"içmeye" - Translation from Turkish to Arabic

• الشرب
• للشرب
• لتناول
• لشرب
• بالشرب
• شرب
• لاحتساء
• تشرب
• للشراب
• أشرب
• لنشرب
• يشرب
• لإحتساء
• بشرب
• لأشرب

Bizimle içmeye tenezzül etmiyorsunuz ama kılıcımızın tadına bakmak istiyorsunuz.
أنت لن تُفضل الشرب معنا وليس حتى تفضل طعم سيوفنا

Sinerji oluşturmak, teşvik etmek, konuşturmak. - Ben buraya birlikte içmeye geldim dostum.
تآزر ، تحفيز ، التحدث أنا هنا ، يا صاحبي للشرب خارج المنطقة

Bunu kutlamak için bir şeyler içmeye ya da yürüyüşe çıkmaya ne dersin?
أنظر ، لماذا لا نذهب لتناول مشروب أو الذهاب في نزهة للاحتفال ؟

Son konuştuğumuzda adam gibi bir espresso içmeye can atıyordun.
ذكرتِ أنّكِ تحنّين لشرب أسبريسو حقيقي عندما تحدّثنا آخر مرّة.

Saat 10 civarında hep birlikte içmeye başladık.
حوالي الساعة العاشرة, بدأنا بالشرب جميعاً

Acele etme! Birkaç saat boyunca bunları içmeye devam etmemiz gerek.
لا تستعجل، سنضطر الى الإستمرار في شرب هذين الكوكبين لعدة ساعات

Acaba boş bir zamanında içki içmeye gidebilir miyiz diye merak ediyordum.
كنت أتسائل عمّا إذا كنتِ تحبين الذهاب لاحتساء الشراب في وقت ما؟

Sen arkadaşın Skipper'ın ölümüyle içmeye başladın. Gerçek bu, değil mi?
لقد بدأت تشرب ليلة موت صديقك سكيبر ، هل انا محق ؟

Ama bu aralar babamın öfkesi burnunda. Son zamanlarda çok içmeye başladı.
ما عدا أبي فهو يتصرف بلا وعي لقد أفرط في الشرب مؤخراً

Sonra işten önce içmeye başladım ve kontrolden çıktığımı fark ettim.
ثم بدأتُ الشرب قبل العمل، وأدركتُ أنّي خرجتُ عن نطاق السيطرة.

Cuma geceleri, ...bir çok insan işten sonra içki içmeye giderdi.
في ليلة الجمعة, مجموعة من الناس أرادوا الخروج للشرب بعد العمل

Geçen Çarşamba bir şeyler içmeye birahaneye gitmiştik, hatırlıyor musun?
أنت تعلم عندما خرجنا للشرب في ذلك المطعم بالأربعاء الماضي؟

Bay Kruger'e de söyleyin bir gün viski içmeye evime beklerim.
وأخبروا السيد كروجر للمجيء إلى منزلي لتناول الوسكي في يوم ما

Ben öyle değilimdir. Tuhaf erkekleri eve kahve içmeye davet etmem.
أنا لست كذلك, أنا لا أدعو الغريبين لتناول القهوة, إنه فقط

Ama en çok sevdiğim, 3.300 yıl önce Luksor'dan: Dersi asıp içmeye giden öğrencileri anlatan bir yazı.
والمفضل لدي على الإطلاق منذ 3,300 عاماً فى الأقصر: تسجيل يصف تلاميذاً يقطعون دروسهم للذهاب لشرب الخمر.

Ve öğretmenin karısı seni kahve içmeye davet ederse sadece bir dilim kek al Pelle, unutma. - Davet etmeyecek ki.
إن دعتك زوجة المعلم لشرب القهوة تناول قطعة كعك واحدة فقط.

Kocamın ölümünden sonra, içmeye başladı ve öğrencilerini kaybetti.
بعد ان أصبح ارمل, بدأ بالشرب وخسر تلاميذه.

Birbirimizi uzun samandır görmediğimizden çadırımda bir çay içmeye ne dersiniz?
. لقد مر وقت طويل ربما تريد شرب شيء ما ؟

Bir ara içki içmeye gitmek ister misin?
هل ترغبين في الخروج لاحتساء شراب ذات يوم؟

Bir gece, birkaç kişi içmeye çıkmıştık ki Mheibes oynayan yerlilerle karşılaştık...
في أحد الليالي ذهب مجموعه منا للشراب جئنا نحو محليين يلعبون مهيبيس

Cel-Ray içiyordum ve çok hızlı içmeye başladım, dudağıma çarptı.
تكدمت شفتي، كنت أشرب سيل راي ورفعتها بسرعة فاصطدمت بشفتي.

Benimle içmeye gelmek ister misin? Yeni şiirin üstüne tükürmeye?
أتريد أن نذهب لمكان آخر لنشرب وننسى العفَن الذي سمعناه؟

Ve o tekrar tekrar içmeye, hapşırmaya ve sarsılmaya devam etti duruncaya kadar.
وظل يشرب ويعطس، مرارًا وتكرارًا حتى توقف ذلك.

ve ben, ben düşündüm ki belki buluşup bira içmeye falan gidebiliriz
وأنا إعتقدت بإمكاني الإتصال بك ويمكننا أن نذهب لإحتساء الشراب يوما ما

Kamışım, odanın diğer tarafına uzanıp senin meyveli sütünden içmeye başlıyor.
والآن تصل ماصّتي للجهة الأخرى من الغرفة وتبدأ بشرب مخفوق حليبك

Tut ki benim... mesela su falan içmeye gitmem gerek.
وماذا لو إضطررت للذهاب لأشرب الماء أو ما شابه؟