"hızlı" - Translation from Turkish to Arabic

    • السرعة
        
    • السريع
        
    • بسرعه
        
    • بأسرع
        
    • بسرعة
        
    • السريعة
        
    • بالسرعة
        
    • السرعه
        
    • سريعه
        
    • تسرع
        
    • سريع
        
    • سرعتك
        
    • سريعة
        
    • وأسرع
        
    • الإسراع
        
    Lazerler öyle güçlü ki, topu çok hızlı bir şekilde eziyor. TED موجات الليزر قوية جدا فهي تسحق كرة الطاولة بشكل فائق السرعة.
    Bir buz örtüsünün okyanusa bu kadar hızlı kütle kaybedeceğini hiç düşünmemiştik. TED لم نعتقد أن الصفيحة الجليدية قد تفقد كتلتها نحو المحيط بهذه السرعة
    Seks. Etraf bir sürü hızlı seksle dolu değil mi? TED الجنس . هنالك الكثير من الجنس السريع ، اليس كذلك؟
    Tekrar eden bir sıra var. Bilgisayarda tekrar çalıştır, ama çok hızlı. Open Subtitles هناك نمط تكرارى لهذه النبضات شغلها على الحاسب مرة أخرى بسرعه أكبر
    Koş diyene kadar hiç ses çıkarmayın. Sonra koşabildiğiniz kadar hızlı koşun. Open Subtitles لا تفتعلوا أية صوت حتي أامركم ان تجروا ثم تجرون بأسرع مايمكنكم
    Beş dakika içinde seni ararım. Bu kadar hızlı bağlantı kuramazlar. Open Subtitles سأتصل بك هناك بعد خمس دقائق لن يستطيعوا المراقبة بهذة السرعة
    İkinci olarak, bu söylentiyi nasıl bu kadar hızlı yaydığını bilmiyorum Open Subtitles ثانيا، أنا لا أعرف كيف يمكنك أن تنشر الإشاعة بتلك السرعة
    Biliyor musun, hızlı konuştuğunda kulağa o kadar kötü gelmiyor. Open Subtitles ..تعرف, عندما تقوله بهذه السرعة لا يبدو الأمر سىء جدآ
    Sayın Başkan, ışık hızlı gemilerde hâlâ binlerce insan var. Open Subtitles مازال يوجد المئات من الافراد علي السفن ذات السرعة المنخفضة
    Evet, sadece altına kaçırdığında bu kadar hızlı hareket eder. Open Subtitles أجل، لا يتحرّك بهذه السرعة إلا عند يود الذهاب للحمام
    Kaçmamız gerekirse Arthur ve Lorna hızlı arabaları buraya park etmiş olacaklar. Open Subtitles أرثر و لورنا يقفون بعرباتهم السريعة هنا فى حالة الاحتياج للهروب السريع
    Bu banliyö trenine daha fazla dayanamayacağım. hızlı trene binelim. Open Subtitles لم أعد أتحمل هذا القطار البطئ تعال, دعنا نأخذ السريع
    Bu hızlı ve şaşırtmacalı oyun, kıvrak bir zeka... ve hızlı refleksler gerektirir. Open Subtitles خطوات سريعة ومبهرة, أنها لعبة تتطلب التفكير السريع أسرع حتى من أنعكاس الضوء
    Koş, daha hızlı. Hiçbir şeyin dikkatini dağıtmasına izin verme. Open Subtitles اجري ، بسرعه ، استمرى اتركى كل شىء يصرف انتباهك
    Gün batımından önce oraya ulaşmak için hızlı gitmek zorundasınız. Open Subtitles عليك أن تحلق بسرعه لكي تحاول الوصول قبل غروب الشمس
    Görünüşe göre, kumsaldaki yumurtalar, yırtıcı hayvanlardan daha fazla korunur ve denizdeki soğuk sularda olacağından daha hızlı gelişirler. Open Subtitles يبدو أن وضع البيض على الشاطئ أكثر أمناً من الضواري ويتطور بأسرع من تطوره في المياه الباردة في البحر
    Bunun bu kadar hızlı olmasının nedeni mobil işbirliği nedeniyledir. TED السبب أنه يحدث بسرعة جداً هو بسبب التعاون بتقنيات الموبايل.
    Şimdi bu hızlı ulaşım araçlarıyla yan yana işleyen yerel otobüsleri çıkarabiliriz. TED الآن يمكننا أخذ كل الحافلات المحلية التي تسير بجانب وسائل المواصلات السريعة
    Bunlar pek hızlı olmayabilir, ancak yinede bir sonuç alındı. TED قد لا تكون بالسرعة الكافية ولكنها قد أثمرت عن نتائج.
    Daha önce bu kadar hızlı giriş izni alan görmemiştim. Open Subtitles لم تسبق لي رؤيتكم تقومون بالتحقق من الهوية بهذه السرعه
    Onu takip etmemi söyledi ama ayaklarım yeterince hızlı değildi. Open Subtitles واخبرتني ان اتبعها ولكن أقدامي لم تكن سريعه بما يكفي
    Raporumu ne kadar kısa sürede doldurursam, o kadar hızlı dönerim. Open Subtitles وكلما تسرع في كتابة التقرير كلما أسرع أنا في العودة إليهم
    Ve böyle çok hızlı bir şekilde hangi hastaların pozitif hangilerinin negatif olduğuyla ilgili ikinci bir fikrimiz oluyor. TED وبذلك، هذا سريع جدا، فإننا يمكن أن نحصل على استشارة ثانية لمعرفة أي من المرضى مصاب، وايهم غير مصاب.
    Sen nekadar hızlı yaparsan yap... onlar hala yenilerini getirmeye devam edecekler. Open Subtitles لا تهمني سرعتك في رميهم سوف يستمرون على إحضارها و إحضارها هنا
    Dolayısıyla üçgen, bu katsayıların hepsini görmenin hızlı ve kolay bir yoludur. TED لذلك يعطي هذا المثلث طريقة سريعة وسهلة للبحث عن كل هذه الأمثال.
    Fakat gelecek jenerasyon daha iyi ve daha hızlı olacak. TED ولكن الجيل الجديد سيصبح أفضل بكثير وأسرع إلى حد كبير.
    Yanınızdakiler hızlı hareket etmeye başlarsa, acele etmeniz gerektiğini hissetmeniz lazım. TED إذا بدأ أصدقاؤك في التحرك بسرعة، يجب عليك الشعور بأنه يجب الإسراع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more