Artık Gösteri sona erdiğine göre arı kostümleri ne olacak? | Open Subtitles | و الان بعد إنتهاء العرض ماذا ستفعلون بأزياء النحل ؟ |
- Ben iyiyim yani televizyonda çıkan haberler Gösteri amaçlıydı gerçekte içmedim. | Open Subtitles | أنا بخير، كل تلك الأشياء على التلفاز كانت من أجل العرض فقط |
Burası tiyatro ve hepimizin bildiği gibi, "Gösteri devam etmeli." | Open Subtitles | هذا هو المسرح، وجميعنا نعرف أن العرض يجب أن يستمر. |
Bir Gösteri alt tarafı 96 hafta sürünce harikulade oluyor demek artık. | Open Subtitles | أعتقد أن العرض يكون ناجحــا الآن إن تم اختتامه بعــد 96 أسبوعــا |
Ah, bütün Gösteri boyunca böyle yanar döner mi olacağız? | Open Subtitles | هل سنبقى على هيئة منظّفي المجارير طيلة هذا العرض ؟ |
Tam zamanında geldiniz, Gösteri de resmi olarak şimdi başlıyor | Open Subtitles | جئتم في الوقت المناسب يا رفاق، سيبدأ العرض رسمياً الآن |
Gösteri ve alan onlara hayallerini gerçekleştirebilecekleri sahneyi verdi. | TED | و قد أعطاهم البرنامج و العرض على المسرح فرصة لتحقيق أحلامهم. |
Asıl Gösteri polis gelince patlak verdi. | TED | العرض الحقيقي يبدأ حين يصل رجال الشرطة. |
Bu Gösteri ise insanları değiştirir, fakat önce onlar mahveder. | TED | وهذا العرض يحول الأشخاص، ولكن ليس قبل أن يحطمهم. |
Karem Armstrong'un yaptığı muhteşem Gösteri bana, gerçekten doğru bir şekilde anlaşılan dinin, inanç değil, daha ziyade davranışla ilgili olduğunu hatırlattı. | TED | وقد ذكرني العرض الرائع الذي قامت به كارين آرمسترونج بأن الدين الذي يتم فهمه بشكل سليم لا يتعلق بالاعتقاد، ولكن بالسلوك |
Çoğu zaman için bir Gösteri yapıyormuşum gibi düşünüyorum, fakat rol yapmaktan yoruldum. | TED | أعتقدُ أنني كنتُ في معظم الوقت أتظاهرُ من أجل العرض فقط، ولكنني تعبتُ من الأداء. |
Gösteri için iyi olacağını söylediğinde gelmek zorundaydık. Çok para kazanacağımızı düşünüyor musun? | Open Subtitles | كان يجب أن نأتي، عندما قا انه سيساعد العرض |
Bu Gösteri öyle uzun zamandır varki, seyircisi azalır sanmıştım. | Open Subtitles | استمر العرض لمدة طويلة ربما بدأت نسبة الحضور تتضائل |
Gösteri devam etmeli. Yağmur, güneş, kar, sulukar, ne olursa olsun, Gösteri devam etmeli | Open Subtitles | يجب ان يستمر العرض.ان كان هناك شمس،مطر،ثلج،العرض مستمر. |
Bu Gösteri harika olabilir. Ama harika bir gösteriyi elde tutmak kolay değil. | Open Subtitles | ربما يكون العرض رائعاً ولكن هذا ليس كافيا لاستمراره |
Genç imparator... bir dizi büyük Gösteri düzenlemiş... babası Marcus Aurelius... onuruna. | Open Subtitles | ..إن الإمبراطور الشاب قد نظم سلسلة من العروض فى ذكرى والده الراحل |
Harika bir Gösteri yaptığınızı sanıyorsunuz ama bu bir oyuncak değil. | Open Subtitles | متأكد من انكم تعتقدون هذا عرضاً ممتع لكن هذه ليست لعبة |
Gecede 2 Gösteri haftasonları 3 gün ve güneşli günler, hiç bitmeyecek. | Open Subtitles | عرضان في كل ليلة ثلاثة عروض كل نهاية الأسبوع متعة بلا نهاية |
Biliyorsun, çıktıkları ilk gece adam kızı, bir Gösteri oyuncusunu öldürmüştü. | Open Subtitles | أتعلم أول ليلة حينما قتل الرجل االفتاة فتاة الترفيه ؟ |
Biraz önce uçup giden şu hayali Gösteri gibi dumanı bile kalmayacak ardında. | Open Subtitles | و هكذا في هذا الاستعراض المشؤوم يغيب الواهمون و لا يتركون وراءهم شيئاً |
...ama hepsi sanki Gösteri gibi, gerçekten neler döndüğünü gizleyen bir Gösteri. | Open Subtitles | ولكن هذا كله للعرض ولكنها واجهة فقط لإخفاء حقيقة ما يجري هنا |
Vicki, şeçmelerine katıldığın şu Gösteri hakkında bir şeyler söylesene. | Open Subtitles | لذا فيكي، تخبرنا المزيد عن هذا المعرض أنت بمراجعة ل. |
İnanın bana, benim bile hayallerimin ötesinde bir Gösteri olacak. | Open Subtitles | صدقني، سوف يكون أداء يفوق أي شيء حلمتُ به حتى. |
Çekoslovakya'nın işgali aleyhine Gösteri yapmaktan. | Open Subtitles | لأنها شاركت فى مظاهرة ضد اجتياح يوغوسلافيا |
Bak, adam akıllı bir Gösteri yapmak istiyoruz bu yüzden birlik olmamız lâzım. | Open Subtitles | نريد ان ننظم عرضا جيدا هناك لذا يجب ان نعمل سوية دعني افكر |
Beyler, bu Gösteri hoşuma gitti ama bu böcek pornografisinin şu anda karşı karşıya olduğumuz durumla ne ilgisi var, anlamadım. | Open Subtitles | أيها السادة، لقد استمتعت بالعرض لكني أتساءل ما علاقة الحشرات بالمشكلة الحالية التي نواجهها؟ |
Müthiş bir Gösteri düzenleriz. Niye böyle bir şey yapamayayım ki? | Open Subtitles | وضعه في معرض عظيم, يمكنني فعل ذلك لماذا بإمكاني فعل ذلك؟ |
Gösteri yaparız. Onlar da biraz Dolar verirler. | Open Subtitles | سنمثل مسرحية ربما سيعطوننا بعض الدولارات |