Ben de dişlerimi günde iki kez fırçalarım, ve eğer diş fırçamızın tadı şeker gibi olsaydı, ve şeker tadı yok olduğunda, diş fırçanızı değiştirmeniz gerektiğini anlardınız, değil mi? | TED | أنا أقوم بتفريش أسناني مرتين يوميا, فما رأيكم لو كان هناك فرشاة أسنان تشبه مذاق الحلوى, وعندما يزول طعم الحلوى منها, تعلم أنه عليك أن تقوم بإستبدالها بفرشاة أخرى جديدة؟ |
Bana diş teli taktırmak için ne fedakarlıklara katlandığını bugün hâlâ dinliyorum. | Open Subtitles | حتى يومنا هذا لازالت تذكرني بتضحياتها كي يمكنني الحصول على تقويم اسنان |
Moon, gidip Koca Abe'e büyük bir set altın diş satın alalım. | Open Subtitles | مون, لنذهب أنا وانت لنشتري لأيب الكبير مجموعة من الاسنان الذهبية اللعينة |
Bir dişçi, okuldayken kendi diş işini büyük ihtimalle okuldaki diğer öğrencilere yaptırıyordur. | Open Subtitles | على الأرجح أنّ طبيب الأسنان يجعل الطلبة يقومون بالعمل على أسنانه في المدرسة |
Biz bugün burada otururken, diş telleriniz yerine şeffaf plaklar veya diş restorasyonları kullanabilirsiniz. | TED | ونحن نجلس هنا اليوم، تستطيع أن تستغني عن الأسلاك لتقويم أسنانك بمرصّفات شفافة، أو ترميماتك الأسنانية. |
Burada bir göz soketi ve onun önünde küçük bir diş görebilirsiniz. | TED | يمكنكم أن تروا تجويف العين وبمقدوركم أن تشاهدوا السن الصغير في المقدمة. |
Hatta, her diş kendine özgü semtleri, bağırsaklarımız ise birbirleriyle etkileşimli mikropların metropollerini oluşturuyor. | TED | حتى كل سن يعتبر حي مستقل بنفسه، وأمعائنا هي مدن متحدة من الميكروبات المتفاعلة. |
diş fırçasını kullanmanın ve çöpü atmamanın ötesinde bir şeyler olduğu kesin. | Open Subtitles | يبدو أنه يتعدى كونك استخدمت فرشاة أسنانها و أنك لا تخرج القمامة |
Buna her yıl diş dolgusunda kullanılan 5000 poundluk civa da dahildir. | TED | وهذه تتضمن 5,000 رطلا من الزئبق من حشوات الأسنان لوحدها كل عام. |
Boston'da bir otel odasında uyandım, aklımda tek şey vardı: diş ağrısı. | TED | أستيقظ في غرفة فندق في بوسطن ولا أفكر سوى بشيءٍ واحد ألم أسناني. |
Sadece diş fırçam var. Sizin için sorun değilse kendim alabilirim. | Open Subtitles | أنا عندي فقط فرشاة أسناني يمكنني أن أحضرها بنفسي،إذا كان هذا جيداً |
Bayanlar ve baylar, beni bağışlayın, şiddetli bir diş ağrısının etkisi altındayım. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي، أعذروني ولكنّ أسناني تُعاني من ألمٍ فظيعٍ جداً |
Az önce, Sam Trent'in evinden aldığımız diş fırçasıyla tam eşleşme çıktı. | Open Subtitles | ولقد قارنتها بالحامض النووي من فرشة اسنان سام التي ارسلت من منزله |
Eczaneye gidip yeni bir diş fırçası almalı çünkü ona ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | عليه ان يذهب للصيدلية ليشتري لنفسه فرشاه اسنان جديدة لأنه سيحتاج إليها |
diş etlerinin çekilmesi takma dişlerin düzgün oturmamasına neden olur. Bundan olmuştur. | Open Subtitles | حسنا، تقلص اللثة يسبب تغيرا في مكان الاسنان الصناعية، ذلك هو الأمر |
Eve döndük karım ve babasıyla beraber bir diş kliniği açtık | Open Subtitles | فى بلدنا الاصلى كنت انا وابيها نعمل سويا فى علاج الاسنان |
Christopher'ı dişini fırçalarken izlesen iyi olur yoksa diş macununu yiyor. | Open Subtitles | لديك لمشاهدة كريستوفر فرشاة أسنانه. إلا انه فقط يأكل معجون الأسنان. |
Yüz sene diş sağlığınızı koruma olasılığınız ne kadar? | TED | ما احتمال احتفاظك على صحة أسنانك لمدة مئة عام؟ |
O örneğin içinde bir diş parçası varsa D.N.A.'sını bulabiliriz. | Open Subtitles | إذا كان هناك السن الأصلي في تلك العينة، يمكنالحصولعلىحمض نووي. |
Baron'u gördüğünüzde... ağzınızda zehirli gaz taşıyan bir diş olacak. | Open Subtitles | عندما ترى البارون سيكون لديك سن مسموم جديد |
2010'da, kemik ve diş analizleri şaşırtıcı bir şeyi ortaya çıkarmıştır. | Open Subtitles | عام 2010، كشف تحليل عظامها و أسنانها عن أمرٍ مثير للدهشه |
Bu madde diş taşı denilen... ...fosilleşmiş bir çeşit diş plağıdır. | TED | إنها نوع من بلاك الأسنان المتحجر .والتي تسمى رسميا جير الأسنان |
Şimdi dişlerimi fırçalayıp iple temizleyeceğim... Çünkü diş için de sağlık sigortam yok. | Open Subtitles | سأذهب لاستخدام فرشاة الاسنان و كذلك الخيط لأنه ليس لديّ تأمين صحي للأسنان |
Çünkü dün kazara senin diş fırçanı kullandım ve odur budur boğazım ağrıyor. | Open Subtitles | لأننى أستخدمت فرشاة اسنانك الامس بدون قصد وأتتنى قرحة فى الحلق منذ وقتها |
Pekala pekala onu boşver. Dinle, diş izlerinden hiç sonuç çıktı mı? | Open Subtitles | حسناً انسى الأمر واصغ إليّ هل من نتائج على علامات الناب تلك؟ |
Motoruma, diş fırçama, buzdolabıma | Open Subtitles | أقول مرحباً لدراجتي وفرشاة اسناني وثلاجتي |
Tam sertlik yanlısıydı, göze göz, dişe diş diyenlerden. | Open Subtitles | العصر الثوري، العين بالعينِ، السنّ باللسنِّ. |
Yani bütün diş elmas değil. Elmas sol ön kesici dişe yerleştirilmiş. | Open Subtitles | حسناً ، ليست الأسنان كلّها سنّ ألماسي مركّب ، بإحدى الأسنان القاطعة |