Ama şunu bilmelisin ki, insan kurban edilmesi hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | لكن لابد أن تعلم أني لا أحب تقديم القرابين البشرية |
Merak etme ben ayarladım. Ama şunu bilmelisin, artık onun radarındasın. | Open Subtitles | لا تقلق، فقد غطيت عليك، لكن عليك أن تعلم أنها تراقبك |
biliyorsun, sizinkiler oraya gidip kapıyı gömmeden ya da başka bir şey yapmadan önce, şunu bilmelisiniz ki karşılaştığınız her kişi sizi avlamaya çalışmaz. | Open Subtitles | تعلم , قبل ذهاب قومك لدفن البوابه الخاص بك , أو شيء كهذا ينبغي عليك أن تعلم أنه ليس كل من تقابله يحاول اصطيادك |
Bu tür konuşmadan nefret ederim. Bunu biliyor olman lazım. | Open Subtitles | أعني، أنني أكره التحدث بتلك الطريقة يجب أن تعلم هذا |
Şunu bilmeni isterim ki korktuğumdan veya başka birşey yüzünden değil. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم أن هذا ليس بسبب أنى أخاف من شيئ |
Dünyadaki en iyi pazarlamacının kim olduğunu bilmek ister misin? | Open Subtitles | عليك أن تعلم من هو أعظم بائع في العالم ؟ |
Ama belki şunu bilmelisin, miras için savaşma niyetinde değilim. | Open Subtitles | ولكن عليك أن تعلم, بأنني لن أقوم بالمطالبه بحق الورث. |
Parti sahibi olarak o melezlerin iyi bir ilk izlenim yaratmadığını bilmelisin. | Open Subtitles | بإعتبارك مُضيف فيجب أن تعلم أن الانطباع الأوليّ لهؤلاء الهجائن ليس طيباً |
O tür bir bıyığın çok pahalı bir yüz aksesuarı olduğunu bilmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تعلم أن ذلك النوع من الشوارب تجميـل كمـالي غـالٍ جـدا |
Hayatının bir kısmı orada, biliyorsun ama anımsamıyorsun. | Open Subtitles | ذلك من أغرب الأشياء، أن تعلم بوجود جزء من حياتك في ذاكرتك لكنك لا تستطيع معرفته |
Olan şu ki çok kısa bir zaman içinde 50 yaşında olacaksın ve bunu biliyorsun. | Open Subtitles | ما سيحدث هو أنك ستكون في الـ 50 قبل أن تعلم ذلك وأنت تعلم ذلك |
biliyorsun, hayatımda hiçbir şeyi öldürmedim. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم أننى لم أقتل أى شىء طوال حياتى |
Bu tür konuşmadan nefret ederim. Bunu biliyor olman lazım. | Open Subtitles | أعني، أنني أكره التحدث بتلك الطريقة يجب أن تعلم هذا |
Fakat sen de benim büyük bir aptal olmadığımı biliyor olduğundan, bunu da hesaba katarak, kendi önümde bulunan şarabı da seçemeyeceğim açıkça ortada | Open Subtitles | لكن يجب أن تعلم أننى لست بالأحمق الكبير لقد أحصيت على ذلك لذلك و بوضوح لن أختار النبيذ الذى أمامى |
Şunu bilmeni istiyorum ne zaman benimle konuşmak istersen ben buradayım. | Open Subtitles | أريدك فقط أن تعلم أنك حينما تحتاج للتحدث معي فأنا هنا |
Bu paranın nereden geldiğini bilmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريد أن تعلم حقاً كيف تجني هي ذلك المال ؟ |
Postahanede senin adına gelen bir mektup olduğunu bilmek istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | فقط إعتقدت بأنك تود أن تعلم لديك رسالة مسجلة في مكتب البريد |
Şunu bil ki, keşfettiğin evlilik teklifi planım zor bir plandı. | Open Subtitles | عليك أن تعلم أن خطة عرض الزواج التي وجدتيها مجرد مسودة |
Bunun önemli olabileceğini düşünüyorum, ve senin de bilmeni istedim. | Open Subtitles | أعتقدت أنه يمكن أن يكون مهما وأردت أن تعلم ذلك |
Gerekli gereksiz her şeyi bilmek istiyorsun, değil mi Patch? | Open Subtitles | أتريد أن تعلم ما حقيقة كل هذا الهراء يا باتش ؟ |
Burnunun dibinde gezerken planlar yaparlar, Haberin bile olmaz. | Open Subtitles | يمكنهم أن يخططون أمامك دون أن تعلم ماذا يقولون |
Tek başıma, bunu ben yaptım. Ama bir şey bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | كل شىء على لقد فعلت ذلك لكننى أريدك أن تعلم شيئا |
bilmen gerekir ki Cadılar Bayramı'nda şaka yapmak pek de akıllıca değildir. | Open Subtitles | عليكَ أن تعلم أنّه ليس من الحكمة أن تعمل علي مقالب الهالوين. |
O fark etmeden Billie'yi ayırmam gerekiyor. | Open Subtitles | لابد لي من إبعاد بيلي عنهم دون أن تعلم ذالك |