"geliyor" - Translation from Turkish to Arabic

• قادم
• قادمة
• ستأتي
• تأتي
• سيأتي
• قادمون
• بالنسبة
• تبدو
• جاء
• أشعر
• آتية
• ستأتين
• قادمه
• طريقه
• آتٍ

Bu hafta sonu abim geliyor o yüzden fazla zamanım olmayacak.
أخي قادم للمنزل هذا الأسبوع لذا لن يكون لدي الوقت حينها

İşte erkeğin geliyor, bahse girerim özür dilemek için buradadır.
ها هو ذا فتاكِ قادم وأراهنكِ أنه سيقدم إعتذاره لكِ

Dikkat! Sahil Güvenlik konuşuyor. 15 metrelik bir dalga buraya doğru geliyor.
إنتباه ، نحن خفر السواحل ، هناك موجة قادمة بطول 50 قدم

Hiç bu kadar uzun sürmemişti. Benimle geliyor musun, gelmiyor musun?
ليس لهذه المدة الطويلة والآن هل ستأتي معي أم لا ؟

Hayır, bu teori bir midye, solucan ve güvercin üretimi uzmanından geliyor. Kimden bahsettiğimi biliyorsunuz -- Charles Darwin.
لا، هذه النظرية تأتي من خبير في البرنقيل و الديدان و تربية الحمام. وتعلمون من أعني بذلك.. تشارلز داروين.

Mobilya kamyonu geliyor. Ne gidecek ne kalacak karar vermeliyiz.
سيأتي حامل الأثاث، وعلينا أن نقرر ما سنبقي وما سنبعث.

İlk vuruşlar başlamak üzere, henüz skor yok ve Yankee'ler geliyor.
في قاع الجولة الأولى ، لا نتيجة تذكر و اليانكيز قادمون

Tüm bildiğim, şimdiden öldürdüğü tanıklar var. Seni öldürmeye geliyor.
كل ما اعرفه انه قتل كل الشهود وهو قادم لقتلك

Artık, ordularımı bana çevirecek güce sahip ve benim için geliyor.
انه الان لديه القوة لقلب جيشي ضددي. وهو قادم للنيل مني.

Hem benim için, hem de senin için birileri geliyor.
شخص ما قادم لأجلي . و قادم لأجلك أنت أيضاً

Ama bir balık okyanustan buraya, bu akarsularda kolonileşmek maksadıyla geliyor.
لكن سمك واحد قادم من المحيط، عازمٌ على غزو هذه الجداول.

Mark, Florida'dan geliyor ve herkesle tanışmasını istiyorum ve önceden plan yaptım.
أن مارك قادم من فلوريدا وأريده ان يقابل الجميع لذلك خططت للأمر

Akıntı çok güçlü geliyor. Doğu'dan bir sis yığını yaklaşıyor.
حالة البحر مضطربة بشدّة، مع ضباب كثيف قادم من الشّرق

Son tekne saatler önce açıldı ve dahası, fırtına geliyor.
القارب الأخير قد رحل قبل عدة ساعات وهناك عاصفة قادمة

Seni kapmaya geliyor, Steve-O. Hasta veya yaralı bir hayvan gibi davran.
هاهي قادمة للنيل منك، تصرف مثل سمكة أو حيوان مصاب يا ستيف

Edemeyeceğini biliyordum. Büyükelçi'nin kızı şu anda buraya, babasını görmeye geliyor.
بالإضافة إلى أن ابنة السفير قادمة هنا حتى ترى والدها الآن

Beyin denen deponu aç çünkü +91 oktanlık bir bilgi geliyor.
أفتح صندوق مخك لإن هنا ستأتي معلومة قادمة من أكتلان 91

Biz kazanacağız çünkü gözlerimizden akan yaşlar aslında yüreklerimizden geliyor.
سنفوز لأن الدموع التي تأتي على عيوننا تأتي من قلوبنا.

Tatlım, ben geldim! Patronum yemeğe geliyor, bana temiz bir gömlek lazım.
عزيزتي ، لقد عدت ، سيأتي مديري على العشاء وأحتاج لقميص نظيف

ve son saldırımı yapıyorum, savunma benim için geliyor, ve gerçekten büyükler, adamım!
وأنـا بعيـد عن الشباب ودفاع الفريق الآخر قادمون لأجلي وهم كبار الجسـم وسريعيـن

Bana ne gibi geliyor biliyor musun? İptal için bir bahane.
هل تعرف كيف يبدوا الأمر بالنسبة لي هو عذر لإلغاء العملية

Çılgınca ve aptalca geliyor kulağa, ama aslında ucuz ve köhne bir şey yerine hiçbir ekipman edinmemeyi tercih eden hastaneler var.
قد يبدو ذلك جنون، وغبي. لكن هناك فعلاً مستشفيات تفضل أن لا تملك أي معدات على أن تملك معدات تبدو رخيصة وتافهة.

Bazı yorumculara göre.. - .. adam kapıya kendi isteğiyle geliyor.
أشار بعض المعلقين إلى أن الرجل جاء إلى الباب بمحض إرادته

Çünkü eğer seninle paylaşamazsam, sanki hiçbir şey yaşamamışım gibi geliyor.
لأنه إذا لم أشاركك مثل هذه الأمور أشعر وكأنها لم تحدث

- Bence mutfaktan garip bir koku geliyor. - Hayır.
أعتقد أن هناك رائحة غريبة آتية من المطبخِ , لا

geliyor musun, burada mı kalıyorsun?
هل ستأتين معـى , أو تفضليـن البقـاء هنـا ؟

Onu göremiyorum. - Vurmaya geliyor.
لا أستطيع أن اراها إنها قادمه لتصطدم بنا

Yarbay Farrell geliyor. Çevre evlerdeki soruşturma raporunu da yakında alırız.
القائد فاريل فى طريقه الى هنا سيصلنا التقرير عن بيتها الان

L Bu bütün geliyor biliyorum gerçekten iyi bir yer ama sadece benim ömrü boyunca alamaz.
أعرف أن كل هذا آتٍ من مكان جيد جدا لكنك لا تستطيع الإستحواذ على حياتى بهذه السهولة