| - Yanlış yerdesin, aşk çocuğu. Buradan. - Sağ ol. | Open Subtitles | ـ طريق خاطئ، أيها العاشق هذا هو الطريق ـ شكرا |
| Hâlâ aynı, Sağ olasın. Aspirin pek de işe yaramadı. | Open Subtitles | نفس الشيء، شكرا لا يبدو بأن الاسبرين قد فادت بشيء |
| Sağ tarafta ise Pittsburgh'ta yapılanmış Aethon adlı bir şirketten gelen TUG'lar var | TED | و على اليمين بعضاً من التاقز من شركة تدعى إيثن في مدينة بيتسبرغ |
| Ve Sağ üst köşede bir tür siyah dumanın sahile doğru ilerlediğini görüyorsunuz. | TED | وفي أعلى اليمين ترى هذا الشئ الاسود نوع من السحابة تتحرك نحو الساحل |
| - Eminim yakacak toplanmasına minnettar olacaktır. - Sağ ol. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه سيُقدّر المساعدة على جمع الحطب, شكرًا لك. |
| Onu Sağ tutmak için ne gerekiyorsa yapın, Doktor. Pekçok sorumuz var. | Open Subtitles | افعلي ما تحتاجيه لإبقائه على قيد الحياة دكتور, عندنا كثير من الأسئلة |
| Tabii, başka şeyler de var. Meselâ Sağ kalmak gibi. | Open Subtitles | أعني، هناك أشياء أخرى مثل ، أني أريد البقاء حياً |
| Hayır, Sağ ol. Burası çay içilmeyecek kadar moral bozucu. | Open Subtitles | كلا , شكرا لك أنه يضغط كثيرا هنا على الشاي |
| Aman Tanrım! Sağ olun, Sağ olun! Bu tüm hayallerimin de ötesinde! | Open Subtitles | آه يا الهي شكرا لك شكرا لك هذا يفوق ما حلمت به |
| Sağ olun Bay Chapin ama benim için çok kötü bir dönem. | Open Subtitles | سيد شابين شكرا علي اي حال لكن هذا وقت صعب لي الآن |
| Mermi sağa sapıp Sağ kol bileğinden tekrar Connally'nin vücuduna girer. | Open Subtitles | الرصاصة تتحول إلى اليمين, وتعود تدخل جسم كونالي في رسغه الأيمن |
| Pekala, Sağ müsait. Hareket etmek için acele etmene gerek yok. | Open Subtitles | حسناً لا أحد في المسار الأيمن الوقت ممتاز للتجاوز إلى اليمين |
| Ali, Sağ önü Foreman'ın beklemediğini ilk vuruşunda anladı. Dans etmesi bekleniyordu. | Open Subtitles | 'بدلا من ذلك برزت علي الخروج فورمان لا تتوقع أن يؤدي اليمين. |
| Anlayışlı olduğun için Sağ ol ve umarım bu dostluğumuzu etkilemez. | Open Subtitles | شكرًا لك على تفهّمك، وآمل حقًّا ألّا يؤثّر هذا على صداقتنا. |
| Hiç olmazsa blog'una yazı girdiği sürece Sağ olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | طالما يستمر بالكتابة فعلى الأقل نعرف بأنه على قيد الحياة |
| Ve oğlunu bundan Sağ kurtaracak yegane insan da sensin. | Open Subtitles | و الآن انت الوحيد الذي سيبعد ابنك عن هذا حياً |
| Sakin ol. Sakin ol. Bu şeyden ikimiz de Sağ çıkabildik. | Open Subtitles | مهلا ، لقد خرجنا معا من كل هذا أحياء فلنبقى كذلك |
| Sol ve Sağ kaval kemikleri Sağ malleolus ve leğen kemiği kırılmış. | Open Subtitles | كلا من قصبة رجلية اليمني واليسري في انكلة الايمن ، وحوضه مكسور |
| Artık sermayedar veya işçi olmayacak veya Sol veya Sağ. | Open Subtitles | لا مزيد من الرأسماليه و العمال أو يسار أو يمين |
| Sohbet için Sağ olun efendim. Bana çok faydası oldu. | Open Subtitles | شكراً لك على تلك المحادثة سيّدي عنى لي ذلك الكثير |
| Hayvanın Sağ el tarafına gidişi ve oraya burnunu sokması | TED | لقد ذهب الفأر الى الجهة اليمنى وقم بلكز الجدار بأنفه |
| Şimdi bir adım öne. Sağ ayak Sağ elin yanına. | Open Subtitles | والآن لنبدأ من رفع الرأس مع يد يمنى ورجل يمنى |
| Sağ ayağım aksadığı için çürük değilim, ama sol kesinlikle daha güçlü. | Open Subtitles | لست أمزح , فـ ساقي اليُمنى ضعيفة و لكن ساقي اليسرى اقوى |
| Sağ taraftaki "Getto A"da, memurlar sanayi işçileri vesaire bulunuyor. | Open Subtitles | في الجانب الايمن: جيتو أ العمال المدنيين,عمال المصانع و هكذا |
| (Yardımcı: Öyleydi.) Sağ yarıküremiz bütünüyle şimdiki an ile ilgilidir, | TED | النصف الكروي الأيمن يختص بكل شيء في هذه اللحظة الآنية |
| Normalde, Nicky'yle buluşup... Sağ salim geri dönebilme ihtimalim% **99'du. | Open Subtitles | عادةً أتوقع النجاة من الاجتماع معة بنسبة 99 في بالمائة |