye başlarlar. | Open Subtitles | وبعدها يبدئون في الإعتقاد أن كل شيء كله سلام وحب |
Sadece çocuğu düşünüyorum. Onu düşünmeye hakkın yok. Ne bugün ne de herhangi başka bir gün. | Open Subtitles | ليس لديك أي حق لتفكر به , ليس اليوم , او اي يوم اخر في حياته كيف تجرؤ ؟ |
Seni çok şımarttığımı düşünmeye başIıyorum. | Open Subtitles | أتعرفين ، لقد بدأت بالإعتقاد أن شخص ما أصبح فاسدا بعض الشئ |