"internet" - Translation from Turkish to Arabic

    • الإنترنت
        
    • الانترنت
        
    • إنترنت
        
    • الأنترنت
        
    • انترنت
        
    • الإلكتروني
        
    • أنترنت
        
    • الشبكة
        
    • بالإنترنت
        
    • النت
        
    • إلكتروني
        
    • للإنترنت
        
    • الويب
        
    • الأنترنيت
        
    • بالانترنت
        
    Pekâlâ, bizi duymamış olanlar için: Korsan Partisi olarak, İnternet'e bayılıyoruz. TED إذاً، للذين لم يسمعوا بنا: في حزب القرصان، نحن نُحب الإنترنت.
    Bu aslında, daha ziyade internet ekonomisinin ilk jenerasyonunun hikâyesiydi. TED في الواقع الأكثر شمولًا كان قصة أول صناعة لتجارة الإنترنت.
    Günümüzde cep telefonu olan 3 milyar kişinin internet erişimi yok. TED ثلاثة بلايين شخص اليوم مع الهواتف لا يستطيعون الوصول إلى الإنترنت.
    Bizim neslin büyük ihtimalle en büyük iki keşfi internet ve cep telefonlarıdır. TED الاختراعان الاكثر احتمالا انهما اكبر اثنان في جيلنا هما الانترنت و الهاتف النقال
    Bir hafta boyunca telefon, internet ve bilgisayar oyunu yok. Open Subtitles لا يوجد هاتف أو إنترنت أو ألعاب فيديو لمدة أسبوع
    Benim kramplarıma yardımcı olmak için İnternet'ten regl konusunda araştırmalar yapmaya başladı. TED و لمساعدتي في تقلصاتي، أخذ بالدخول إلى الأنترنت ليتعلم أكثر عن الحيض.
    internet'in varolma nedeni, kedi videosu paylaşmaktır diye bayat bir şaka vardır. TED هناك مزحة قديمة تقول أن الإنترنت موجود ليسمح بمشاركة مقاطع فيديو للقطط.
    Yapay zeka, internet reklamcılığından sonra gelen yeni bir teknoloji gibi görünse de TED وقد يبدو أن الذكاء الاصطناعي بمثابة الخطوة التقنية التالية بعد الإعلانات على الإنترنت.
    Kampanyamız, internet üzerinde benzer hikâyeler paylaşan kazazedelerin seslerini yükseltti. TED حملتنا أوصلت أصوات الناجين اللذين نشروا قصصا مشابهة على الإنترنت
    Olan şey, yabancılardan gelen internet mesajlarıyla dolu bir gelen kutusuydu. TED ولكن كل ما تلقيته كانت رسائل خاصة على الإنترنت من غرباء.
    İnternet şirketi batmış ve tekne kazasında da kulağı kopmuş. Open Subtitles أفلست شركة الإنترنت الخاصة بها، وفقدت أذناً في حادث قارب.
    Kurbanımız internet üzerinden pahalı çizgi romanları alıp satarak bir servet kazanmış. Open Subtitles الضحية حقق ثروة من بيع وشراء القصص المصورة العالية القيمة على الإنترنت
    Bilmiyoruz, efendim. İçeri girmeden hemen önce internet bağlantısını kaybettik. Open Subtitles لقد فقدنا وصلة الإنترنت لدينا مباشرة قبل أن يتحرك الفريق
    Uydurma gibi olduğunun farkındayım ama internet sitemiz falan her şeyimiz var. Open Subtitles أعلم أنّه يبدو مفبركاً ولكن لدينا موقع على شبكة الإنترنت وكلّ شيء
    Onlara bunu yapmaları söylendi; iletişim ağını izleyin, iletişimi denetleyin, internet trafiğini denetleyin. TED هذا ما كانوا يقولون لنا عمل اشارات استخبارية برصد الاتصالات رصد تحركات الانترنت
    Günümüzde, internet trafiğinin büyük bir kısmı şifrelendiği için, yapmaya çalıştıkları şey bu şifrelerin etrafından dolaşacak yeni yollar bulmak. TED هذا ما يحاولون القيام به و نظرا لان معظم ، جزء كبير من الانترنت يحاولون ان يجدوا طرق حول التشفيرات
    Eğer internet bizi bir küresel kasaba yaptıysa, bu model gelecekteki liderliğini geliştirebilir. TED إذا كانت الانترنت قد جعلتنا قريةً عالمية، فإن هذا النموذج سيُطور قيادتها المستقبلية.
    Bir internet sayfası yapsan kütüphanede bir ayda kazandığının kaç katını kazanırsın. Open Subtitles لما لا تصمّم مواقع إنترنت أليس ذلك، أفضل من العمل في المكتبة
    Eğer internet seks skandalından söz etmezse sen de gündeme getirme. Open Subtitles و إن لم يتحدث عن فضيحة الجنس على الأنترنت فلا تذكرها
    Bu tvitin sonuçlarından biri güvenli ve özgür bir internet mücadelesi yapanlarla, diğer müttefik ve aktivistlerle bağlantıya geçmem oldu. TED جزء مما نتج عن هذه التغريدة أني تواصلتُ مع الحلفاء وغيرهم من النشطاء الذين يقاتلون من أجل انترنت آمن وحر.
    Ryan'ın en büyük projesi, pek iyi gitmeyen, internet sitesiydi. Open Subtitles مشروع رايان الكبير كان الموقع الإلكتروني والذي لم يلق النجاح
    Bookstore, Kafe bedava internet ve yarı-saf kahve. Open Subtitles مقهى متجر الكتب أنترنت مجاني وقهوة نصف لائقة
    Halka ya da bir hayır kurumuna bağışta bulunursanız, sırtınız sıvazlanır ve vergi yardımı-indirimi- alırsınız-- meteliksiz kalabileceğiniz internet ortamı hariç tabii. TED اذا أعطيت شيئاً كتبرع أو للعامة تحصل على تربيتة على الظهر و هبة ضرائب ما عدا على الشبكة حيث يمكن أن تفلس
    internet bağlantın gidince bütün günün mahvoldu değil mi sapık herif? Open Subtitles عندما ينقطع اتصالك بالإنترنت يفسد يومك بالكامل، أليس كذلك أيها المختّل؟
    DMV, IRS ve düşük oranda yasal olan 3 internet sitesine göre öyle. Open Subtitles طبقاً لمديرية المرور و مصلحة الضرائب و ثلاثة مواقع قانونية قليلاً على النت
    La Blogothèque adında bir internet sitemiz vardı. TED كان لديه موقع إلكتروني باسم : المدونة مختص بالموسيقى الحرة.
    İşte haritayı yapan Mark Graham Oksford İnternet Enstitüsünün alt sokağındadır. TED إليكم خريطة أعدها مارك قراهام والذي يعمل في معهد أكسفورد للإنترنت.
    Sonra bir internet satıcısı buldum ve mıknatısları piyasa fiyatının yarısına aldım. Open Subtitles ثم تعقبت بائعا للمغنيط على الويب و باعني المغنيط بنصف ثمن السوق
    Beni aday gösterdiler ve internet yayılmasını sağladı. Sitemin kullanıcıları benim kazanmamı istediklerine karar verdiler. TED إذ أنهم قاموا بإدراجي على اللائحة, وقد أثارت جلبة كبيرة على الأنترنيت. جمهوري قرروا على أنهم سيدفوعون بي إلى الفوز.
    Okula devam eden öğrencilerin yaşadığı bölgede her bir eve bir masaüstü bilgisayar ve internet bağlantısı temin etmek için oluşturulan fonu beslemeyi amaçlıyordu. TED وكانت هذه من أجل تمويل لمدارس المنطقة لوضع جهاز حاسب آلي و اتصال سريع بالانترنت في كل منزل فيه طفل يلتحق بنظام التعليم الحكومي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more