"tek bir şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • شيئاً واحداً
        
    • شئ واحد
        
    • أمر واحد
        
    • الشيء الوحيد الذي
        
    • شيئًا واحدًا
        
    • شيئ واحد
        
    • شىء واحد
        
    • هناك شيء واحد
        
    • أمراً واحداً
        
    • شيءٌ واحد
        
    • بشئ واحد
        
    • فقط شيء واحد
        
    • سوى شيء واحد
        
    • شيئا واحد
        
    • شيئاً واحد
        
    Ama doğru olduğunu bildiğin tek bir şey varsa bile ona sımsıkı sarılırsın. Open Subtitles لكن إن كنت تملك شيئاً شيئاً واحداً و أنت متيقنٌ منه فتتمسك به
    Senden daha uzun süredir bu işteyim ve öğrendiğim tek bir şey var. Open Subtitles اسمعي لقد كنت اقوم بهذا العمل أكثر بقليل منكِ وانا اعلم شيئاً واحداً
    Yapabileceğin tek bir şey var. Bana anlattıklarını, onlara da anlat. Open Subtitles هناك فقط شئ واحد يمكن أن تفعله إخبرهم بما حدث ..
    Bu tüm şirketleri dünyada başarılı kılan bir şey var ortak bir noktada buluştukları sadece tek bir şey: Hiçbirisi tek bir kişi tarafından başlatılmadı. TED هناك صفة واحدة فقط مشتركة بين كل الشركات العالمية الناجحة، أمر واحد فقط: لم تنشأ شركة بمجهود شخص واحد فقط.
    Senden tek bir şey yapmanı istemiştim, Chip, sadece tek bir şey. Open Subtitles لدي لك أن تأمر الوحيد و طلب الشيء، الشيء الوحيد الذي رقاقة،
    şu siparişinizdeki karışıklık. Size tek bir şey söyleyeceğim.. Open Subtitles وعن الإلتماس الحاصل لطبلكم سأخبركَ شيئًا واحدًا..
    Kargo bilgisine göre, gemiden sadece tek bir şey indi. Open Subtitles وفقاً للبضاعة الظاهرة شيئ واحد فقط قد خرج من السفينة
    Aklına gelen tek bir şey vardı. TED كان هناك شيئاً واحداً فقط تفكر في القيام به
    Görüyorsunuz ki, hepimiz kütleçekimin tek bir şey yapan bir kuvvet olduğu fikrine alışkınız, cisimleri birbirine çektiği fikrine. TED كما ترون ، فقد تعودنا ان الجاذبية هي قوة تفعل شيئاً واحداً فقط تسحب الاشياء مع بعضها
    Sanırım bu durumda yapılması gereken tek bir şey var. Open Subtitles فى هذه الحالة ، أعتقد أن هناك شيئاً واحداً لكى افعله
    Dünyada sahip olmaya değer tek bir şey vardır, ve o da gençliktir. Open Subtitles أن هناك شيئاً واحداً يستحق أن تمتلكه في هذه الدنيا ، ألا وهو الشباب
    Bu tür çekim kuvvetini oluşturabilecek benim bildiğim tek bir şey var. Open Subtitles هناك شئ واحد أعرفه من الممكن أن يولد مثل هذا السحب الجاذبي
    Ve doula olarak çalışırken öğrendiğin tek bir şey varsa o da şudur ki birazcık koşulsuz destek gerçekten çok faydalı olabiliyor. TED لكن إن كان هناك شئ واحد تعلمته من عملى كقابلة، أن القليل من الدعم غير المشروط يمكن أن يساعد كثيراً.
    Bu evde yalnız tek bir şey var bilinçsiz ve yolunu şaşırmış güç. Open Subtitles هناك شئ واحد و شئ واحد فقط فى هذا المنزل قوه طائشة عديمه الإتجاه
    tek bir şey, öğrendiğim depresyon ve anksiyete sebeplerini birleştiriyor. TED وهناك أمر واحد يجمع بين كثير من مسببات الاكتئاب والقلق التي تعرفت عليها؛
    Washington'dan ayrılmadan önce yapmak istediğim tek bir şey var. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أحب أن أعمله قبل أن أغادر واشنطن
    16 yıldır bu işin içindeyim, ve öğrendiğim tek bir şey var. Open Subtitles خلال الـ16 سنة التي فعلت فيها هذا، تعلمت شيئًا واحدًا
    Schwarzschild yarıçapını kütle belirlediğine göre, aslında bilmem gereken tek bir şey var. TED و كون الكتلة تحدد شعاع شوارزشيلد هنالك شيئ واحد فقط اريد ان أعرفه حقاً
    Bir adamın, böyle büyük bir hata yaptıktan sonra, yapabileceği tek bir şey vardır. Open Subtitles هناك شىء واحد فقط يستطيع الشخص عملة عندما يرتكب خطأ كبير كهذا
    Bunun yerine, geriye dönüp baktığında farklı şekilde yapmış olmayı dilediği sadece tek bir şey olduğunu ifade etmiştir. Open Subtitles بدلا من ذلك نظر للوراء ، كان هناك شيء واحد فقط قبل كل شيء تمنّى بأنّه يفعله بشكل مختلف
    Babam ölürken benden tek bir şey istemişti. Open Subtitles عندما كان يحتضر والدي، طلب إليّ أمراً واحداً فحسب..
    Eskiden bana itaat etmen için gereken tek bir şey vardı. Open Subtitles لقد كان هنالك شيءٌ واحد يجعلكَ تُعطيعينني
    Bir ilişkiden tek bir şey isterim, Christine... bütünüyle tek başıma kalabilmek. Open Subtitles انا اطالب بشئ واحد فى العلاقة , كريستين , وهو ان ابقى وحيدا
    Sadece tek bir şey zaferimi perçinleyebilir. Open Subtitles فقط شيء واحد من الجائز أن يحقق لي مجد أضخم.
    Görünen o ki yapılacak tek bir şey var. Open Subtitles حسنا، يبدو أنه لا يوجد سوى شيء واحد للقيام به
    Aslında, kendini affettirmek için yapabileceğin tek bir şey var. Open Subtitles أتعرف , هناك شيئا واحد تستطيع القيام به للفوز بي
    Beni evlilikten tiksindiren tek bir şey vardır: Evli kadınlar. Open Subtitles هناك شيئاً واحد يجعلني لا أريد الزواج وهو النساء المتزوجات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more