Burada, vardiyam bitmeden önce birkaç tane daha çakıyordum. Kimseyi rahatsız etmeden. | Open Subtitles | كنتُ هنا أتجول قليلاً قبلَ أن تبدأ مناوبتي، ولا أزعج أي أحد. |
- Ölüyü rahatsız etmekten utanmadın. | Open Subtitles | ألا تشعر بالخجل لإزعاج الموتى أنا لا أزعج أحد |
Bana çok üzgün olduğunu söylediler Tanrı esirgesin, nasıl önemli bir maymunu rahatsız ederim? | Open Subtitles | ولكنهم أخبروني أنك منزعج للغاية، وحاش لله أن أزعج القرد المهم. |
Merak etme, kulaklıklarımı takıyorum. Kimseyi rahatsız etmeyeceğim. | Open Subtitles | و لكن لا تقلق سأضع سماعاتي و لن أزعج أحدا على الإطلاق |
Ne diye kendimi yoruyorum? | Open Subtitles | لماذا أزعج نفسى ؟ |
Ancak korkarım kimse bu zahmete girmedi. | Open Subtitles | لكننى أخشى أنه ما من أحد أزعج نفسه بالأطلاع عليها |
Dilimizi bilmiyorlardı ve öbür müşterileri rahatsız ediyorlardı. | Open Subtitles | حسناً,إنهم لا يتكلمون الإنكليزية و هذا أزعج الزبائن الأخرين |
Yaptığımız konuşma mı, yoksa yemekten sonra takıImamız mı ertesi gün ufaklığı rahatsız etti? | Open Subtitles | هل حديثي معها أو بقائي بعد العشاء أزعج روتين الصغيرة |
Hayır, ben... ben sadece bir kaçığım insanları rahatsız ediyorum. | Open Subtitles | لا ، انا غريبة الأطوار فحسب أزعج الناس فقط |
Aşı tavsiyesi için büyükelçiyi rahatsız edecek değilim. | Open Subtitles | لن أزعج السفير فقط لأحصل على رحلة ميدانية |
Bu babamı hiç rahatsız etmedi. | Open Subtitles | لم أزعج أبي مطلقا و بعدها أصبحت عالقة مع رجل |
Kimseyi rahatsız etmeyeceğim. Sadece onun istediği şeyi yapmak istiyorum. | Open Subtitles | لن أزعج أي أحد, سأقوم بالأمر كما طلب تماماً |
Ben rahatsız olmam, çünkü kanıt değeri taşımayanların kaderinde, imha makinesi var. | Open Subtitles | لن أزعج نفسي لأن التي لا تحمل قيمة استدلالية قد قدر لها السحق |
Aslında o şeyi yeltenebilen herkesi rahatsız etti mi? | Open Subtitles | هل أزعج نفسه بتعيين أي شخص يمكنه حقاً إبحار هذا الشئ؟ |
Başka öğretmeni rahatsız etmek istemiyorum, Bayan Vaughn. Sizi rahatsız etmek istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أزعج آنسة أخرى يا آنسة (فون) أريد ازعاجك أنتي |
Tony'yi rahatsız eden tek bir şey vardı. | Open Subtitles | ولكن كان هناك شيء واحد أزعج طوني بشأنها |
Ama onları rahatsız etmemek için bu ışığı söndüreceğim ve onları kızılötesi kameralarla arayacağız. | Open Subtitles | وحتى لا أزعج أحد منهم سأطفئ هذا الضوء ... وأنظر إليهم جيداً بكاميرات التصوير تحت الحمراء |
Kimseyi rahatsız ettiğim yok ki. | Open Subtitles | ومالمشكلة ؟ أنا لا أزعج أي احد |
Umarım bu güzel gecenizde sizi rahatsız etmiyorumdur. | Open Subtitles | آمل إني لم أزعج سهرتك الجميلة. |
Cazibeli insanları rahatsız etmek kabalıktır. | Open Subtitles | غير أخلاقي أن أزعج أناسا جذابين. |
Huysuz, neden çenemi yoruyorum ki? | Open Subtitles | (متذمر)، لماذا أزعج نفسي ؟ |
Mahkeme emri çıkartıp Bin Ladin Ailesi'ni biraz zahmete soksaydım uykum kaçar mıydı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | ولو كان بيدى أن أزعج فردا من عائلة بن لادن بأمر حضور للمحكمة أو أمام هيئة محلفين |