| Sırf çocuğun teki bana bir zerre ilgi gösterdi diye. | Open Subtitles | كل هذا لأن فتى ما أبدى قليلاً من الاهتمام بي |
| İlki daha iyiye ulaşmak için tutkulu bir ilgi kültürü yaratmak. | TED | أول مكون هو خلق ثقافة من الإهتمام المتقد والشغوف بالمصلحة العليا. |
| Bu ziyaretlerim sırasında kadınların ihtiyaçlarına çok az ilgi gösterildiğini gözlemledim. | TED | لكن، خلال كل تلك الزيارات، لاحظت وجود اهتمام قليل بحاجيات النساء. |
| Böylece sizlere bu örgütsel ağ adalarından örnekler verdim ama ağlar sadece büyük olduklarında ilgi çekici hale gelirler. | TED | بالتالي هذه الأمثلة التي ضربتها لكم هي هذه الجزر من الشبكات المتداخلة. والشبكات مثيرة للإهتمام إذا كانت هي كبيرة. |
| Öykülere ve başka insanların hayatlarından kaçmaya her zaman ilgi duymuşumdur. | Open Subtitles | إنني مهتمة بالقصص منذ صغري و بالهروب إلى حياة الآخرين أيضاً. |
| Bundan dolayı tabii ki, geleneksel medya kuruluşları bu online topluluklara yakın ilgi gösteriyorlar. | TED | وبذلك فإن وسائل الإعلام التقليدية، بالطبع ، تقوم بإعطاء إهتمام وثيق للغاية لهذه المجتمعات على الإنترنت. |
| Bu dünyada yaşarken istemeden de olsa ilgi çekmeyi başarıyorum. | Open Subtitles | عندما عشت في هذا العالم سابقًا كان الجميع مهتم بي |
| Aslında, canı cehenneme. Biraz ilgi çekmek hiç fena değilmiş. | Open Subtitles | تباً لما قلت سابقاً جميل أن يحظى المرء ببعض الاهتمام |
| Kanka, bunu mantıklı kılan şey bağımlı bebeklerin sonunda ilgi ve alaka görmeleri. | Open Subtitles | الشيء المنطقي في هذا الأمر، أن هؤلاء الأطفال ينالون أخيراً الاهتمام الذي يحتاجونه |
| Bunların, ilgi odağı olmak için benim uydurduğum bir şey olduğunu düşündü. | Open Subtitles | يعتقد أنه شيء اختلقته حتى اسبب المشاكل وحسب وأن أكون محط الاهتمام |
| Bu canlı ilgi, bir düelloya yol açtı. Sonuç, resmi kayıtlara göre beraberlikti. | Open Subtitles | . هذا الإهتمام أدى لنزاع . و النتيجة تم تسميتها رسميا ، التعادل |
| Kızın görünüşü dışında başka bir şeyine ilgi göstermeye ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن إظهار بعض الإهتمام بشئ بدلاً من كيف يبدو مظهرها؟ |
| Hayatlarımız devam ettiği ve senin de artık ilgi merkezi olmadığın için mi? | Open Subtitles | لماذا هذا ؟ لا, حياتنا مستمره وأنك لم تصبحي محور الإهتمام بعد الأن؟ |
| Eski bir başbakan olarak ilgi odağı olacağımı biliyordum ve sakıncası yoktu. | Open Subtitles | أنا أعلم اني مركز اهتمام الكثيرين ولابأس في هذا أنا أتقبل هذا. |
| Bu otomatın öyküsü eğer kargalar hakkında bilginiz varsa daha ilgi çekici oluyor. | TED | لكن قصة آلة البيع مثيرة للإهتمام قليلاً اذا كنتم تعرفون أكثر عن الغربان. |
| Özellikle güç ve üstünlüğe dair sözsüz dil ifadelerine ilgi duymaya başladım. | TED | واصبحت مهتمة تحديدا بالتعابير غير اللفظيه الخاصة بالقوة والهيمنه. |
| Farklı alanlarda buna büyük ilgi var. | TED | هناك إهتمام كبير بهذا في العديد من المجالات المختلفة؟ |
| Ama gerektiği için onlara sahte ilgi gösteriyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ؟ لكنك تزيف انك مهتم بهم لانك مضطر لذلك صحيح؟ |
| Peder McCourt, James Levay'e çok fazla ilgi mi gösteriyordu? | Open Subtitles | هل أعار الأب ماك كورني الكثير من الإنتباه لجيمس ليفاي؟ |
| John'un işine hiç ilgi göstermiyor, hep hastalığından söz edip duruyor. | Open Subtitles | انها لا تهتم بعمل جون بل تُقلقة اكثر واكثر على صحتها |
| Diğer çocuklar bana çok daha fazla ilgi gösterdiler çünkü ''Family Ties''ta oynamıştım. | TED | منحني الأطفال الآخرون الكثير من الانتباه الإضافي، لأنني ظهرت في مسلسل روابط عائلية. |
| Tamam, bak, bu araca çok özel ilgi göstermeni istiyorum. | Open Subtitles | حسنا أسمع اريدك ان تعطى اهتماما خاصا لتلك السيارة حسنا؟ |
| Nasıl bir baba genç oğlunun kızlara ilgi duymasını istemez? | Open Subtitles | ماهو الاب الذي لا يسمح لابنه ان يبدي اهتماماً للفتيات.. |
| Bilimsel ihtimaller farklı ilgi alanları olan insanları birlikte yoğun bir şekilde çalışmaya teşvik ediyor. | TED | لكن الإمكانيات العلمية تجمع الأشخاص ذوي الاهتمامات المختلفة على العمل معًا بشكل مكثف. |
| O sadece yüksek riskli/ yüksek getirili projelere ilgi duyuyormuş. | Open Subtitles | كان مهتماً فقط بالمشاريع ذات العائدات العالية المتسمة بالخطورة العالية |
| Diğerlerinden farklı olarak sahip olduğum bir şey daha var: size ilgi duyuyorum. | Open Subtitles | والشيء الآخر الذي املكه .. ولا يملكه الباقين هو اهتمامي بكم ايها الرفاق |