| Tam istediğim kıvama gelmişti ki ortağım beni sırtımdan bıçakladı. | Open Subtitles | جعلته يكون بالمكان الذي أريده حتى طعنتني شريكتي في ظهري |
| Batı 3316, 21. sokakta, polise ateş edildi, ortağım vuruldu. | Open Subtitles | في 3316, غرب الشارع 21 تم إطلاق النار على شريكتي |
| O benim sadece iş ortağım değil, çocukluk arkadaşım da. | Open Subtitles | هو ليس شريك عملي فقط ، هو أيضا صديق طفولتي |
| Suö ortağım yok. Cinayet hakkında herhangi bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | ليس لديّ شريك لا أعرف أيّ شيء حول جريمة قتلها |
| İş ortağım bana telvizyonu açmamı söyledi. | TED | طلب مني زميلي في العمل أن أشغِل التلفاز. |
| Seni Amerika-New York'dan gelen ortağım ile tanıştırma onurunu bana ver. | Open Subtitles | اسمح لى أن أعرفك على أحد أصدقائى شريكى فى نيويورك بأمريكا |
| Ben detektif Morris. Bu da ortağım detektif Baker. | Open Subtitles | أنا المحقق موريس وهذه زميلتي المحققة باركر |
| Benim beş buçuk yıllık ortağım ve onun en iyi arkadaşıydı. | Open Subtitles | لقد كانت شريكتي لخمسِ سنواتٍ ونصفٌ كما أنَّها كانت صديقتهُ المقربة |
| Rachel, bu Beth, yardımcım. Suç ortağım desen daha iyi. | Open Subtitles | رايتشل, هذه شريكتي , بيث أفضل أن تقول شريكتك في الجرم؟ |
| Tekrar düşün... benimsa dece ortağım olmayacaksın... ..benim gölgem olmak zorund kalacaksın... | Open Subtitles | أعتقد قبل مصافحتك انني لن أعتبرك شريكتي ، بل سأعتبرك ظلي |
| Ben eş ortağım, sen ise üç yıllık bir avukatsın. | Open Subtitles | أنا اتفوق عليكَِ فأنا شريك وانتِ موظفه منذ 3 سنوات |
| - Beyler, size iş ortağım Paul Meunier'i takdim ediyorum. | Open Subtitles | يا ساده، اسمحوا لي أن إعرفكم شريك عملي, باول مونيار. |
| Uyandığımda para masanın üstündeyse, bilirim ki bir ortağım var. Değilse, bilirim ki ortağım yok. | Open Subtitles | و عندما أستيقظ اذا كان المال على المائدة, فسأعلم أن لدى شريك |
| Bizim- - Benim ve ortağım Joey Allegreto'nun bir ispiyoncumuz var. | Open Subtitles | حسناً, أنا و زميلي جوي اليكريتو لدينا واشى. |
| Derken ortağım Picasso nefes almada sorun yaşamaya başlıyor. | Open Subtitles | أنت تعرف زميلي بيكاسو .يبدو أنه لن يتنفس ثانية |
| ortağım geri dönmemi istedi. O zamanlar acemiydim. Ben de kabul ettim. | Open Subtitles | أخبرنى شريكى أن أخرج مسدسى، وقتها كنت متدرب, أفعل ما يقال لي |
| Aslında eski ortağım. Gezegeni kurtarmak için gelecekten geldi. Tanrım, anlatma. | Open Subtitles | فى الحقيقة , أنه شريكى القديم سافرت عبر الزمن لانقاذ الكوكب |
| Benim ortağım olsaydın sana âşık olurdum. | Open Subtitles | إذا كنتِ زميلتي سينتهي بي المطاف واكون معك في علاقة |
| Ayrıca ortağım durumunuzu farklı bir açıdan ele alacak. | Open Subtitles | بجانب أن مساعدي سيحلل مشكلتك من زاوية مختلفة |
| Uh, ben ve ortağım, aslında kızım, güzel değil mi? | Open Subtitles | أنا وشريكي , فعلياً , هي أبنتي أليست جميلة, ؟ |
| ortağım derken profesyonel anlamda kastetmiştim. | Open Subtitles | عندما اقول شريكة بالطبع اعني ذلك بالمعنى الاحترافي |
| Keşke ortağım Shane'e geri dönebilsem. İşte bu çok güzel olurdu. | Open Subtitles | اتمني لو اعود الي رفيقي"شاين" , هذا كان امر جيد |
| Deunan, beni pek sevmediğini biliyorum; ama itiraf etmem lazım ki ortağım olarak seni seçmelerine çok sevindim. | Open Subtitles | أعرف أنكِ لستِ مولعة بي. و لكن، يجب أن أعترف أنني سعيدٌ بإختيارهم لي شريكاً لكِ |
| Bu genç bayan benim iş arkadaşım, hokkabazlık ortağım ve yakın arkadaşım olmaktadır. | Open Subtitles | هذه السيده الشابه سوف تكون شريكتى فى العمل كشريكتى فى القذف و صديقتى الجديده |
| Sağol, ama ben halledebilirim. Birkaç gün daha ortağım olmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أبقى شريكك لبضعة أيام أخرى وستكون بهذا تصنع بى معروفا |
| Bu işte sen ve ben varız. Ve ben sessiz ortağım. | Open Subtitles | أنا وانت فقط في هذه العملية، وأنا الشريك الصامت. |
| Ve ortağım Ross ile birlikte, bunun gibi 70 araştırma yaptım. | TED | وقد قمت بأكثر من 70 تحقيق مثل هذا مع شريكي روس. |
| - Leonard Wicklow, ortağım. | Open Subtitles | مؤكد ليونارد ويكلو , زميلى - جاك هينزيجر - |