"yapmamız" - Translation from Turkish to Arabic

    • فعله
        
    • نفعل
        
    • نفعله
        
    • نقوم
        
    • لفعله
        
    • نفعلها
        
    • القيام به
        
    • للقيام
        
    • إجراء
        
    • سنفعله
        
    • فعلة
        
    • لنفعله
        
    • نجري
        
    • نَعمَلُ
        
    • نعد
        
    Öyleyse yapmamız gereken şey küçük bir mikroçipe tüm potansiyel aydınlatma cihazlarını yerleştirmek. TED اذا كل ما علينا فعله هو وضع رقاقة صغيرة لكل جهاز اضاءة محتمل
    Bir şey yapmamıza gerek yok. Tek yapmamız gereken öğrenmek. TED وليس علينا القيام بشىء. كل ما علينا فعله أن نتعلم.
    yapmamız gereken şey, daha azla daha fazla şey yapmayı öğrenmek. TED ما يجب ان نفعله هو ان نتعلم ان نفعل الكثير بالقليل
    Buna bir şeyler yapıyoruz, fakat bunun için bir şeyler yapmamız gerek. TED نحن نفعل أشياء لهذا الغرض؛ علينا أن نفعل أشياء لأجل هذا الغرض،
    Şimdi yapmamız gereken zihnimizde bu iki resmi biraraya koymak-- işte böyle birşey. TED وماعلينا ان نفعله الآن هو ان ندمج هاتين الصورتين في مخيلتنا لتبدو هكذا
    yapmamız gereken çok şey var ama hepsini size açıklayacağım. Open Subtitles ثمة أمور كثيرة يجب تغطيتها ولكني سأشرحها ونحن نقوم بها
    Tek yapmamız gereken şey özel yaşamı daha ulaşılır yapmak için çalışmak. TED ما يجب علينا فعله حقا هو العمل على جعل الخصوصية سهلة التحقيق.
    Diyoruz ki, yapmamız gereken tek şey bu güçlü lideri seçmek ve bizim sorumlarımızı bizim yerimize de çözecek. TED فكل ما نقوله، كل ماعليك فعله هو أن تنتخب هذا الزعيم القوي وسيقوم هو أو هي بحل كل مشاكلنا.
    yapmamız gereken ikinci şey ise çok kısa bir süre zarfında ne kadar yol kat etdiğimize geri donüp bakmamız gerekiyor. TED الامر الثاني للذي علينا فعله هو علينا فقط ان ننظر الى الخلف الى اي مدى وصلنا في هكذا فترة زمنية قصيرة.
    Tek yapmamız gereken, kafalarımızı indirmek ve bize bakan gözlerden tamamıyla uzaktayız. Open Subtitles كل ما يجب علينا فعله هو خفض رأسينا ونختفي تماماً عن الأنظار
    Ne yapmamız gerek biliyor musunuz? Benim için bir paket hazırlamanız. Open Subtitles ما علينا فعله هو أن تجمعي كل تلك القضايا في حزمة
    yapmamız gereken şey, bütün kumandaları ilk yola çıktığımız andaki haline getirmek. Open Subtitles كل ماعلينا فعله هو أن نُعيد ترتيب هذه الأدوات إلى شكلها الأول.
    Şimdi, yapmamız gerekeni yapalım da bu iş bitsin. Anlaşıldı mı? Open Subtitles دعونا نفعل ما يجب أن نفعله و ننتهي من هذا فهمتم؟
    Ama şimdi ne yapmamız gerektiğini biliyoruz, ve ben şimdiden herşeyi hazırladım. Open Subtitles حسنا، الآن نعلم ماذا علينا أن نفعل و أنا رتبت لكل شيء
    Bunu yapmamız için zorlarsanız, bir hasat mevsimi daha olmayacak. Open Subtitles اذا جعلتنا نفعل هذا , لن يكون هناك موسم للمحاصيل
    Ne yapmamız gerektiğini bulana kadar bu mevzuyu rafa kaldırmalısınız. Open Subtitles لا نستطيع أن نفعل أي شيء حتى يكون لدينا خطة.
    Bu kadar yeter. Ne yapmamız gerektiğini biliyorum. Gidip hastayla konuşalım. Open Subtitles حسنًا، كفى، أعرف ما علينا أن نفعل لنذهب ونتحدث مع المريضة
    Bu yalnızca yapmamız gereken bir şey. İlla hoşlanman gerekmiyor. Open Subtitles إنه فقط شيء نفعله لا يعنى أنه عليك ان تحبه
    Eğer bu şüpheliden bilgi almak istiyorsak, bunu kapalı kapılar ardında yapmamız gerekiyor. Open Subtitles لو أردنا استخلاص أي معلومات منه فلابد أن نقوم بهذا خلف أبواب مغلقة
    Dünyanın en kapsamlı tedavi merkezindeyiz ve ne yapmamız gerekiyorsa, burada, birlikte yapabiliriz. Open Subtitles نحن في مركز أفضل عناية طبية في العالم , وأي ما نحتاج لفعله
    Niye yapmamız gerektiğini anlamıyorum. Open Subtitles انها تبدو لي سخيفة انا لا اعلم لماذا يجب ان نفعلها
    Sadece sözde değil; olayların olması gibi olacağına, yapmamız gerekenleri yaparak, inanmalıyız. TED لنؤمن بأن الأشياء ستجري كما ينبغي لها, موفرة لنا ماعلينا القيام به
    Zira bir şirket olarak yapmamız gerekenleri yapacak yeterli kişimiz yoktu. Open Subtitles لاننا لم نمتلك ما يكفي من الناس للقيام بما نحتاجه كشركه
    Teknoloji ve toplumumuz için üç radikal değişiklik yapmamız gerek. TED يجب علينا إجراء ثلاثة تغيرات جذرية للتكنولوجيا والمجتمع الخاص بنا.
    biz sadece bilgisayarları programlıyoruz; yapmamız gereken sadece bu." TED كل ما سنفعله هو أننا سنبرمج كمبيوترات، هذا كل ما يتعين علينا القيام به.
    yapmamız gereken daireye girmenin bir yolunu bulmak. Open Subtitles ما علينا فعلة هو إيجاد طريقة لإقتحام شقتة
    Şimdi, sakıncası yoksa, yapmamız gereken temizlik çok şey var. Open Subtitles و الآن إذا لم تمانعى لدينا الكثير من التنظيف لنفعله
    Kan örneğine ihtiyacımız var. Antisentromer antikor testini yapmamız lazım. Open Subtitles نحتاج لعينة دم، يجب أن نجري اختبار مضادات الجسيم المركزيّ
    -güneş doğmadan önce bunu yapmamız gerek. -yoksa güçler yok olur Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ نَعمَلُ هذا قبل شروقِ الشمس و الا القوَّة ستفقد.
    Ortalıkta dolaşıp duruyoruz ve ne yapmamız gerektiğini gerçekten bilmiyoruz. Open Subtitles تعرضنا للعديد من المشاكل لم نعد ندري مانفعل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more