- Sana kötü bir fikir olduğunu söylemiştim. - Hayır söylemedin. | Open Subtitles | . أخبرتك أن هذه فكرة سيئة . لا ، لم تخبرنى |
Sana Noel Baba'nın gerçek olduğunu söylemiştim! Hadi hediyelerimizi bulalım. | Open Subtitles | أرأيت لقد أخبرتك أن سانتا حقيق اذهب وابحث عن هديتك |
Sana törenin bu kısmını keselim demiştim. Bu tamamen çağdışı. | Open Subtitles | أخبرتك أن نقتطع هذا الجزء من المراسم إنه عتيق جداً |
Seni kayıktan o itti! Ona yapma demiştim üstelik! Ben hayalet değilim. | Open Subtitles | تير أنت الذي دفعته من على القارب أخبرتك أن لا تفعل ذلك |
Diyelim ki, Ed Bailey'nin çizmesinde... ufak bir tabanca sakladığını Sana söyledim. | Open Subtitles | ماذا لو أخبرتك أن إد بايلى معه مسدس صغير مخبأ فى حذائه |
Yanlış tarafa bakıyordun. Sana söylemiştim ağrıyan diş sol tarafta. | Open Subtitles | أنت تنظر للجانب الخطأ أخبرتك أن الألم على الجانب الأيسر |
Bunun yapıp yapacağın en yanlış şey olduğunu söylesem dikkate alır mısın? | Open Subtitles | هل من الفارق لو أخبرتك أن هذا بالضبط الخطأ الذي ستفعل ؟ |
Sana gitmen gerektiğini söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أن عليك الرحيل أنك سوف تدمر حياة الفتى |
Sana yanlış yolda olduğunu söylemiştim. O kız sana göre değil. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أن فكرتك محكومة بالفشل , إنها مهذبة وشريفة |
size konuşmamızın sadece bilgi alma amaçlı olduğunu söylemiştim. Dert erme sen. Hoşça kal. | Open Subtitles | أخبرتك أن لقاءنا كان غنياً بالمعلومات المفيدة لا تقلق مع السلامة |
Hey ! Sana buranın iyi bir yer olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | هاى, أرأيت, لقد أخبرتك أن هذا المكان رائع |
Bunun neyle ilgili olduğunu bildiğime eminim ve sana o mektubun çok agresif olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | أعتقد أنني أعرف حقيقة هذا الأمر و قد أخبرتك أن تلك الرسالة قد كانت لطيفة جداً |
Beyaz veya bej giydiğinde öne çıkarmak için kırmızı bir şey giy demiştim. | Open Subtitles | لكن انتظر هنا .. أخبرتك أن ترتدى شيء جلدي أحمر كلفتة من الموضة |
- Vay. - Gözlerini kapat demiştim. Koduğumun kornealarını yakabilirdin. | Open Subtitles | أخبرتك أن تُغلق عيناك كان من الممكن أن تحرق القرنية |
Sana yakışıklı bir çocuk getir demiştim, şişko ve alkolik birini değil! | Open Subtitles | أخبرتك أن تحضر لى شاب لطيف وليس هذا الوغد اللعين |
Sana söyledim. Cennete gidenler... geri gelmez. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أن من يصعدون إلى السماء لا يعودوا |
Ama Sana söylemiştim... bir yılda yüzlerce insan bu şekilde ölüyor hayatım. | Open Subtitles | لكني أخبرتك أن المئات يموتون بهذه الطريقه |
Söyle bakalım, eğer karanlık bir yanım olduğunu söylesem, ne dersin? | Open Subtitles | أخبرني شيئاً لو أخبرتك أن بداخلى جانب مظلم ماذا ستقول ؟ |
Dikkatli olman gerektiğini söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أن تكون حريصاً فى استخدام هذا المخدر |
Sana Ned gibi ol dedim, Sana Ned ol demedim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أن تكون مثل نيد ولم أخبرك أن تكون نيد |
Sana hesabının boş olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرتك أن حسـابه فارغ. وأن معاشـه يؤول إليّ. |
- Sana benden uzak durmanı söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أن تبقى بعيداً عنى بحق الجحيم |
Peki ya size üzerinde çalıştığı dava ile ilgili leziz bilgilerim olduğunu söyleseydim? | Open Subtitles | حسنا، ماذا لو أخبرتك أن لدي معلومات ثمينة للغاية بشأن قضية يعمل عليها؟ |
size eski kocamın ticaret gemilerinde iş yaptığını söylemiş miydim? | Open Subtitles | هل أخبرتك أن زوجي السابق كان في قوات المشاة البحرية ؟ |
Gördün mü, her akşam klüplere gitmemizin... karşılığını alacağımızı söylemiştim sana. | Open Subtitles | هل ترين، أخبرتك أن الذهاب إلى الأندية كل ليلة يأتي بثماره |
Sana görünmez olmanı söylemiştim evlat. | Open Subtitles | {\cH00ffff}.لقد أخبرتك أن تكون غير مرئياً، يا بُني |