| Bazen savaş bittiğinde ve bütün film ekipleri gittiğinde en ilham verici hikayeler radarın hemen altında gerçekleşen hikayelerdir. | TED | أحيانا ، عندما إنتهت الحرب ، و غادرجميع طاقم الفيلم، أكثر القصص إلهاماً هى التى مرت من تحت الرادار. |
| Sonuçta, hikayeler dönen semazenler gibiler, çember ötesi çemberler çizerler. | TED | في الختام, تدور القصص مثل الدراويش, لترسم دوائر تلو الدوائر. |
| Bildiğim tüm hikayeleri anlattım ve gidip başka hikayeler bulmalıyım. | Open Subtitles | قلت جميع القصص التي لدي و سأذهب لأبحث عن المزيد |
| Uyumanın işte bir yolu. Böyle hikayeler beni bile sıkar. | Open Subtitles | هذه طريقة من طرق النوم أن تلك القصص تشعرنى بالملل |
| Bazen, böyle hikayeler gerçek olsaydı ne büyülü bir hayat olurdu diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أحياناً ما أفكر في كم ستكون الحياة رائعة لو كانت هذه القصص حقيقية |
| Gerçek, süslenmemiş hikayeler hakkında yazdığımız insanlar bundan hoşlansalar da hoşlanmasalar da. | Open Subtitles | القصص الحقيقية الخالية من التزويق. سواء أعجبت من نكتب عنهم أم لا |
| Sana DeSean ve fıskiyeler hakkında anlattığım hikayeler için üzgünüm. | Open Subtitles | انا اسف لاني اخبرتكٍ عن تلك القصص حول ديشان والناجون |
| Bu yüzden daima boşlukları dolduran hikayeler uyduran bir çocuktum. | Open Subtitles | لذا كنت هذا الولد الذى يخلق القصص . ليملأ الفراغات |
| Trenimiz tamir olurken birbirimize kısa hikayeler yazdık, falan mı? | Open Subtitles | نقرأ القصص القصيرة لبعضنا البعض بينما ننتظر قطارنا ، تعرفين؟ |
| Kimleri getirdiğine bağlı olarak bu hikayeler kaos yaratmasını sağlayabilir. | Open Subtitles | استناداً لمَنْ جلبهم معه، انكشاف هذه القصص قد يسبّب الفوضى |
| Peki, bu hikayeler bize kim olduğumuz ve nereden geldiğimiz hakkında ne söylüyor? | Open Subtitles | لذا مالذي تُخبرنا بهِ هذه القصص عن من نكون و من أينَ أتينا. |
| Hiç ortaya çıkmamış hikayeler, sadece Anlatılmamış hikayeler Diyarı'ndaki hikayeler değil. | Open Subtitles | الحكايات في بلاد القصص غير المرويّة ليست وحدها التي لمْ تنكشف |
| Hikayelerinin anlatılmasını istemeyenler, sadece Anlatılmamış hikayeler Diyarı'ndan gelenler değil. | Open Subtitles | سكّان بلاد القصص غير المرويّة ليسوا الوحيدين الرافضين لانكشاف حكاياتهم |
| hikayeler önemlidir. Bir antropolog olarak, bunu biliyorum. | TED | ان القصص تهم .. انا كعالم انثروبولوجيا أعي هذا جيداً |
| hikayeler bilgiyi akktarma yolumuzdur. | TED | ان القصص هي الطريقة التي نستخدمها لتناقل المعلومات |
| Her günkü kadınların hikayeleri Küresel ve ulusal hikayelerimizdeki bilerek ihmal edilen hikayeler. | TED | قصص المرأة اليومية التي قد حُذِفَت قصصها عن قصد من تاريخنا الوطني والعالمي. |
| Ne tür hikayeler? Kimse onun neye benzediğini bilmediği gibi. | Open Subtitles | ـ سمعنا حكايات فحسب ـ أي نوع من الحكايات ؟ |
| Belki de hiç olmamış hikayeler anlatır... ama asla abartmaz. | Open Subtitles | يقص حكايات قد لا تكون حدثت، ولكنه لا يبالغ أبداً. |
| Kampanyamız, internet üzerinde benzer hikâyeler paylaşan kazazedelerin seslerini yükseltti. | TED | حملتنا أوصلت أصوات الناجين اللذين نشروا قصصا مشابهة على الإنترنت |
| Sana öyle hikayeler anlatırım ki dudağın uçuklar ama ilgini çekmiyor gibi. | Open Subtitles | يمكنني إخبارك بقصص يقف لها شعر رأسك، ولكن يبدو أنك سمعتها بالفعل. |
| Annen benim hakkımda hikâyeler uydurdu. Çünkü seni sevdi. | Open Subtitles | أمك اختلقت كل هذه الروايات عني لأنها أحبتني |
| Güzel bir kızla konuşmaya çalışırken aniden ortaya çıkıp saçma sapan hikayeler anlatmaya başladığını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | لقد تذكرت قصة هل تذكر تلك اللحظة التي تحدثت فيها مع تلك الفتاة الجميلة وبدأت بإخباري كل تلك القصصِ الحمقاء ؟ |
| Tüm bu hikâyeler Akdeniz'in doğusunda yaşayan halkların ortak belleklerini etkileyen doğal bir afeti çağrıştırır. | Open Subtitles | كلها روايات تصف كارثة طبيعية عظيمة التصقت بذاكرة الناس الذين كانوا يعيشون في شرق البحر المتوسط |
| Herhalde bana suşi hakkında kötü hikayeler anlatmazsın değil mi? | Open Subtitles | لن تخبرينى قصه سيئه عن تناول السوشى صحيح؟ |
| En ilginci her gün her hafta Veronica'nınki gibi hikâyeler duyuyorum. | TED | الأكثر روعة هو أنه في كل يوم وكل أسبوع أسمع قصصًا تشبه قصة فيرونيكا |
| 50 seneyi aşkın bir süredir, bunun gibi hikayeler bizi şefkate itiyor. | TED | لمدّة 50 سنة، وقصص كتلك تدفعتنا للتعاطف. |
| Sanat formu her zaman yüzlerce yıllık bir kurallar dizisi dener, bu da onu eski ve yeni hikayeler için mükemmel bir araç haline getirir. | TED | يجرب الفن باستمرار مجموعة من القواعد التي تعود لقرون من الزمن، مما يجعله الوسيلة المثالية للقصص القديمة والجديدة. |
| Bilirsin, kimse benden onları yatırmamı ya da onlara hikayeler okumamı istemiyor. | Open Subtitles | لا أحد يطلب مني ان أجعلهم ينامون او ان اقرأ لهم قصصاً |
| Hayır, hikayeler kötü insanların komplo teorisi üretmeleri hakkındadır. | TED | لا، تدور القصة عن الأشرار الذين يتآمرون معا. |