Bu kültür hakkında bir kitap, ve, gördüğünüz gibi, kültür hızlıca etrafa yayılıyor | TED | هو عبارة عن كتاب عن الثقافة وكما ترون ان الثقافة تتأرجح بشدة هنا |
Yani, burcun bir birey olarak hakkınızda söylediği şeyin yerine ne koyarsanız koyun, oluştuğu kültür hakkında çok şey ifade ediyor olacaktır. | TED | لذلك سواء أكنت تؤمن بما تقوله الأبراج أم لا عنك أنت كفرد، فمن المؤكد أنها تكشف الكثير عن الثقافة التي انبثقت منها. |
Bu ulusun kültür tarihini yeniden yazmamız için bir fırsat bu. | Open Subtitles | مثيراً للاهتمام؟ إنها فرصة لنا لنعيد كتابة التاريخ الثقافي لهذه البلاد |
İki kültür arasındaki barışı korumak adına, bu tabloyu Sovyetler Birliği halkına bağışlıyorum. | Open Subtitles | من أجل السلام عن طريق الثقافات أنا أتبرع بهذه اللوحة الى الشعب السوفييتي |
kültür, doğaya karşı bir reaksiyondur ve atalarımızın bu anlayışı akla uygunluğu daima farksız hikayeler, semboller ve riüeller şeklinde nesilden nesile aktarılmıştır. | TED | الثقافة هي نتاج تفاعل مع الطبيعة وما فهمه أسلافنا تنتقل من جيل إلى جيل في شكل قصص، ورموز، وطقوس وكلها لا تبالي بالمنطق |
Başka bir şey düşünmem gerekecek. Belli ki kültür, seçimini yapmış. | Open Subtitles | أظنني سأقوم بترتيبات أخرى فعلى ما يبدو أن الثقافة قامت بذلك |
Sovyetler Birliği bünyesinde bilim ve kültür Batı'nın tüm etkilerinden izole biçimde tutuldu. | Open Subtitles | ،داخل الإتحاد السوفيتي بالتحديد ظلّت الثقافة والعلم معزولتين عن تأثير كل النفوذ الغربي |
Bir haftada-bir, üç-dakikalık kültür noktası. Harika. Kahrolası fikirlere ihtiyacım var! | Open Subtitles | مرة أسبوعياَ ثلاث دقائق في داثر الثقافة والفنون رائع أحتاج أفكاراَ |
Evet, bu bir kültür... ve buna göre araştırma yapmamız gerek. | Open Subtitles | نعم ، هذه هي الثقافة ونحن بحاجة إلى التحقيق وفقاً لذلك |
Hayatın boyunca edebileceğin kültür ve sanattan daha fazlasını tecrübe edeceğim. | Open Subtitles | وسأكتسب خبرة في الثقافة والفن أكثر مما كسبته أنت طوال حياتك |
Brezilya ve Japonya'da, eşsiz kültür ve dilbilimsel nedenlerden ötürü. | TED | في البرازيل واليابان، لأسباب تندرج تحت تفردهم الثقافي واللغوي |
Zaman geçtikten sonra, kültür eleştirmenleri Beyoncé'nin gerçekten feminist olup olmadığını sonu gelmez bir şekilde tartışmaya başladılar. | TED | عندما تتلاشى اللحظة والنقد الثقافي يبدأ المناقشة التي لا تنتهي بخصوص إن كانت بيونسيه مناصرة للمرأة أم لا. |
Hepimizin çevresi, hala dikkatsizce sağa sola savrulan bir ilkek kültür çorbasıyla kaplı durumda, bu da bir başka replikatör. | TED | حولنا، يظل ينزلق بشكل أخرق في خليطه الثقافي البدائي، هو معيد تخليق |
Umarım ki size şimdi anlatacaklarım aramızdaki yer ve kültür farklarını aşar ve sizde yankı bulur. | TED | ولكنني آمل أن ما سأخبركم به سيلقى صدى واسعًا، رغم فرق المسافات واختلاف الثقافات بيننا. |
Bir anlığına hayal gücü tarafından şu ana kadar meydana getirilmiş en muhteşem kültür sahasına, Polonezya'ya bir göz atalım. | TED | حسناً، دعونا نلقي نظرة على أعظم ميدان ثقافي تم إيجاده بالخيال من قبل بولينيزيا |
Fetüsler ayrıca kendi katılacakları kültür hakkında, kültürlerin en güçlü ifadesi olan yemekler aracılığıyla bilgi sahibi sahibi olmaktadır. | TED | كما يتم أيضا تدريس الأجنة عن ثقافة معينة سوف ينضمون إليها من خلال أكبر المميزات للثقافة، ألا وهو الغذاء. |
Senin sayende uzaylı bir sınıfla.. ...kültür bilgime yeni bir sayfa açtım. | Open Subtitles | وبفضلك فتحت فصلا جديدا من التبادلات الثقافية مع طبقة اجتماعية منفورا منها |
Gördüğümüz şey şaşırtıcı türdendi çünkü parayla ne yaptığınız üzerine evrensel kültürler ve de gerçek kültür farklılıkları var. | TED | لأن هناك مسلمات إنسانية حول ماتقوم به بمالك و هناك أيضا اختلافات ثقافية حول ما تقوم به على سبيل المثال |
Lily, burada amerikanın kültür ve sanat merkezinin tam ortasında yaşıyoruz. | Open Subtitles | ليلي .. نحن نعيش في مركز الفن و الحضارة في امريكا |
Ben kültür için varım seni salak, daha dikkatli olamaz mısın? | Open Subtitles | فأنا نصير للثقافة. تباً لك, أليس بالإمكان أن تكون أكثر حذراً؟ |
İster yetişkinler isterse gençler için oyunsuz bir kültür veya hayat düşünmeye çalşın. | TED | حاولوا أن تتخيلوا حضارة أو حياة, لراشد أو لغيره من غير اللعب. |
Saat 4 ile 6:30 arasında kültür merkezi için önerileri görüşeceksiniz. | Open Subtitles | من الساعة 4 و حتى 6: 30 سوف تستمع الى اقتراحات المركز الثقافى |
Yaşanılan yerler; iş mekânları, kültür mekânları ve idari mekânlar birbirleriyle ilişkili bir şekilde konuşlandırılırlarsa anlam ifade ederler. | TED | ذلك أنه ، كما تعلمون ، في مساكن معنى نشرت في ما يتعلق أماكن العمل ، والثقافة ، والحكم. |
Bu akım, tüm kültür ve coğrafyalarda 250 yıldır devam ediyor, Sahra Altı Afrika ve Güney Asya'daki bariz istisnalar hariç. | TED | وكان هذا القرار ثابت لربع الفيه , عبر الحضارات و المناطق الجغرافيه, مع استثناء صارخ من جنوب الصحراء الكبرى وجنوب آسيا |
En üst sıradaki dört madde her kültür için geçerli. | TED | المواضيع 4 المفضلة تتعلق جميعا بالثقافة. |
Benimle aynı binada yaşayan insanlar başka ülke, kültür ve dinlere mensuplar. | TED | الناس الذين يعيشون في تلك الناحية مثلي، ينتمون إلى بلاد أخرى، إلى ثقافات أخرى، إلى ديانات أخرى. |