| Tüm bildiklerim kitaplardan geliyordu ve Fransız Devlet Tiyatrosu'ndaki harika bir Fransız aktris hakkında bir kitabı yeni bitirmiştim. | Open Subtitles | كل معرفتى جاءت من الكتب و كنت قد انتهيت لتوى من قصة عن ممثلة فرنسية لامعة من الكوميدى فرانسيز |
| Bir sürü öğretmenle oyun yazımı üzerine çalıştım. Her kitabı okudum. | Open Subtitles | لقد درست كتابة المسرحيات مع كل معلم و قرأت كل الكتب |
| Bir kitapla başlıyorsunuz ve sonra onu tarıyorsunuz. Şimdi bir kitabı taramak | TED | إذن يبدأ الأمر بكتاب، ثم تقوم بمسحه وإدخاله. وعملية مسح الكتاب ضوئياً |
| Bu kesinlikle Alexander Woollcott'un "Roma Yanarken" adlı kitabı ile yakından ilgiliydi. | Open Subtitles | كذلك تم الكتابة عنها فى كتاب اليكسندر وولكوت بعنوان اثناء احتراق روما |
| O kitabı çalmış.'Hiçbitmeyen Hikaye'de' aynen öyle yazıyor. | Open Subtitles | لقد سَرقَ الكتابَ. يَقُولُ لذا في ' قصّة بلا نهاية '. |
| Yönetimler ve Endüstriler arasındaki ilişki üzerine olan kitabı araştırırken bu benim keşfettiği düzineler içerisinden bir örnek. | TED | هذا مثال واحد فحسب من بين العشرات التي اكتشفتها خلال بحثي لكتاب عن العلاقات بين الحكومة والصناعة. |
| kitabı geri getirmeye çalışırken burada asılmamıza sebep olacaksın, anlıyormusun ? | Open Subtitles | وأنت تفضل أن ترانا مشنوقين على أن يردوا لك كتابك,أليس كذلك؟ |
| Öyle bir cihaz, Yaprak kitabı'ndaki bilgiler olmadan nasıl yapılabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن صُنع هذا الجهاز بدون المعرفة الموجودة بكتاب الارواح |
| Yüzlerce erkek kitabı haricinde sahip olduğu her şeyi satmış. | Open Subtitles | باعَ كل ممتلكاتهُ حديثاً ما عدا المئات من الكتب الصغيرة |
| Başını cahilce sallayacak sonra ben de ona bu yalanlarla dolu kitabı sunacağım. | Open Subtitles | وسوفَ تهز رأسها جاهلة من أنا وثمَّ سوفَ أقدم هذا الكتب المليء بالأكاذيب |
| Belki de Danny senin kadar kişisel gelişim kitabı okumamıştır. | Open Subtitles | داني لرُبمَا لم يقرأ العديد من الكتب المساعدة الذاتية كمثلك |
| Yani Arşimet'i incelemeye başlamadan önce, bu kitabı parçalara ayırmak zorundaydık. | TED | قبل أن نبدأ تصوّر أرخميدس، كان علينا أن نحلّل هذا الكتاب. |
| kitabı sadece okumakla kalmamış, aynı zamanda onu sahiplenmişti ve bana devamında ne yazacağımı söylerken, kendini ispat etmiş hissediyordu. | TED | أنها لم تقرأ الكتاب فقط، لكنها أتخذت وضع المالك له ولها مبرراتها في أن تخبرني ماذا أكتب في الجزء الثاني. |
| - Burada hiçbir siyahın kitabı yok. - Bunu neden okuyoruz, peki? | Open Subtitles | ـ بالطبع لا يوجد كتاب لرجل أسود ـ لذا لما نقرأه ؟ |
| Kitap kulübünde bu akşam toplanıyoruz, ama ben kitabı okuyamadım. | Open Subtitles | نادي كتابي الإجتماعات اللّيلة، وأنا لَيْسَ لِي إقرأْ الكتابَ. |
| Bir dostumun kitabı hakkında yazdım. İyi bir kitap değildi. | Open Subtitles | كتبت نقدا لكتاب صديق لى لم يكن كتابا جيّدا |
| Kutsal kitabı biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | عندما صدرت الأوامر لها بتغيير مسارها . هل تعرف كتابك المقدس يا فتى |
| Gölgeler kitabı'nda bunun hakkında bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | فلابد أن يوجد شيء حول الأمر بكتاب الظلال |
| kitabı kimyasalların yanlış kullanımını ve doğa ve insan sağlığı üzerindeki zararlarını belgeledi. | TED | حيث وَثّق كتابها سوء استعمال المواد الكيماوية وتأثيرها على الطبيعة وصحة البشر. |
| Tam bu dakikada küçük kırmızı kitabı düşünmeye başladım. | Open Subtitles | تلك اللحظةُ بَدأتُ بالتَفكير بشأن الكتابِ الأحمرِ الصَغيرِ. |
| Levililer kitabı'nın, tüm sorunlarımızı çözeceğini düşündüğüne göre belki de onu... | Open Subtitles | حسنا ً، ربما يجب عليك أن ترسل سفر اللاويين إلى الامبراطور |
| Aynı şey kitabımı yazdığımda oldu. kitabı yazmaya başladım. İlk bölümü yazdım. Harika olduğunu düşünüyordum. Veriler ve rakamlarla doluydu. Anaerkil Maasai kabileleri ve onların sosyolojik kalıplarına dair üç sayfam vardı. | TED | نفس الشيء حدث حينما كنت أكتب كتابي. بدأت في الكتاب، كتبت الفصل الأول، كنت أعتقد أنه مذهل، كان مليئا بالبيانات و الأرقام كانت هناك ثلاث صفحات عن قبائل الماساي وعن أنماطهم الإجتماعية. |
| Kütüphaneden daha bir yıI önce bir felsefe kitabı almıştım. | Open Subtitles | لقد إستعرت كتابا فى الفلسفة من المكتبة لمدة ، حوالى.. |
| bütün gün diz çöküp sizin verdiğiniz kitabı okudu.. Oda karanlıktı. | Open Subtitles | وكان راكعًا طوال الوقت على سريره وقارئًا للكتاب الذي سمحتَ له باستعارته |
| Annemle birlikte bana verdiğiniz kitabı hâlâ sakladığımı biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم أنني مازلت أحتفظ بالكتاب الذي منحتني إياه انتَ ووالدتي؟ |
| Kitaplarımdan oluşmuş büyük bir piramit, Don Birnam'ın bir kitabı. | Open Subtitles | أمام هرم عظيم من الكتب رواية لدون بيرنام |