"السبب الوحيد" - Traduction Arabe en Turc

    • tek nedeni
        
    • tek sebep
        
    • tek sebebinin
        
    • tek nedeninin
        
    • sadece
        
    • tek neden
        
    • tek sebebi bu
        
    • Sırf
        
    • çünkü
        
    • tek amacı
        
    • tek sebebi benim
        
    • etmemin tek sebebi
        
    Her gün o hastaneye gitmemin tek nedeni o hastalara önem veriyor olmam. Open Subtitles السبب الوحيد الذي يجعلني أعود للمشفى يوم بعد يوم لأنني أهتم بأمر المرضى
    Bu da eski dostumun hala canlı olmasının tek nedeni. Open Subtitles أعتقد أن هذا هو السبب الوحيد لبقاء صديقي العجوز حيا
    - Bilmiyorum. Ucuz. - Bize yardım etmenizin tek nedeni bu. Open Subtitles لا أدرى , غش هذا هو السبب الوحيد الذى جعلك تساعدينا
    Birisine bağlılık sözü vermeni sağlayacak tek sebep bu mu? Open Subtitles هل ذلك هو السبب الوحيد الذي ترغب به لكي تلتزم؟
    Wilson ve Penzias bunun tek sebebinin gökyüzünün başka bir yerinden gelen kozmik bir olayın yankısı olabileceği olduğunu fark ettiler. Open Subtitles أدرك بنزياس و ويلسن أن السبب الوحيد لمجيء شيء من كافة أنحاء السماء كونه في الواقع صدى خافت لحدث كونيّ ضخم
    - Şu anda yürüyebilmenin tek nedeni adını daha bugün duymuş olmam. Open Subtitles السبب الوحيد أنك قادر على السير هو أنني لم أعرفك قبل اليوم
    Biyonik bir gönüllü olmanın tek nedeni o araba kazası mıydı sence? Open Subtitles ..كيف انتي متاكدة ان السبب الوحيد انكي اصبحتي مساعدة الكتروينة بسبب حادث؟
    Onun burada olmasının tek nedeni bize yardım etmeyi seçmiş olması. Open Subtitles السبب الوحيد الذى جاء بها هنا هى رغبتها فى مساعدتنا نعم..
    O Çocuk senin yeteneklerin yüzünden ölebilirdi ve hayatta olmasının tek nedeni senin şefkatin ki bu seni korkutuyor. Open Subtitles هذا الفتى كان يمكن أن يموت بسبب قدرتك و السبب الوحيد انه حي هو بسبب طيبتك و هذا يخيفك
    Sayın Başkan, yüzyüze görüşmek istemesinin tek nedeni taleplerini önünüze sermek. Open Subtitles سيدتي الرئيسة، السبب الوحيد لطلبه لمقابلةٍ وجهاً لوجه هو لطرح طلباته
    Kabul etmesinin tek nedeni çok güzel bir kız olmanmış. Open Subtitles قال لي السبب الوحيد وقال إنه وافق لأنكِ فتاة جميلة
    Benim en iyi arkadaşım ve buranın batmamasının belki de tek nedeni o. Open Subtitles إنّها صديقتي المُفربة ، و ربما هي السبب الوحيد لعدم إنهيار هذا المكان.
    Sokaktan bir silah almasinin tek nedeni, o silahin takip edilemiyor olusudur. Open Subtitles حسنٌ، السبب الوحيد لشراء سلاحاً من الشارع هو لأنّه لا يُمكن تعقبّه
    Biliyorsun, burada araba satışında çalışmasının tek nedeni geceleri bir kulüpte şarkı söyleyebilmesi. Open Subtitles السبب الوحيد لعملها هنا كبائعة سيارات هو أنها تستطيع العمل مساءً في النادي.
    Şu an burada olmamızın tek nedeni dünyanın bizden kurtulmak istiyor olması. Open Subtitles السبب الوحيد لوجود أي منا هنا هو لأن العالم يُريد التخلُّص مِنّا
    Bak, şu an bir kafeste olmamanın tek nedeni benim. Open Subtitles انظري، السبب الوحيد لانك لست عالقة في قفص الآن انا.
    Ama bunu yapmanın tek nedeni bu değildi. İstediklerini geri vereceğim. Open Subtitles ولكن هذا ليس السبب الوحيد لتفعل ذلك سوف أعيد له أشياءه
    Bir şey yapmak için elimde kalan tek sebep para. Open Subtitles المال هو السبب الوحيد الذي تبقَ لي لفعل أي شيء
    Bugün ortaya çıkmamın tek sebebinin babanı korumaya çalışmak olduğunu bilmen gerek. Open Subtitles أريدكِ أن تعلمي أنّ السبب الوحيد لظهوري اليوم هو محاولة حماية والدكِ.
    Bu arada, beni çekici bulmanın tek nedeninin... görünüşüm olduğunu öğrenmek harika. Open Subtitles بالمناسبة, من العظيم أن أعرف السبب الوحيد لانجذابك لي و هو مظهري
    Biliyorsun bu aptal yere katılmayı sadece seninle birlikte olmak için istedim. Open Subtitles أنت تعلمين ان السبب الوحيد لانضمامي لذلك المكان السخيف لأكون معكِ صحيح؟
    Ama birinin zahmete girmesi için tek neden güzel olman. Open Subtitles و لكن السبب الوحيد لإهتمام أى شخص بكِ هو جمالك.
    Bizim burda olmamızın tek sebebi bu o olimpiyatlara katılsın diye burdayız. Open Subtitles إن السبب الوحيد لوجودنا هنا هو لأننا اتفقنا أنها ستذهب إلى الأولمبياد
    Sırf bana yakın olduğun için işe alındığını düşünmeden edemiyorum. Open Subtitles لا يمكنني المساعدة إلا أفكر السبب الوحيد لتعيينك بسببي أنا.
    Siz çocuklar buradasınız çünkü hiç birinize ödeme yapılmadı ve siz de kızdınız! Open Subtitles السبب الوحيد في وجودكم هنا هو أنكم لم تحصلوا على المبلغ وأنكم مستاءون
    Bakteri içine bir virüs klonlamanın tek amacı onları canlı bir şeyin içine enjekte etmektir. Open Subtitles السبب الوحيد الذى يجعلك تستنسخ فيروس بدلا من بكتيريا هو لكى تحقنه فى شئ ما حى
    Hala yaşıyor olmanın tek sebebi benim. Open Subtitles أنا السبب الوحيد الذي ما ..زلتي تعيشين لأجله
    Gitmeyi kabul etmemin tek sebebi... 1 hafta içinde geri döneceğimizi biliyor olmam. Open Subtitles السبب الوحيد لإعادتي النظر في الموضوع لأنني أعلم بأننا سنعود خلال إسبوع

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus