"إعتقدت" - Traduction Arabe en Turc

• sanıyordum
• düşündüm
• düşünmüştüm
• sandım
• sanmıştım
• düşünüyordum
• Ben
• Düşündüğümden
• düşündün
• sandın
• düşünürdüm
• sanırdım
• diye
• dedim
• düşünüyorum

Beni daha çok sevdiğini sanıyordum. Ve gece kendini öldüreceğini.
إعتقدت أنك أحببتني بما فيه الكفايه لتنفجر و تقتل نفسك.

Birbirimize karşı dürüst olacağımızı sanıyordum, değil mi, şerif yardımcısı?
إعتقدت أننا كنا صريحين مع بعضنا، صحيح يا نائب ؟

Evet. Önce onun, senin için yeterince iyi olmadığını düşündüm.
ذلك صحيح ، منذ البداية إعتقدت أنها ليست مناسبة لك

İtalyan olabileceğinizi düşündüm bu günlerde İtalya'dan pek çok adam geliyor.
إعتقدت انك إيطالى كثير من الرجال تصل من ايطاليا هذه الأيام

İşlerin yolunda gittiği için dünya görüşünün biraz iyimser olduğunu düşünmüştüm.
إعتقدت محلك سيقوم بعمل جيد نظرتُكِ للعالم تبدو قليلاً متفائلة جداً

- Beyin sarsıntısı sandım. - Senin durumunda öyle olmalı.
ـ إعتقدت بأنه ضرر بالرأس ـ من المحتمل في حالتك

Ama belli ki bu yeterli değilmiş. Önce senin beni öldüreceğini sanmıştım.
لكن من الواضح ان ذلك غير كاف عندما، إعتقدت بأنّك ستقتلني أولاً

Afedersin ama emniyet kemerini hareket ederken takmamız gerektiğini sanıyordum.
آسفة إعتقدت أنّه من المستحسن أن نضعهم عندما نكون نتحرّك

Nişan yüzüğünün tek bir tarzı olduğunu sanıyordum. Birçok tarzı olduğunu bilmiyordum.
إعتقدت ان خاتم الخطوبه بشكل واحد, لم أعرف أنه يوجد أشكال كثيره

Bir şeyi yanlış yaptım sanıyordum ama bu Ben değilim. Bu program.
إعتقدت انني افعل شيئا خاطئاً ولكن ليس بسببي ، بل من البرنامج

Terapinin, insanlar kendilerini daha iyi hissetsin diye yapıldığını sanıyordum.
إعتقدت أن العلاج النفسي من المفترض أن يحسّن من شعوري

ve Ben, Ben düşündüm ki belki buluşup bira içmeye falan gidebiliriz
وأنا إعتقدت بإمكاني الإتصال بك ويمكننا أن نذهب لإحتساء الشراب يوما ما

Seni rahatsız etmek istemiyorum. Sadece biraz daha bilgiye sahip olabilirim diye düşündüm.
لم أشأ أن أضايقك، إعتقدت أن بإمكاني الإتصال بك للحصول على معلومات إضافية

İkinizin de hile yapacağınızı düşündüm. Siz daima bunu yaparsınız.
إعتقدت بأنّك كنت ذاهبا إلى قذفهم معاً, لقد فعلته تقريباً

Şey, evet ama şu şartlar altında, seninle burada kalabilirim diye düşünmüştüm.
حسنا.. نعم.. لكنّي إعتقدت ربما اللّيلة في ظل الظروف الحالية أنا قد

Sonunda hak ettiğin güzel bir hediye için yeterli para biriktirdiğimi düşünmüştüm.
إعتقدت أني أخيراً قد وفرت المال الكافي لأشتري إليكي هدية جميلة تستحقينها

Senin, annemden istifade etmek isteyen başka bir ezik olduğunu sandım.
بلى , يوجد لقد إعتقدت أنّك شقياً أخر يريد إستغلال أمى

Ebeveynlerim ayrılacak sandım ve zayıf görünmek ya da işlerin değişmesini istemedim.
إعتقدت أن والداي سينفصلوا لم أرد أن أبدو ضعيفا أو تتغير الأمور

İyiyim. Burası hakkında anlaştığımız sanmıştım. Burada neler oldu böyle?
بخير، إعتقدت بأنّنا وافقنا على البقاء بخير، ماذا حدث هنا؟

Tanrım, bunca zamandır hep ailemin benim hayatımı mahvettiğini düşünüyordum.
يا إلهي طوال تلك الفترة إعتقدت أن والدي أفسدا حياتي

Tut şunu. Düşündüğümden daha fazla şansa ihtiyacımız olacak
احملي هذا نحن سنحتاج حظ أكثر من ما إعتقدت

Ne demek istiyorsun, onun six feet under olduğunu düşündün ve biz filmi yakalayamadık?
ماذا تعني بأنك إعتقدت أنها مدفونة وأننا بإمكاننا مشاهدة فيلم؟

Buraya girip erkeklerle içeceğini mi sandın?
هل إعتقدت أنك ستدخل الحانة هنا وتشرب مع الرجال ؟

Sesini tekrar duymak istediğimi düşünürdüm ama bu şekilde değil.
إعتقدت بأنّني أردت سماع صوته مره أخرى لكن ليس كذلك

Gerçek söyleten ilacın sadece aptal casus filmlerinde olduğunu sanırdım.
إعتقدت أنّ مصل الحقيقة كان يعطونه للناس في أفلام الجسوسية

Seni ilk gördüğümde "Bu bir çocuk, savaşçı değil" dedim.
عندما رأيتك في المرة الأولى إعتقدت أنّك ولد ليس محارب

Bu saçmalığı konuşmaya bile gerek duymadan yokuş aşağı gitmesine izin verdiğimizi düşünüyorum.
لقد إعتقدت أنكى ستدعين هذا الموقف يمُر . بدون أن تتحدثى بهذا الجنون