Yaptıklarımızı dikkatlice kontrol edemeyiz çünkü onlar bilinç altından gelir. | TED | نحن لا نستطيع السيطرة عليها بعناية لانها لاوعي بالنسبة لنا |
Şimdi size gösterdiğim tüm bu salgınlar, şu anda kontrol altındalar ve görünen o ki; çok çok kısa sürede sonlanacaklar. | TED | حسنا ، كل هذه الأزمات التي عرضتها لكم هي تحت نطاق السيطرة حاليا و يبدو الوضع و كأنهم سوف يتوقفون بسرعة |
Kavgacılar kendileriyle ilgili şöyle düşünür: kişinin tamamen kontrol edebileceği tek insan kendisidir. | TED | المشتبكون يدفعهم الإيمان بأن الشخص الوحيد الذي تملك كامل السيطرة عليه هو نفسك. |
Bu fonların kullanım kaynaklarını kontrol etmeli ve inanç temelli organizasyonlarda aşırılıkları önlemeliyiz. | TED | علينا التحقق من مصادر استخدام هذه الأموال وضبط التجاوزات من قبل مؤسـساتنا الدينية. |
Bir kişiyi gerçekten kontrol etmede hikâyenin kontrolünün çok önemli olduğunu anladılar. | TED | لقد فهموا أن السيطرة على القصة في غاية الأهمية للسيطرة على الشعب. |
kontrol edebileceğiniz etkenleri baz alarak çözümler formüle edersiniz. İster beceriler, ister gübre, isterseniz de bitki seçimi olsun. | TED | فتضع إجراء مستندا إلى العوامل التي يمكنك السيطرة عليها. سواء أكان ذلك في المهارات أو الأسمدة أو اختيار النباتات. |
Yani sivrisinek larvalarını kontrol etmek istiyorsanız, onları bulmak gerçekten oldukça zor olabilir. | TED | وهكذا، إذا أردت السيطرة على يرقات البعوض، ففي الواقع سيكون الأمر صعبًا جدًا. |
Duygularını kontrol etmek için karnını içeri çekmek zorunda mı? | Open Subtitles | فهل الشد على عقدة البطن علاقة في السيطرة على المشاعر؟ |
kontrol yöntemimiz göz yaşartıcı gaz ve uyuşturucu oklar mı? | Open Subtitles | هل تشمل وسائل السيطرة عليهم الغاز المسيَل للدموع والأسهم المخدَرة؟ |
Kontrolün dışında olan şeyleri de kontrol etmek istiyorsun öyle mi? | Open Subtitles | أتريد ان تسيطر على شيئاً لا يمكن السيطرة عليه , صحيح؟ |
Sonrakine geçelim. Apollo 15 görevlerinde gerçekten çalışan bir NASA astronotu da danışmanımızdı ve becerimi kontrol etmek için oradaydı. | TED | كان لدينا مستشار من الناسا هو رجل فضاء عمل في بعض المهام بأبولو 15، وكان دوره التحقق من معرفتي العلمية. |
Evet, yapmak, daha düşündüğünüzden daha. Listenizi kontrol edin. O açık değil. | Open Subtitles | أجل أعرفها أفضل مما تظن تفقد القائمة ، إنه ليس في القائمة |
Bebekler ağladığında, kontrol etmen gereken ilk şey onun bezidir. | Open Subtitles | عندما يبكي الطفل , أول شيء تفعله هو فحص حفاظه |
Ve bu yüzden, düşündüm ki, dümeni teknenin arkasından önüne alsak nasıl olur, Daha iyi kontrol sağlar mıyız? | TED | وبالتالي، فكرت في ماذا لو قمنا فقط بأخذ الدفة من خلف القارب إلى المقدمة، هل سنحصل على تحكم أحسن؟ |
Bu şu demek oluyor, şekli kontrol eden rakamlar, ben değilim. | TED | هذا يعني أن الأرقام هي التي تتحكم في الشكل، وليس أنا. |
Biliyor musun, belki de sadece yukarı çıkıp Kitap kontrol etmelisiniz ve bu çözebilirsiniz there büyü bir bakın. | Open Subtitles | أتعلمين ، ربما يجب أن أصعد و أتفقد الكتاب و أرى إذا كان هناك تعويذة يمكنها أن تصلح هذا |
Drake, kameranı kontrol et. Bir arıza var gibi görünüyor. | Open Subtitles | درايك تحقق من الكاميرا الخاصه بك يبدو أن ثمه عطلا |
Aşırı kontrol etmeye çalışıyorsun, bu yüzden geriliyor ve hedefi kaçırıyorsun. | Open Subtitles | لو حاولتِ التحكّم به أكثر ممّا ينبغي، ستتصلّبي وستفقدين دقّة التصويب |
- Bu gerçekten doğru. O bir FBI ajanı. - Bunu kontrol ettim. | Open Subtitles | لا ، إن الأمر صحيح فهو عميل في المباحث بقد تحققت من الأمر |
20 Mil çapinda kontrol merkezleri kurun, ve okyanusa kadar her yeri arastirin. | Open Subtitles | ضعوا نقاط تفتيش لدائرة نصف قطرها 20ميلاً، وإبحثوا في كل إنج وصولاً للمحيط |
Harbatkin? Bir süredir kontrol noktasından geçmiyoruz efendim. Adamımı görecek misiniz? | Open Subtitles | لم نمر على نقاط التفتيش من فترة هل ستفحص رجلنا ؟ |
Arkadaşım böyle güzel şeyleri çok sever, kendini kontrol edemez. | Open Subtitles | صديقى يحب الأشياء الجميله جداً لا يستطيع السيطره على نفسه |
Bir şeyi kontrol etmek istiyorum. Dün gece raporumu gözden geçirdim. | Open Subtitles | أنا أردت التأكد من شىء لقد كنت أراجع تقريرى ليلة أمس |