"yapabileceğin" - Translation from Turkish to Arabic

    • يمكنك فعله
        
    • يمكنك القيام
        
    • تستطيع فعله
        
    • يمكنكِ فعله
        
    • لتفعله
        
    • تستطيعين فعله
        
    • يمكنك فعل
        
    • القيام به
        
    • تستطيع فعل
        
    • يمكنك عمله
        
    • يمكنكَ فعله
        
    • بوسعك فعل
        
    • بإمكانك فعله
        
    • يُمكنك فعله
        
    • تستطيع عمله
        
    En iyi yapabileceğin şey işe yaramaz sapık jutsular yapmak olur. Open Subtitles أفضل ما يمكنك فعله هو أن تجد أسلوبا نينجا عديم الفائدة
    İnan bana,kızın için yapabileceğin en iyi şey peşini bırakman Open Subtitles صدقينى. أفضل ما يمكنك فعله لأبنتك هو ان تٌتابعى طريقك
    Buna mani olmak için yapabileceğin bir şeyin olmadığına emin misin? Open Subtitles أنت متأكد لم يكن هناك شيء يمكنك القيام به لمنع ذلك؟
    Ölümünün çabuk olması... için dua etmekten... başka yapabileceğin... birşey yok. Open Subtitles كل ما تستطيع فعله هو أن تدفع لقاء موت سريع والذي
    yapabileceğin en kötü şey silahına sarılmak. Canım iki saniye hatta bekle lütfen. Open Subtitles أسوأ ما يمكنكِ فعله هو أن تستعجلي انتظر دقيقةً على الخط يا حبيبي
    İyice ararsam belki senin yapabileceğin bir iş bulabilirim. Open Subtitles ، إذا بحثتُ في الجوار بجدية ربما أجد لك شيئاً لتفعله
    Kız öldü ve senin yapabileceğin bir şey yoktu. Open Subtitles توفيت الطفلة، ولم يكن هناك شيء تستطيعين فعله.
    Elinde karton tutup yalvarmak yerine yapabileceğin daha iyi şeyler olmalı. Open Subtitles لابد من شيء أفضل يمكنك فعله من حمل لوحة ذكية للتوسل
    Yale formlarıyla yok ama benim için yapabileceğin bir şey var. Open Subtitles ليس مع تقديم يال ولكن هناك شئ يمكنك فعله من أجلي
    Böylesine zehirli bir toprağa yapabileceğin en iyi şey, üstünü örtmektir. Open Subtitles مع هذه التربة السامة افضل شيء يمكنك فعله هو تغطيتها فحسب
    yapabileceğin tek şey, bu seçimin seni mahvetmesine izin vermemek. Open Subtitles كل ما يمكنك فعله هو أن لا تسمحي لذلك بتدميرك.
    Beni kulübe geri almak için yapabileceğin bir şey yok mu? Open Subtitles لكن هل هناك أي شيء يمكنك فعله لأعادتي في النادي ؟
    Eva, bir Kızılderili'ye yapabileceğin en kötü şeyin kafasını kesmek olduğu söyler. Open Subtitles إيفا تقول ان أسوأ شيء يمكنك القيام به لهندي أن تقطع رأسه.
    Bu belki de kız arkadaşına yapabileceğin en güzel şey. Open Subtitles و ربما هذا اجمل شئ يمكنك القيام به مع صديقتك
    Babam her zaman hayat senden yapabileceğin şeyler ister derdi. Open Subtitles لطالما ردد والدي: ''تطلب الحياة منك ما تستطيع فعله فقط''
    Ölümünün çabuk olması için dua etmekten başka yapabileceğin bir şey yok. Open Subtitles كل ما تستطيع فعله هو أن تدفع لقاء موت سريع والذي
    Belki de yapabileceğin en iyi şey mümkün mertebe bu işten uzak durmak. Open Subtitles ربما أفضل ما يمكنكِ فعله هو أن تبتعدي ما تقدرين عن هذا الأمر
    Şu an bununla ilgili yapabileceğin bir şey yok öyleyse neden oturup rahatlamıyorsun? Open Subtitles ليس بوسعك شيء لتفعله الآن، إذن اجلس واسترخي
    yapabileceğin birşey yok. Open Subtitles لا يوجد ما تستطيعين فعله لا تستطيعين مساعدتها إلا
    Burada yapabileceğin bir şey yok, ve muhtemelen oraya gelecektir. Open Subtitles لا يمكنك فعل شىء هنا على الأرجح سيحاول الاتصال بك هناك
    Bizi etkisiz hale getirdiğinde, yapabileceğin başka bir şey olmadığını fark ettim. Open Subtitles وأدرك أنه عندما أغلقوا القسم لم يكن يوجد شيء بوسعك القيام به
    Eğer onun için yapabileceğin birşey varsa, hemen yapılmasını istiyorum. Open Subtitles إذا تستطيع فعل أي شيئ لها, فأنا أريد ذلك حالاً.
    Artık yapabileceğin bir şey yok. Biri görmeden gidelim hemen buradan. Open Subtitles لا شيئ يمكنك عمله يجب أن نذهب قبل أن يراكِ أحد
    yapabileceğin en kötü şey, seni sorgulayan kişiye sesini yükseltmektir. Open Subtitles أعني أسوأ ما يمكنكَ فعله هو مناظرة قوة مسائلينكَ.
    Öteki taraf için yapabileceğin bir şey olup olmayacağını sormuştun. Open Subtitles سألتِ ما إن يكُن بوسعك فعل شيء حيال الجانب الآخر.
    Arkadaşını geri getirmek için şu an yapabileceğin bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد شئ بإمكانك فعله الآن قد يرجع صديقك، هل تفهمين؟
    Onu iyileştiremezsin. Tek yapabileceğin, yanında olmak. Open Subtitles لا يمكنك أن تعالجها كل ما يُمكنك فعله هو أن تتواجد هناك
    Onun yerine bildiği şeyi öğretti: erkek olmak, kendini feda etmek ve aileni korumak için yapabileceğin her şeyi yapmakla ilgilidir. TED بدلًا من ذلك علمني ما عرفه: لتكون رجلًا كان حول التضحية والقيام بما تستطيع عمله لرعاية وتوفير كل شيء لعائلتك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more