| 28 yaşındaki hukuk öğrencisi, Jonathan, LGBTQ hastalarından memnun olan ve LGBT hastaları konusunda uzmanlaşmış birini bulmak istediğini söylüyor. | TED | جوناثن، 28 سنة، طالب قانون، قال أنه يريد أن يجد شخصًا مرتاح لرعاية المرضى المثليين ومتخصص في الرعاية الصحية للمثليين. |
| Perimenopozun, düşük testesteronun ve hafif kognitif bozukluğun sağlık sorunu olduğunu kim söylüyor? | TED | من قال أنّ انقطاع الطمث وانخفاض التستوستيرون والضعف الإدراكي الخفيف هي ظروف طبية؟ |
| Onların benim ailem olduğunu söylüyor, ben onları hayatımda hiç görmedim. | Open Subtitles | هي قالت إنهما والداي وأنا لم أرهما في حياتي من قبل |
| Ben değilim. Onun güzel, kılıç kadar ince vücudunu sevdiğini söylüyor. | Open Subtitles | لا يمكن أن تكون أنا، يقول أنه يحب جسدها الصغير والجميل |
| Biliyoruz biliyoruz, herkes bunu söylüyor. Güzel, peki neden kötü olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | ــ نعرف، هذا ما يقوله الجميع ــ نعم، لكن أتعرفون لِم هي سيئة؟ |
| Bugün öğleden sonra bir süre sizin yanınızda olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | قال أنه كان معك في الفترة الزمنية لهذه الظهيرة أجل |
| İlginç olan, kocası kadının silaha asla elini sürmediğini söylüyor. | Open Subtitles | الغريب بالأمر أن زوجها قال إنها لم تلمس المسدس قط. |
| Tamam... Bina yönetimi, yerin henüz resmen kiralanmamış olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | حسناً، قال مدير المبنى أن الطابق لم يُستأجر رسمياً بعد |
| Ama mankenlik ajansı, hemşirelik okulunun jüriyi etkileyeceğini söylüyor. Yardımsever olduğumu düşünecekler... | Open Subtitles | و لكن مستشار المهرجان قال لى أن لجنة التحكيم ستعتد بمدرسة التمريض |
| Herkes onun yaptığını söylüyor dolayısıyla ben de onları duymak isteyeceğini söyleyeceğim | Open Subtitles | كلّ شخص اخر قال انه فعلها لذا قلت ما يريدون أن يسمعوه. |
| Yalnız kalması gerektiğini söylüyor, ...ama geri geleceğim de diyor. | Open Subtitles | قال بأنه بحاجة لأن يكون لوحده ولكنه قال بأنه سيعود |
| Annem... lanetli olduğumu söylüyor. Böyle imgeler görmek Tanrı'ya hakarettir. | Open Subtitles | أمي قالت أنني ملعونه و رؤيتي للأشياء أهانة إلى اللورد |
| Bir çeşit, um, patojen. Daha önce böyle bir şey görmediğini söylüyor. | Open Subtitles | إنه نوع من المرض قالت بأنها لم تر شيئاً يماثله من قبل |
| Ben sonunda farkına vardım. Efsane, hazinenin İngilizlerden korunmak için gömüldüğünü söylüyor. | Open Subtitles | أخيرا خمنت ذلك , الأسطورة قالت أن الكنز تم إخفائه عن البراطنيين |
| Buradaki s*k kafalı üzgün olduğunu söylüyor. O benim arkadaşım. | Open Subtitles | ـ ها هو الملعون يقول أنه متأسف ـ إنه صديقي |
| - Vasat bir oyuncuyum. Koçum böyle söylüyor. Farkedemedin mi? | Open Subtitles | إنّي لاعب عاديّ، هذا ما يقوله مدرّبي، ألم تلاحظ ذلك؟ |
| İçimden bir ses, ölümün karanlık yüzüne gidip geldiğimizi söylüyor. | Open Subtitles | هناك شيء ما يخبرني بأننا على طرف غامض من الموت |
| İçgüdülerim bunları sizin yaptığınızı söylüyor, ama kanıtım yok. Henüz. | Open Subtitles | الآن غرائزي تخبرني أنك الفاعل لكنّي لا أستطيع إثبات ذالك |
| Kitap babanın Lee Jay ile hayli ciddi kapıştığını söylüyor | Open Subtitles | يَقُولُ الكتابُ أبّوكَ كَانَ عِنْدَهُ مشكله جدّية مع لي جاي |
| Herkes havanın on beş gündür kuru ve güzel olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لقد أخبرني الجميع أنها كانت أمسية جيدة و جافة في البارحة |
| Ne söylediğini duyuyorum, fakat kapı bana başka bir şey söylüyor. | Open Subtitles | أسمع ما تقوله ، ولكن هذا الباب يقول لي شيئا آخر |
| Demokrasiyi savunuyor ve Çin'in bir cumhuriyet olması gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | ويعزز الديموقراطية ويقول دائما ان الصين يجب ان تكون جمهورية |
| O halde matematik flört pencerenizdeki ilk yüzde 37'ye ne yapmanız gerektiğini söylüyor. Ciddi bir evlenme potansiyeli olan herkesi geri çevirmelisiniz. | TED | إذن فالرياضيات يقول بأنه ما عليك فعله في ال37 في المئة الأولى من تاريخ مواعدتك، عليك فقط أن تقصي الجميع كزوج محتمل. |
| Bu tek tanrı bütün insanların eşit olduğunu ve kimsenin köle olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | هذا الرب الواحد يقول أن جميع الناس سواسية و أنه لا وجود للعبيد |
| - Kelepçeleri takınca, kaç kişi bunu söylüyor biliyor musun? | Open Subtitles | الرجال الذين قالوا مثل هذا عندما أضع الأصفاد بين أيديهم؟ |
| Indira Starr, 21 Ağustos 2012'de benim dairemde mi olduğunu söylüyor? | Open Subtitles | أنديرا ستار تقول أنها كانت في شقتي في 21 أغسطس 2012؟ |
| Evet. Keşke benim editörüm olsaydın. Yani o odaklanma sorunum olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أتمنى لو كنت رئيس التحرير، إنها تقول بأن لديّ مشكلة في التركيز |