| Hayatımda ilk kez iyi bir lokantaya gitmiştim, gerçekten iyi bir restoranta. | TED | أتذكرُ المرة الأولى التي ذهبتُ فيها إلى مطعم جميل، مطعم جميل حقًا. |
| Temsil ettiğim şey yüzünden beni sevmeyen birisiyle ilk kez karşılaştığım an buydu. | TED | وكانت المرة الأولى التي أواجه فيها شخصًا لا يحبني ببساطة بسبب ما أمثله. |
| İki ay sonra mayıs ayında, Einstein bu kez atomun varlığıyla ilgili yüzyıllık soruları cevaplayan ikinci bir makale sundu. | TED | بعد شهرين في مايو قدم أينشتاين ورقة ثانية، هذه المرة بمواجهة قرون في مسألة ما إذا كانت الذرات موجودة فعلا. |
| Açık konuşmak gerekirse, büyürken okulda ırk birkaç kez ortaya çıktı. | TED | ولكي نكون منصفين، فالنقاشات حول العرق أُثيرَت بِضعَ المرات في المدرسة. |
| Şirkette 4 yıl kalıp en az bir kez terfi alan kişi. | TED | يبقى شخص ما في الوظيفة لمدة أربع سنوات ويتمُ ترقيته لمرة واحدة. |
| Birçok kez izinli geleceğini bildirdi,... ama izinler iptal edildi. | Open Subtitles | قابلها عدّة مرّات تقريبًا، لكن في كلّ مرّة تُلغى إجازته. |
| Böylelikle ilk kez kendi semtimi bağıntısal bir bağlam olarak görebildim. | TED | وكانت تلك المرة الأولى التي أستطيع فيها رؤية حيّنا كسياق علائقي. |
| Mesaj bu kez tek dizinin üstünde evlenme teklifi ederken fotoğrafıydı. | TED | أرسل لي هذه المرة صورة له وهو راكع يطلب يد صديقته. |
| Ve bu, elbette, bunu muhtemelen ilk kez fark etmiyorsunuz. | TED | وهي، بالطبع، ليست المرة الأولى التي عرفتم فيها هذا الشيء. |
| Güzel. Bu kez gerçekten hiç beklemediği bir karşılama görecek. | Open Subtitles | جيد، هذه المرة سوف يرحب به ترحيب لا مثيل له |
| İlk kez tanıştığın bir kız, yalnız başına, evine geliyor. | Open Subtitles | المرة الأولى التى تقابل فتاه جاءت إلي بيتك الفارغ بمفردها |
| Seni sevmeye ilk kez ne zaman başladım biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين متى كانت المرة الأولى التي بدأتُ أحبكِ فيها؟ |
| Ve böylece aklımda Kuzey Kutbu'nda tam anlamıyla yüzlerce ve yüzlerce kez yüzdüm. | TED | و اذن حرفيا سبحت عبر القطب الشمالي مئات و مئات المرات في عقلي. |
| Atık su kanalına daha önce de gitmiştim. Yüz kez gitmişimdir oraya. | Open Subtitles | . لقد ذهبت إلى الماسورة من قبل ذهبت إلى هناك الآف المرات |
| Her biriniz bu geziyi bir kez yapma şansına sahip olacaksınız. | Open Subtitles | كل منكم سوف يحصل على فرصة للقيام بهذه الرحلة لمرة واحدة |
| - Günde iki üç kez çekiyorum. - Öyle mi? | Open Subtitles | أنا أستمني مرّتين إلى ثلاثة مرّات في اليوم هل تفعل؟ |
| Fermantasyon, insani gelişimimizde bir kez daha önemli bir rol oynayabilir. | TED | يستطيع التخمر أن يؤدي دوراً هاماً مرةً أخرى في تطورنا البشري. |
| Bu kez değil, Sonny. Bu kez büyük olacak, ton balığı. | Open Subtitles | لن يحدث ذلك تلك المره ,سونى سنحصل على سمكه تونه كبيره |
| Eğer gerçekten Leo sevdiği ilk kez biliyordu Hakkında zaman. | Open Subtitles | حول عندما عَرفتَ ل المرّة الأولى التي أحببتَ الأسدَ حقاً. |
| Dünyaya bakış açılarını seviyorum, çünkü dünyayı hayatlarında ilk kez görüyorlar. | TED | احب الطريقة التي يرون بها العالم لانهم يرون العالم أول مرة |
| Tek sorun parayı bir kez kazanınca artık ilgimi çekmiyor. | Open Subtitles | المزعج انه بمجرد ان أربح نقودا لا أعد اهتم بها |
| Geçen yüzyıl içinde altı kez denendi ve sadece bir kere başarılı olundu. | TED | قمنا بالمحاولة ستة مرات في القرن الماضي ، و نجحنا فقط في واحدة |
| Ancak Nazi hitabetinin hararetine şahit olunca ilk kez sorgulamaya başladı. | TED | لكنّه عندما شهد حماسة الخطاب النازي، بدأ يتسائل عنه للمرّة الأولى. |
| Evet, bir kez DNA'yı onunla eşleştirirsek, bütün parçalar yerine oturur. | Open Subtitles | أجل , حالما نُطابق الحمض النووي معه , حينئذٍ ستكتمل القصّة |
| Ama iki kez üst üste hatalı çıkma olasılığım nedir? | Open Subtitles | ولكن ما هي الفرص حقاً لكوني مخطئاً لمرّة أو مرّتين؟ |
| O görüşmeyi ilk kez öldüğü günün sabahında, saat üçte dinledim. | TED | استمعت لتلك المقابلة للمرة الأولى في الثالثة صباحا، في يوم رحيله. |
| Her gün iki kez söylüyorum, sonra bir de yatarken söylüyorum. | Open Subtitles | قلت لهم هذا مرتين البارحة ومرة أخرى حينما كانوا يستعدون للنوم |