"yolunda" - Translation from Turkish to Arabic

    • يرام
        
    • على مايرام
        
    • بأس
        
    • جيد
        
    • طريق
        
    • الطريق
        
    • يُرام
        
    • طريقه
        
    • طريقك
        
    • ينجح
        
    • طريقها
        
    • علي مايرام
        
    • جيّد
        
    • تمام
        
    • طريقنا
        
    Genellikle sol insan doğasının iyi olduğuna inanıyor, insanları bir araya getirin, duvarları yıkın ve her şey yolunda olacak. TED ولذلك يعتقدُ اليساريون عامةً أن الطبيعة البشرية هي جيدة: تجمعُ الناس معًا وتهدمُ الجدران وسيكون كل شيء على ما يرام.
    Her şey harikaydı ya, adamım. İşlerim yolunda gidiyordu yani. Open Subtitles لقد كانت أموري جيدة جميع أموري كانت على ما يرام
    Ama onu affettim. O zamandan beri her şey yolunda. Open Subtitles لكني غفرت له وأصبحت الأمور على مايرام منذ ذلك الحين
    Kadınların kadın gibi olmasını ister. Her şey yolunda gidecek Open Subtitles ليس كبيرا على امرأه ببنطلونها المتناسق, سيكون الوضع على مايرام
    önemli bir şey yok. her şey yolunda benimle tartışmayı keser misin artık! Open Subtitles ليس بالأمر المهم. لا بأس. حسنا, هل يمكنك رجاءً التوقف عن الجدال معي؟
    İşlerin yolunda gittiği için dünya görüşünün biraz iyimser olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles إعتقدت محلك سيقوم بعمل جيد نظرتُكِ للعالم تبدو قليلاً متفائلة جداً
    Sadece manastır yolunda yürüyüşler yaptım ve sevdiklerime kartpostallar yolladım. TED انا فقط تمشّيت على طريق الدير وارسلت البطاقات البريدية للأحباء.
    Çoğu öyle, ya da B.B. 'nin yolunda ya da ölü. Open Subtitles معظمهم أو قادتهم ذلك هو الطريق, مثل بي بي أو ميت
    Ben de çok korktum, ama şimdi her şey yolunda. Open Subtitles كنت قلقه جدا . لكن الامور تسير على ما يرام
    Oyunun kurallarına uyman yeter ve her şey yolunda gider. Open Subtitles عليكِ فقط اتباع القواعد، وسيكون كل شئ على ما يرام
    Buraya her şeyin yolunda olduğunu söylemek için beni çağırdın. Open Subtitles لقد جلبتيني كي تخبريني أن كل شيء على ما يرام
    Bundan sonra her şey yolunda olacak. Eve gidiyoruz, Walt. Open Subtitles سيكون كل شئ على ما يرام نحن ذاهبون للبيت, وولت
    Bana her şeyin yolunda olduğunu söyledi. Bana yalan söyledi. Open Subtitles لقد اخبرنى ان كل شيء على مايرام لقد كذب على
    - Onları kaybediyorsun! - Her şey yolunda mı, Bay Dickens? Open Subtitles هيا ستفقد أثرهم كل شئ على مايرام يا سيد ديكنز ؟
    Ne kadar sinirli olduğum belli oluyordur herhalde, herşey yolunda mı? Open Subtitles يبدو بأنك متوتر قليلاً دكتور هل كل شئ على مايرام ؟
    Sikine her şeyin yolunda olduğunu ve sonsuza kadar mutlu yaşayacağını söyle. Open Subtitles يجب أن تخبر قضيبك بأنه لا بأس بأن تعيش سعيداً إلى الأبد
    Bütün bu yaşananlardan önceki kadar iyi hissetmesem de, her şey yolunda. Open Subtitles إنه ليس بجوده ما كان لدى قبل ذلك ولكنه لا بأس به
    Lakeshore yolunda sizin için bir daire tuttum Michigan gölü manzaralı. Open Subtitles جيد, وجدت شقة ممتازة لك أتمنى أن تعجبك, إنها على البحيرة
    Bn Weiner şu anda dairenizdeyim ve her şey yolunda gözüküyor. Open Subtitles سيدة وينر, أنا في الشقة الآن و كل شيء يبدو جيد
    Ama zafer, erkeğe zirve yolunda önemli bir kıdem puanı sağlayacak. Open Subtitles لكنالنصرهنا، سيكسبه نقاط مهمة في طريق الذكر من أجل منزلة أعلي.
    Yolda giderken gördüğü şeyleri yazar. - Her şey yolunda. Open Subtitles الكثير من الاشياء الجيدة على مر الطريق كل شيء بخير
    Her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için gece boyunca burada tutacaklar. Open Subtitles سوف يبقونها هنا فى الَّيل, ليتأكدوا أن كل شىء على ما يُرام.
    A. Memorial Salonu'nu doğruluk yolunda yükselen altın şahin gibi alıp götürecek. Open Subtitles ستقوم بتمزيق قاعة أوغست التذكارية مثل صقر ذهبي يحلق نحو طريقه المستقيم
    Korsanlar hakkında kötü düşünmene rağmen korsan olma yolunda ilerliyorsun. Open Subtitles لديك نظرة كئيبة عن القراصنة كنت في طريقك لتصبح قرصاناً
    Geçen sefer işler pek yolunda gitmedi. Ama artık işleri rayına koydum. Open Subtitles لم ينجح الأمر المرة الماضية ما أقصده هو أنني بحالة جيدة الآن
    Yalnız yolunda, yolculuğuna devam ettiği müddetçe geçmişinin zayıf ışıkları, iyice kararıyordu. Open Subtitles بينما تابعت طريقها وحيدة على الدرب, كانت أضواء الماضي تصبح باهتة أكثر.
    Her şey yolunda Bayan Wilberforce. Her şey kontrol altında, hoşça kalın. Open Subtitles كل شئ علي مايرام, سيدة ويلبرفورس كل شئ تحت السيطرة.
    Hem onlar hem de bizim için her seyin yolunda gideceginden eminim. Open Subtitles واثق أن كل شيء سيكون جيّد لهما ولنا أيضاً.
    Her şey yolunda mı? Paran yetiyor mu? Open Subtitles تمام, كل حاجة تمام حبيبي الفلوس كفت معاك
    Hepimiz çok gezegenli bir tür olma yolunda uzaya gidiyoruz. TED ونذهب جميعنا إلى الفضاء في طريقنا لنصبح كائنات متعددة الكواكب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more