Sarışına benziyor, gri değil. Sarışın kızla bir ilgin var mı? | Open Subtitles | يبدو انه من تأثير الشقراء كيف انت لك علاقة بالشقراء ؟ |
İçeri sızan o adamla bir ilgin olduğunu anlarsam hemen celladı yollarım. | Open Subtitles | إذا أكتشف بأنّك على أيّة علاقة مع هذا الدخيل، أنا سأرسل الجلاد. |
Oraya gideceğim ve Kittridge ile kendim konuşacağım. Ona senin bunlarla hiçbir ilgin olmadığını söyleyeceğim. | Open Subtitles | سوف أذهب وأخبر كيتريدج بأنه لا علاقة لك بهذا الموضوع |
Bunu ortaya koyduğun için sağol. İlgin ve güvenin için minnettarım. | Open Subtitles | أشكرك على إثارة هذا الموضوع وأقدّر لك اهتمامك وثقتك |
İlgin için sağol. İşine onlardan fazla mı önem veriyordun. | Open Subtitles | شكراْ على إهتمامك لابد أن العمل كان قاسى عليهم |
Beni bu davada kişisel ilgin olmadığı konusunda ikna etmeye çalışacak mısın? | Open Subtitles | أنت ستحاول وتقنعني ذلك أنت ليس لك إهتمام شخصي في هذه الحالة؟ |
Sanırım senin bu olayla bir ilgin yok değil mi Grace? | Open Subtitles | على أن أعتقد أنه ليس لك علاقة بما يحدث, جريس وأنه ألقى بنفسه إلى هنا بنفسه |
Senin ortağımın ölümüyle ilgin olduğunu sanmıyorum. Doğru. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنه لك أي علاقة بمقتل شريكي هذا صحيح |
- Oh, iyi kötü fikrim var. Dinle, Del'in karıştığı işle hiçbir ilgin yoktu, değil mi Betty? | Open Subtitles | إسمعي ، لم تكن لك علاقة ، فيما كان ديل متورطاً فيه أليس كذلك بيتي ؟ |
Yani şimdi bununla bir ilgin olmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أنه لا علاقة لكِ بهذا الأمر |
Bana 23.Otoyol'daki kazayla bir ilgin olduğunu söylediler. | Open Subtitles | أخبروني أنه لك علاقة بالحادث على الطريق 23 |
Sanırım o cinayetlerle de ilgin yoktur. | Open Subtitles | و أفترض بأنه ليس لديك علاقة بأولئك القتلة أيضاً |
Bilmeliyim. Bununla bir ilgin var mı? | Open Subtitles | أحتاج لمعرفة ذلك هل لك علاقة في أي شئ من هذا |
Gelecekte, tanıştığın her insanın sana bir lazer gösterisi sunmasını sağlayacağım ki ilgin azalmasın. | Open Subtitles | بالمستقبل, سأتأكد ان كل من أجريت معه مقابلة.. يزود بعرض ليزر لكي نبقي اهتمامك مستمراً |
Rahatsız edici bir durum olduğunu biliyorum ve ilgin için teşekkürler. | Open Subtitles | لكنّني أعرف أنّه كان وضعاً مزعجاً وأقدّر اهتمامك بي |
Fiziksel aktivite önemlidir evlat ama spora karşı ilgin biraz aşırı. | Open Subtitles | النشاط الذهني هو الأهم، بني لكن اهتمامك في الألعاب الرياضية هو مفرط |
Onun öldüğü gerçeğine olan ilgin çok yakışıksız kalıyor. | Open Subtitles | و من غير اللائق منك عدم إهتمامك في الحقيقة حول وفاته. |
Senin Bollingswon'th'ün sağlığına olan sıradışı ilgin. | Open Subtitles | إهتمامك غير العادى بصحة بولينج ثورث |
Bambaşka bir insan olmak gibi bir ilgin oldu mu hiç? | Open Subtitles | هل لديكِ أي إهتمام في أن تكوني شخص مختلف تماما ؟ |
İşbirlikçiler yakında gözaltında olacak. Senin de ilgin var. | Open Subtitles | المتورطون سيكونون فى الحجز قريباً و انت متورط |
Müziğe tutkun yada ilgin yok. Sadece ünlü olmak istiyorsun. | Open Subtitles | ليس لديكِ عاطفه او اهتمام بالموسيقى , فقط تريدي الشهره |
Çalıştığı adamlar senin gizli bir polisle ilgin olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الجماعة التي يعمل معها يعلمون أنك متورطة مع ضابط شرطة يعمل متخفي |
Bence müstakbel damadın senin bu işle bir ilgin olmadığına inandı kıçını bir suç şlemekten kurtardı. | Open Subtitles | أعتقدُ بأن زوج ابنتك المستقبلي وثق بأن ليسَ لكَ علاقةٌ بذلك .وبعدَ ذلك أنقذك من إرتكابِ جريمة |
İlgin için teşekkür ederim. Başka bir şey yoksa, lütfen git. | Open Subtitles | اشكرك على قلقك واهتمامك بي اذا لم يكن لديك شيء اخر.. |
Hâlâ olayla uzaktan yakından ilgin olmadığını mı iddia ediyorsun? | Open Subtitles | إذاً أنت ستستمر في إنكار أي تورطك بالأمر كله، هـــه؟ |
Bu kızlara olanlarla bir ilgin var mı? | Open Subtitles | هلكانلك يد في .. إلحاقالأذىبأولئكالفتيات؟ |
- İlgin için sağol Jack. Ama birlikte gidiyoruz. | Open Subtitles | أثمّن قلقكَ يا (جاك)، ولكن سأظل برفقتكَ رغم ذلك |
Bu hassas konuya olan ilgin için müteşekkirim. | Open Subtitles | -أنا ممتن لمراعاتك لهذه المسألة الحساسة |
İlgin için sağ ol. | Open Subtitles | لا توجد هناك براءة إختراع، ليس هناك مُصفي مياه. حسناً، شكراً لإهتمامك. |