"ormanın" - Translation from Turkish to Arabic

    • الغابات
        
    • الغابه
        
    • للغابة
        
    • الغابة
        
    • الأدغال
        
    • الغابةِ
        
    • غابة
        
    • بالغابة
        
    • الغاب
        
    • الأحراج
        
    • الادغال
        
    • للغابه
        
    • للأدغال
        
    • غابتك
        
    • الأحراش
        
    Bir infaz evi kurmuşlar, buranın birebir kopyası. ormanın tam ordasında. Open Subtitles لقد بنوا دارًا للقتل، نسخة مطابقة لهذا المكان في وسط الغابات
    Temiz, kirletilmemiş bir dünyada, ormanın içerisinde kendi yaşam şekillerini oluşturmak için mücadele ediyorlar. TED إنهم يناضلون لتطوير سبلهم الخاصة للمعيشة داخل الغابات في عالم نظيف، عالم غير ملوث، عالم خال من التلوث.
    Bir yanım ormanın derinliklerine gidip, o ayıyı bulup, kafasını kopartmamı söylüyor. Open Subtitles لدى نصف عقل فقط للخروج من الغابه. لأيجاد هذا الدب وتحطيم رأسه.
    Bu çok komik. Nereye baksan, ormanın tarihi gücünü hissedebiliyorsun. Open Subtitles أعني، إنه أمر غريب حيثما تنظر تشعر بالطاقة القديمة للغابة
    Sentetik bir ormanın, gerçeğine göre önemli bir avantajı var: boyut. TED لدى الغابة الاصطناعية ميزة هامة عن الغابة الحقيقيّة من ناحية الحجم.
    Efendim, koca bir ormanın içindeyiz, her yerden binlerce kilometre uzakta. Open Subtitles سيدى , لقد ضللنا فى الأدغال ألف ميل من لا مكان
    Arabayı yaklaşık 2 km. Kala bıraktım ve ormanın içinden ilerlemeye başladım. Open Subtitles أبعدت السيارةَ ميل أَو أكثر مِنْ المزرعةِ وشققت طريقي خلال الغابةِ
    Şu anda Vancouver'da 33 kat yüksekliğe kadar büyüyen bir ormanın yakınında yaşıyorum. TED أعيش الآن في فانكوفر، قريباً من غابة تنمو بارتفاع 33 طابقاً.
    Birlikte kendi topraklarının kıyısında şehirlerine gidiyor ve etraflarındaki ormanın keyfini sürüyorlar. Open Subtitles سوياً، على حُدود أراضيهم يغسلون آثار المدينة .ويستمتعون بالغابة من حولهم ..
    Büyükbabam bana ormanın sessiz ve uyum sağlayan biçimlerini öğretti ve ailemin ona nasıl bağlandığını anlattı. TED علّمني جدي حول طرق الغابات الهادئة المتماسكة، وكيف أن عائلتي كانت مرتبطة فيها.
    Sık sık ağaçlara bakıp ormanı görmüyoruz deriz ama ormanın içindeki bir ağacı da görmeyiz. TED نتحدث غالباً عن زوال الغابات من أجل الحصول الأشجار، ولكن قد يخسر الإنسان شجرة داخل غابة.
    ormanın içinde yürüyüşe çıktığınızda ağaçların sıralar halinde dizildiği tek yerdir. TED إنه المكان الوحيد الذي تذهب إليه للتمشي في الغابات وكل الأشجار تصطف في صفوف.
    Bu kukuletalı sürüngen ormanın içinde buhar oluyor. Open Subtitles هذه الافعي المقنعه تنزلق وبكل بساطه الي الغابه
    Ne tür bir deli ormanın içine otel yapar ki? Open Subtitles اي نوع من الفنادق المخبوله هذه في الغابه
    Ne tür bir kaçık, ormanın ortasında bir hotel inşa eder? Open Subtitles اي نوع من الفنادق المخبوله هذه في الغابه
    Bu çürümüş biyokütle humusu oluşturuyor ki o da ormanın besinidir. TED تشكل هذه الكتلة الحيوية الفاسدة الدبال، وهو غذاء للغابة.
    Bütün bu faktörler bir araya gelip ormanın blok hâle gelmesini sağladı. ve şu andaki ağaç salgını dediğim şeyi yarattı. TED كل هذه العوامل عملت معاً لتسمح للغابة بالامتلاء مشكّلة ما أسمّيه وباء الأشجار الحالي
    ormanın ortasında, nehrin çok yakınında bu sahiden çok tuhaf görünen ağacı buldum. Open Subtitles في منتصف الغابة قريباً جداً من النهر عثرت على هذه الشجرة الغريبة للغاية
    Bir efsaneye göre gün geceye dönüşünce ormanın Ruhu, gece yürüyücüsüne dönüşürmüş. Open Subtitles الاسطورة تخبرنا أنه عند حلول الليل تتحول روح الغابة الي الماشي بالليل
    İnsanlar orada yaşıyor ve sadece ormanın üstünde gezinmiyorlar. TED يعيش الناس هناك، ولا يطفون فقط عبر الأدغال.
    Ve sen ormanın yakınındaki evleri hiç hesaba katmadın. Open Subtitles وأنت لَمْ تَذْكرْ أيّ شئَ حول بيوت في مكان قريب في الغابةِ.
    Kaç kez bir ormanın içinden yürüdünüz ve tamamen doğal peynir buldunuz? TED كم من مرة قمت بعبور غابة وصادفت جبنة طبيعية
    Geceleyin ormanın büyülü ortamının farklı grupların arasındaki sınırları bulandırması tuhaf sonuçlar doğurur. TED المكان السحري بالغابة ليلًا يعطل الحدود بين المجموعات المنفصلة، وبنتائج غريبة.
    Onu ormanın hayvanlarından farklı kıldı ve onu gezegenin efendisi yaptı. Open Subtitles تميزه عن باقي وحوش الغاب ، جعل منه أسياد الكوكب
    ormanın içinden mezarlığın güneyine doğru 10 dakikalık yürüme mesafesinde. Open Subtitles مقربة 10 دقائق سيرًا عبر الأحراج من هنا جنوب المقابر.
    Bu çocukluk macerası onları ormanın derinliklerine sürüklüyor. Open Subtitles ولكن رحلة الطفولة هذه أخذتهم بعيدا ً نحو عالم الادغال السفلي.
    Küçük taş basamaklar doğrudan ormanın içine suç mahalline çıkıyor. Open Subtitles درجه من الحجاره تؤدي الي الغابه ياخذنا للغابه الي مكان الجريمه
    Benim bir fikrim var! Hadi ormanın doğusuna doğru uçalım. Open Subtitles لدي فكرة , لنذهب إلى الجانب الشرقي للأدغال
    Bize bu planı sunma sebebinin, sizin ormanın harap edilmesine olan öfken diye düşünüyorum. Open Subtitles اني اضن انك وضعت هذه الخطة فقط لانه انت غاضب لان غابتك تم تدميرها
    Bunun gibi şeyler ormanın içerisinde devamlı olarak meydana gelmekte. En iyi olan hayatta kalır. Open Subtitles تلك الأشياء أمر معتاد فى الأحراش إنها ضرورية للبقاء على قيد الحياة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more