"kanser" - Translation from Turkish to Arabic

    • السرطان
        
    • للسرطان
        
    • سرطاناً
        
    • بالسرطان
        
    • السرطانية
        
    • سرطان
        
    • بسرطان
        
    • السّرطان
        
    • السرطانات
        
    • والسرطان
        
    • سرطانية
        
    • الورم
        
    • سرطانات
        
    • سرطاني
        
    • السرطانِ
        
    Artık bu sınıflandırıcı resimlere bakarak "bunun kanser olup olmadığını" TED ويستطيع هذا المُصنِف تحديد إذا كان ذلك السرطان أم لا
    Oyunla ilgili kanser veya kalp rahatsızlığıyla ilgili duyduklarımız gibi şeyler duymuyoruz. TED أعني أنكم لا تسمعوا أن السرطان أو مرض القلب له علاقة باللعب.
    Ekranda, sekiz değişik kanser tipi için hastaların hayatta kalma oranları görünüyor. TED إذن ها هي معدلات بقاء المرضى من 8 أنواع مختلفة من السرطان.
    Emily'ye kanser teşhisi konduğu zaman, ...doktorlar 6 aylık ömrü kaldığını söylemişti. Open Subtitles عندما كانت ايميلى تعانى من السرطان الاطباء اعتقدوا أنها ستعيش ستة أشهر
    Bu durum, kanser tedavisinde bazı mükemmel yeni ilaçların doğmasını sağladı. TED في الواقع، أدى ذلك إلى التعرف على أدوية جديدة مذهلة للسرطان.
    Bir burç olabilir, ama daha çok kanser sizi içten yer bitirir. Open Subtitles رُبما يكون بُرجاً، و لكن منَ المُحتمَل أن يأكلكَ السرطان منَ الداخِل
    Bunu yaptığını biliyorum ve sende kanser ya da iktidarsızlık... olmadığını varsayıyorum. Open Subtitles أعلم بأنك فعلتها قبلاً وأفترض بأنه ليس لديك السرطان أو العجز الجنسي
    Hepimize yapsan, eminim kanser gibi görünen en az 5 zımbırtı bulursun. Open Subtitles يمكن أن نفحص أي منا و نجد خمسة أشياء مختلفة تشبه السرطان
    I wO albümü satmak istiyordum. Gelirini kanser araştırmalarına bağışlamak için. Open Subtitles لقد أردت أن نبيع هذا التسجيل حتى نجمع مالاً لأبحاث السرطان
    Kemoterapi belki radyoterapi deneyebiliriz ama kanser akciğerlere, karaciğere ve bağırsaklarına yayılmış. Open Subtitles يمكننا تجربة العلاج الكيماوى والاشعاعى ولكن السرطان انتشر إلى الكبد والرئة والأمعاء
    Ben sadece neden yemek borusunda kanser varken onun kalbini ameliyat ettiklerini anlamıyorum. Open Subtitles أنا لا أفهم لم سوف يجرون جراحة على قلبه بينما السرطان في أحشائه
    Eğer Josh'da kanser çıkarsa, bunu ona söylememeye karar verdik. Open Subtitles لقد قررنا للتو إذا كان لديه السرطان أننا لن نخبره
    Eğer kanser diğer organlarına yayılmışsa, senin ameliyat sonrası iyileşme ihtimalini çok düşürür. Open Subtitles , لو أن السرطان انتشر إلى أعضاء أخرى قد يعرض ذلك شفائك للخطر
    Ayrıca karısından, kanser derneğine yardım için 10 km koşmasını, ben istemedim. Open Subtitles انا لا اطلب من زوجته ان تنزل 10 كيلو من اجل السرطان
    Kanseri, kanser değilmiş gibi tedavi etmeye çalışırsanız genellikle bu olur. Open Subtitles عادةً ما يحدثُ هذا حين نعالجُ السرطان بأن نتناسى أنّه سرطان
    Bay Rayborn çok nadir bir kanser türünden dolayı tedavi görüyordu. Open Subtitles كان السيد ريبورن يتعالج من من نوع نادر جدا من السرطان
    Sonra aslında nezle olmadığı, kanser olduğu anlaşıldı. Son safhadaydı. Open Subtitles ولم يكن من أعراض البرد لقد كان بسبب السرطان المزمن
    Onu kafandan attığımızda buradan yürüyerek çıkacaksın. Felç ve kanser yok olacak. Open Subtitles سنخرجه من دماغكَ فتخرج من هنا لا تعاني شللاً وخالي من السرطان
    Ancak 340. gün civarında kandaki kanser DNA'sının yükselişini görebiliriz. En sonunda, 400 ve 450. günler arasında daha da yükseliyor. TED ولكن، في حدود اليوم 340، لاحظنا ارتفاع الحمض النووي للسرطان في الدم وفي النهاية ترتفع بشدة عند اليوم 400 واليوم 450.
    Akciğerlerinde nodüllerle başladı ki biri haricinde tüm doktorlar kanser sandı. Open Subtitles بدأ بعقيدةٍ في رئتيك وجميعُ أطبائك، خلا واحداً منهم شخّصوها سرطاناً
    Ve sen endişelenme gereği duymayınca kanser değilmiş gibi hissediyorsun. Open Subtitles وبما انه ليس عليك ان تقلقي لم تعودي مصابة بالسرطان
    Çünkü, kabul etmeliyiz ki vücudumuzdaki kanser hücreleri plastik tabaklara yapışıp kalmıyor. TED دعونا نواجه الأمر، الخلايا السرطانية في أجسامنا لا تلتصق على أطباق بلاستيكية.
    Bazı doktorların iddialarına göre kanser tedavisinde işe yarıyormuş, özellikle de lösemide. Open Subtitles يدّعي بعضُ الأطباء أنهُم استخدموا هذه العُشبَة لعِلاج السرطان، سرطان الدَم بالتحديد
    4. evre kanser. Yan sadece onu rahat ettirmeye çalışıyorduk. Open Subtitles مصابة بسرطان في المرحلة الرابعة، لذا كنا هناك سنعى لراحتها.
    Dinle, hemşirenin söylediğine göre kanser yüzünden Bay Lawton'un sinirleri bozulmuş. Open Subtitles انظري, الممرّضة قالت أن السيّد (لوتن) قد ثارت عليه أعراض السّرطان
    Yani, ufak bir kasaba orası ama, çok kanser var. Open Subtitles أقصد ، أنها بلدة صغيرة لكن هناك الكثير من السرطانات
    Sanki durgun bir havuz içinde yaşıyor gibiydim ve kanser beni daha büyük denizden ayıran kaya parçasını dinamitledi. TED كان كما لو كنت أعيش في بركة راكدة والسرطان فجر الصخرة التي تفصل بيني وبين البحر الأكبر
    kanser hücrelerinin bulunup bulunmadığını görmek için sadece yeterli renklendirmeye ihtiyacım var. Open Subtitles كل ما أحتاج فعله هو صبغة فقط لأتأكد من وجود خلايا سرطانية
    kanser hücrelerinin aslında tümörlerden salya yoluyla bulaştığını düşünüyoruz. TED نحن نظن ان خلايا السرطان التي تأتي من الورم تنتقل الي اللعاب
    Onlarca yıl ağır işte çalışmak ve üç kanser onu mutsuzluktan öldürmedi. Open Subtitles جيد منها عقود من العمل الوضيع ثلاثة سرطانات لم تجعله يموت تعيسا
    Şimdi, baskın kanser teorisi der ki, tek bir kanser hücresinde tek bir onkojen vardır ve bu onkogen sizi kanser kurbanı yapar. TED تقول نظرية السرطان السائدة أن هناك جين سرطاني واحد في خلية سرطانية واحدة، وهذا سيجعلك من ضحايا السرطان.
    Bilimsel olarak bakarsak, bayan Carr tamamen doğal, taze, hormon bakımından zengin ve kanser yapıcı koruyuculardan etkilenmemiş hücreleri kullanıyor. Open Subtitles حَسناً، مُتَكلِّم علمياً، السّيدة كار تَستعملُ خليةَ جديدةَ طبيعيةَ جداً ببساطة، مادة غنية بالهورمونَ غير ملوّثَ بمواد تسبّب السرطانِ الحافظةِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more