"silahı" - Translation from Turkish to Arabic

    • المسدس
        
    • مسدس
        
    • البندقية
        
    • سلاحك
        
    • بندقية
        
    • أسلحة
        
    • المسدّس
        
    • سلاحاً
        
    • الأسلحة
        
    • مسدساً
        
    • سلاحه
        
    • مسدسك
        
    • المُسدّس
        
    • مسدسه
        
    • مسدسا
        
    Bak şimdi şöyle yapacaksın. Bu silahı alıp kıça gideceksin. Open Subtitles هذا ماأريدك أن تفعله خذ هذا المسدس وارجع لمؤخرة المركب
    - silahı balistikçiye götürün. - Sabaha kadar olma şansı yok. Open Subtitles وصل هذا المسدس الى خبير الاسلحة لا فرصة لهذا حتى الصباح
    Hepsi bu kadar teşekkürler. Sayın Yargıç, size bu silahı göstermek istiyorum. Open Subtitles هذا كل شيء، شكرا لك فضيلتكم، اود ان اعرض عليكم هذا المسدس
    Hatta kafalarına silahı dayayınca daha orada şansın yaver gidebilir. Open Subtitles إن وضعت مسدس على رأس أحدهم ، قد تواجه الحظ
    silahı alıp, pişman olacağım bir şey yapmaktan alıkoydu beni. Open Subtitles منعني من رفع البندقية , وعمل شي يجعلني ااسف علية
    Ver şu silahı. Ne zamandan beri sert erkeklik taslıyorsun? Open Subtitles أعطني سلاحك اللعين منذ متي وأنت تلعب دور الفتي القوي
    O silahı sana yönelttikleri zaman bütün vücudum şok oldu. Open Subtitles جسمي كان في حالة صدمة عندما وجهوا ذلك المسدس عليك
    Kimse! Kurşun yarası yok! Birisi karanlıkta silahı benden aldı ve kayboldu. Open Subtitles لاشئ،لايوجد جرحمنمسدس، أحدهم أخذ المسدس مني و أطلق و لكنها لم تصبه
    Bebeğim, Bunu biliyorum. Düştüğünü gördüğüm anda.. silahı şakağıma dayar.. Open Subtitles حين رأيتك تسقطين كدت أضع المسدس في فمي وأسحب الزناد
    silahı bulamıyoruz ve senin gidip başka bir şeyimi halletmen gerekiyor? Open Subtitles ،ولا نستطيع العثور على المسدس وهناك مسأله ما يجب ان تعالجها؟
    Ayrıca arkadaşımın silahı yanlışlıkla ateşlediğini gördüm. Haksız mıyım? Evet istemeden oldu. Open Subtitles ومن الجيد أني هنا ورأيتك لم تعني استخدام المسدس على صديقي، صحيح؟
    Eğer o silahı alacak biri varsa o da benim. Open Subtitles إذاً أى أحد سيذهب ليحضر ذلك المسدس سوف يكون أنا
    silahı kafasına dayayıp, tetiği çekmesinin sebebi köpek miydi, yoksa ben mi? Open Subtitles هل كان انا السبب ام الكلب في ضغطها على زناد المسدس ؟
    Birinin silahı vardı ve kötü bir şeyler olacağını biliyordum. Open Subtitles هذا الرجل كان لديه مسدس و عرفت أن الأمر سيسوء
    Eğer silahı ateşlediyseniz sağ ön kolunuzda yanık izleri olması gerek. Open Subtitles إن أطلقت من مسدس سيكون لديك جروح في ساعد ذراعك اليُمنى.
    silahı alıp, pişman olacağım bir şey yapmaktan alıkoydu beni. Open Subtitles منعني من رفع البندقية , وعمل شي يجعلني ااسف علية
    Hemen silahı bırak ve beni ateş etmeye mecbur etme. Open Subtitles ارمى سلاحك لا تجبرني على ضربك .. الق سلاحك انهض
    Sheldon sıkıştır onu! Ateş et! Plazma silahı'nı şarj ediyor! Open Subtitles شيلدن، إنه أمام عينيك أطلق النار، إنه يشحن بندقية البلازما
    Bugüne kadar bunca silahı ithal etmişsin, bununla ilgili küçük bir görüşme olacak. Open Subtitles هذه الايام ,عندما تستورد أسلحة بهذه الكمية فهناك تسمية تطلق على هذا العمل
    silahı elinde. Mekanizma takılı kalmış. Her tarafta boş kovanlar var. Open Subtitles المسدّس في يدّه، هبوط قفل مفتوحا، أغلفة صدفة في كل مكان.
    Otları kim çaldıysa silahı vardı ve bodrum kapısına ateş etti. Open Subtitles من سرق الحشيش كان يحمل سلاحاً .. وأصاب قفل باب القبو
    Her zaman, babamın evde çok fazla silahı olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles لطالما ظننت أن والدي لديه الكثير من الأسلحة في المنزل
    Eve gittik, bir adam vardı ve yanında silahı vardı. Open Subtitles نحن ذهبنا الى بيتاً, كان هناك رجلاً, كان يمتلك مسدساً.
    Öyle olmasaydı neden silahı ve ordusunu bırakıp gitsin ki? Open Subtitles إنْ لمْ يكن كذلك ، لماذا يَخْسرُ سلاحه وجيشَه ؟
    Umarım bu senin en sevdiğin silahındır. Umarım bu silahı seviyorsundur. Open Subtitles أتمنى أن هذا كان مسدسك المفضل أتمنى أن تكون قد أحببته
    silahı sadece bana kasanın anahtarlarını vermesi için getirdiğimi söylemeye çalışıyordum kendime. Open Subtitles حاولتُ أن أقول لنفسي أنّ المُسدّس كان هناك حتى يُعطيني مفاتيح الخزنة.
    silahı kalçasının üstünde duruyor ve yeterince yakışıklı birine benziyor. Open Subtitles ما زال مسدسه على خصره و يبدو وكأنه شاباً لطبقاً
    Bu si...min Oskarı, niye hala silahı bana doğru tutuyor? Open Subtitles لماذا اللعنة هو أوسكار لا يزال يوجه مسدسا في وجهي؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more