"daha iyi" - Translation from Turkish to Arabic

    • افضل
        
    • أفضل
        
    • من الأفضل أن
        
    • من الافضل
        
    • بتحسّن
        
    • تتحسن
        
    • أكثر من
        
    • اكثر
        
    • أجمل
        
    • تحسن
        
    • أفضّل
        
    • أفضلُ
        
    • بأفضل
        
    • ألطف
        
    • تحسنت
        
    Bir bilgisayardan daha iyi. Yeni bir monitörden daha iyi.Yeni bir yazılımdan daha iyi, ya da insanlar ne kullanıyorsa ondan daha iyi. TED انها افضل من جهاز الكمبيوتر. انها افضل من جهاز جديد , انها افضل من البرامج الجديدة أو أيا كان الناس عادة ما تستخدم.
    Çinliler bazı hayvanların diğerlerine göre daha iyi olduğunu düşünür. TED يعتقد الصينيون ان بعض الحيوانات تحقق نجاحا افضل من الاخريات.
    Arizona sınırına gidiyorsan, şu an gittiğimiz yoldan çok daha iyi yollar var. Open Subtitles .. لو كنتم متجهين الى حدود اريزونا فتوجد ممرات افضل يمكن ان تسلكونها
    Sonuçta o bir hayal, yapabileceği daha iyi şeyler var. TED لقد كان حلماً، بحق المسيح، كان عنده أشياء أفضل ليفعلها.
    Ve yerimin sadece Batı'da ya da Afrika'da olmadığını öğrendim, ve hala kimliğimi arıyorum, ama Gana'nın demokrasiyi daha iyi uyguladığını gördüm. TED لقد تعلمت بأن مكاني ليس هو في الغرب أو في أفريقيا، ولازلت أبحث عن هويتي، لكني رأيتُ غانا إنشات ديمقراطية بصورة أفضل.
    Böyle birisiyle birlikte olmadan önce, bunları daha iyi biliyor olmalıydım. Open Subtitles كان يجب ان اكون افضل وعيا من التورط مع هكذا شخص
    daha iyi bir fikri olan yoksa, Dallas'ın planına uygun hareket edeceğiz. Open Subtitles اذا لم يكن عند احدكم فكرة افضل ، سنستمر فى خطة دالاس
    Dinle beni. Giysi üstünde ve sen benden daha iyi yüzücüsün değil mi? Open Subtitles استمع لى , لديك البذلة وانت افضل منى فى السباحة اليس كذلك ؟
    Beni bilirsin, Amy, bu hatundan daha iyi. Sence ben embesil miyim? Open Subtitles تعرفينني يا آيمي انا افضل من هذا اللعين هل تظنين انني أبله؟
    Ben'in babasını, vaftiz babasından daha iyi kim oynayabilir ki? Open Subtitles من افضل من لعب دور اب بين من ابه الروحي؟
    Benim daha iyi bir koca olduğumu düşünseydin, gözetlemem gerekmezdi. Open Subtitles لو ظننت أنني زوج افضل لما كان علي التجسس عليك
    Bunun için daha iyi bir yol olmalı diye düşündük TED لذلك قلنا، يجب أن يكون هناك طريقة أفضل للقيام بذلك.
    Ama Márquez'de ise öyle değildir. O, çevirmenlerin versiyonlarının kendi versiyonundan daha iyi olduğuyla övülmüştür. Ki bu, harika bir iltifattır. TED ولكن الأمر لا يكون كذلك مع ماركيز والذي أشاد بترجمات أعماله على أنها أفضل من أعماله الأصلية، وهي مجاملة رائعة منه.
    Düşünün, Kenya'nın ortasında cep telefonlu bir Masai savaşçısının, 25 yıl önce Başkan Reagan'dan daha iyi mobil iletişimi var. TED فكروا فيها، أن هاتف نقال محارب الماساي في وسط كينيا لديه ارسال جوال أفضل من الرئيس ريجان قبل 25 سنة.
    Oturup, iş yapanların nasıl daha iyi yapabileceklerini ve nasıl düşüp tökezlediklerini işaret eden değil. Başarı, arenadaki adama ait, TED لا اعتبار لمن يجلس وينظر للشخص كيف يفعل أفعاله بشكل أفضل وكيف وقع وتعثر. الرصيد يذهب لذلك الرجل في الميدان
    Bunlar tüm resimler ve görüntüler Afrika'dan, ve daha iyi hale gelebilir. TED كل هذه صور من افريقيا, و يمكن أن يصبح الوضع أفضل بكثير.
    Belki burada kalıp cenaze için dinlensen daha iyi olur. Open Subtitles ربما كان من الأفضل أن تبقى بالمنزل وتستعد لحضور الجنازة
    Bir kız arkadaşla gitmen daha iyi olur diye düşünüyorum. Open Subtitles اعتقد انه من الافضل ان .. ان تذهب مع فتاة
    Eğer daha iyi hissedeceksen evin önüne bir araba koyarım, belki geri gelirler. Open Subtitles لو كان هذا سيُشعرك بتحسّن سأضع سيّارة تُراقب المنزل من المُحتمل أن يعودوا
    Her bir flash bir düzeltme. Birileri bir yerden bakmış ve açık sokak haritasının daha iyi olabileceğini farketmiş. TED كل ومضة هي تحرير. شخص ما في مكان ما ينظر على خارطة الشارع المفتوحة، وأدرك إنها يمكن أن تتحسن.
    Belki de daha az düşünüp daha çok öpüşsek daha iyi olur. Open Subtitles ربما كنا أفضل حالا عندما كنا نظن أقل والقبلات أكثر من ذلك.
    En azından şu hıyardan daha iyi görünüyorum, değil mi? Open Subtitles انا على القل اكثر وسامة من ذلك الأحمق العجوز، صحيح؟
    Kendini o korkunç siyah kumaşın içinde boğmandan daha iyi. Open Subtitles أجمل من أن تخنقي نفسك بكل قماش الحداد الأسود هذا
    Fakat halk tarafından makbule geçmeyen şey şu ki aslında, deneyler gitgide daha iyi oluyor ve bunun sonucunda, gitgide daha hızlı yapılıyor. TED و لكن هناك شيء لا يستطيع عامة الناس تقديره في الحقيقة ، ان التجارب في تحسن مستمر و عليه ، فقد اصبحت اسرع
    Tabii, dananın götüne başımı sokarak T-bone steake daha iyi bir göz atabilirdim ama kasabın sözüne kulak asmakla yetineceğim. Open Subtitles لأن بإمكاني الحصول على شرحة من لحم الخاصرة ،بوضع رأسي في مؤخرة ثور . لكن أفضّل أخذ رأي الجزار أولاً
    Eski bir kutuyu kazıp çıkarmaktan daha iyi şeylerim var. Open Subtitles عِنْدي أشياءُ أفضلُ لتَعمَلُ مِنْ الحفرِ فوق بَعْض الصندوقِ القديمِ.
    daha iyi olabilirim. İyi biri olabilirim. - Artık kötü biri olmayacağım. Open Subtitles سوف اكون بأفضل حال , سوف اتحسن لن اكون سيئه بعد الان
    Beslenecek bir boğaz olduğumu, ama annemden daha iyi olduğumu söylerdi. Open Subtitles كانت تقول أني كنت فمّ للتغذية ولكن كنت ألطف من والدتي
    Ameliyattan sonra yaşantım çok daha iyi hale geldi. TED لذا بعد الجراحة، تحسنت الحياة كثيراً بالنسبة لي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more