"gittiğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذهب
        
    • ذهبت
        
    • ذاهب
        
    • ذاهبة
        
    • تذهب
        
    • يذهب
        
    • رحلت
        
    • ستذهب
        
    • ذاهباً
        
    • غادرت
        
    • غادر
        
    • سار
        
    • يسير
        
    • ذهبتِ
        
    • تذهبين
        
    Prens Henry bu sabah erken çıktı, Baroness. Nereye gittiğini kimse bilmiyor. Open Subtitles قد غادر الأمير مبكراً هذا الصباح، ولا أحد يعرف إلى أين ذهب
    - Ama evine gittiğini söylediler. - Aynı şey canım. Open Subtitles لكنّهم قالوا بأنّه ذهب إلى البيت حسنا هذا نفس الشيء
    Hadi git. Beni buldukları zaman, diğer yöne gittiğini söyleyeceğim. Open Subtitles اذهب، وعندما يصلون الى سأخبرهم إنك ذهبت الى الجهة المعاكسة
    Evsahibi kadın bana herşeyi sattığını ve dün gece Brezilya'ya gittiğini söyledi. Open Subtitles صاحبة المنزل قالت لي انها ذهبت الليلة الماضية, باعت كل شي,وذهبت للبرازيل
    İpucunu takip etmeye gittiğini biliyorum, ama Lawler bunun incelenmesini istiyor. Open Subtitles اعرف انك ذاهب لمتابعة التقدم ولكن لوير يريدك ان تتفحص الامر
    Şimdi arabanın gitmiş olduğunu öğrenmişlerdir... ama nereye gittiğini bilmiyorlar. Open Subtitles لاكن الآن يعرفون ان السيارة ذاهبة لكنهم لا يعرفون أين
    Anneme paraların nereye gittiğini söylersem, tedavi masrafını nasıl öder? Open Subtitles كيف ستدفع امك لريهاب عندما اخبرها اين تذهب اموالها ؟
    Eve dönüp de hepsinin gittiğini görmek nasıldır bilir misiniz? Open Subtitles فقط لتأتي إلى المنزل وتعلم أن كل ذلك قد ذهب
    Niçin? Benim evime gelmeden önce nereye gittiğini görmek istiyorum. Open Subtitles اريد ان اعرف اين ذهب قبل ان يصل الى بيتي
    Çoktan "The Nation"a gittiğini ve oradaki herkese... beni becerdiğini söylediğini biliyorum. Open Subtitles أنا متأكدة أنه ذهب إلى الجريدة و أخبر الجميع أنه تغازل معي
    Geçen cumartesi, eve kiminle gittiğini herkese söylememi istemiyorsan çık şuraya. Open Subtitles أخرج قبل أن أحكي للجميع مع من ذهبت للبيت السبت الماضي
    Tuvalete gidip geri dönmeyinceye kadar randevunun yolunda gittiğini sanıyordum. Nedir bütün bunlar? Open Subtitles ظننتُ أنّ الموعد يسير بخير حال، حتى ذهبت إلى الحمام ولم تعد أبداً.
    Sonra arayıp galeride acil bir işinin çıktığını ve oraya gittiğini söyledi. Open Subtitles إتّصلت لاحقاً لتقول أنّها ذهبت للمعرض لأجل أمر طارئ في اللحظة الأخيرة.
    Sen ne cehenneme gittiğini bile bilmiyorsun! Bana yeni ölçümleri ver! Open Subtitles أنت لا تعلم إلى أين أنت ذاهب أحضر لى قراءة أخرى
    Onu sinirlendiren sensin. Ben değilim. Ayrıca, nereye gittiğini biliyorum. Open Subtitles لا ليس انا بجانب انا اعرف الى اين هو ذاهب
    Tracey Lambert, dün öğleden sonra oda arkadaşına yürüyüşe gittiğini söylemiş. Open Subtitles اذن البارحة عصرا ترايسي لامبرت اخبرت رفيقة سكنها انها ذاهبة لتتمشى
    - Hayatının kayıp gittiğini hissedebiliyorum. - Öyleyse buna müsade etme. Open Subtitles ــ يمكنني أن أشعر بحياته تذهب بعيدَ ــ إذا لا تدعيها
    Sabah onu göremediklerinde arkadaşları bir şeylerin ters gittiğini anlayacaklardır. Open Subtitles وهكذا عندما لا يذهب غدا أصدقاؤه سيعرفون أن هناك مشكلة
    Evine gittiğimi hatırlıyorum, ve baban bana çoktan yaz için Stanford'a gittiğini söylemişti. Open Subtitles أذكر مجيئى إلى منزلك و والدك يخبرنى أنك رحلت إلى ستانفورد طوال الصيف
    Bu daha bitmedi çünkü nereye gittiğini bilmiyorsun ama ben biliyorum. . Open Subtitles لم ينتهى لأنك لا تعلم أين ستذهب و أنا أعلم أين ستذهب
    Yani sana Adalet Bakanlığı'na gittiğini söylemedi ? Open Subtitles اذا لم يذكر بأنه كان ذاهباً إلى وزارة العدل؟
    Bilmiyorum. Kapı görevlisi bir ziyaretçisi olduğunu ve onunla gittiğini söyledi. Open Subtitles لا أعرف، موظف الاستقبال قال بأنه كان لديها زوار وبعدها غادرت
    Nasıl gittiğini haber vermek için seni 10:00'da tekrar ararım. Open Subtitles سأتصل بك ثانية في العاشرة لأعلمك كيف سار الأمر.
    Nobu arayıp yalnız gittiğini söyledi. Open Subtitles نوبو اتصلت بي و .أخبرتني بأنكِ ذهبتِ لوحدك
    Kendi başına bir yerlere gittiğini, "bir şeyler" yaptığını duydum. Open Subtitles لقد سمعت أنكِ تذهبين للتخلص من نفسك .. تفعلين أشياء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more