"العقد" - Traduction Arabe en Turc

    • sözleşmeyi
        
    • kolyeyi
        
    • kontratı
        
    • kolye
        
    • kontrat
        
    • anlaşmayı
        
    • anlaşma
        
    • on
        
    • Sözleşme
        
    • sözleşmenin
        
    • Sözleşmede
        
    • kontratın
        
    • sözleşmeye
        
    • kolyenin
        
    • anlaşmaya
        
    Eğer gerçekten bu aileyi benimsemek istiyorsan bu sözleşmeyi imzalamakta bir sorun yaşamazsın. Open Subtitles إذا أردتِ حقاً أن تتقبلي عائلتي فلن تواجهي مشكلة في توقيع هذا العقد
    Çünkü yine o kolyeyi takmaya başladın sana aldığım kolyeyi. Open Subtitles لأنكِ بدأتي بإرتداء ذلك العقد مجدداً, العقد الذي أحضرته لكِ.
    Eğer kontratı imzalarsanız ben de siz de rahatlamış oluruz. Open Subtitles لو يمكنك توقيع هذا العقد فحسب سأتمكن بالإبتعاد عنكم أخيراً
    Sizi bağlı tutan şeyi söylemesi için kolye onun için güç bobini, onun için de gemi mi lazım? Open Subtitles هل عليكم الحصول على السفينة للحصول على ملف الطاقة ثم العقد.. لجعل هذا الرجل يخبركم بكيفية إبطال الصلة بينهما؟
    Şu kontrat var ya, hemen bana göndermezsen fikrimi değiştireceğim. Open Subtitles بخصوص هذا العقد إذا لم ترسليه قريبا سوف أغير رأى
    Komite anlaşmayı onaylamak için haftaya toplanacak, büyük bir olasılıkla ben de oyları toplayacağım, aksi için bir gösterge yok. Open Subtitles ستجتمع اللجنة الاسبوع المقبل للموافقة على العقد ، وأعتقد أنني أستطيع الحصول على الاصوات. أنا لا أرى أية معارضة حقيقية.
    Yakında bir anlaşma yapacağız! Sonra bütün kaltaklar bizim olacak! Open Subtitles سنحصل على ذلك العقد قريبا و سنحصل على كل الفتيات
    Aslında bu konu stüdyomuzun son on yıldır üzerinde çalıştığı bir şey. TED أقصد، هذا أمر ظل الاستوديو الخاص بنا يعمل عليه طيلة العقد الماضي.
    Ama Bay Luthor babanız ordu ile bir Sözleşme yaptı. Open Subtitles لكن سيد لوثر تفاوض والدك على هذا العقد مع الجيش
    sözleşmeyi tam incelememiştim, o yüzden hayır, bundan haberim yoktu. Open Subtitles لم أقع بدراسة العقد , لذلك لم أدرك ذلك بالتحديد
    O sözleşmeyi imzalayacaksın, sonra da eve karının yanına gideceksin. Open Subtitles ستذهب لتوقيع العقد ومن بعدها ستذهب إلى زوجتك في المنزل
    Biz de Joel'in boynundan o kolyeyi çıkaran çılgın kadın olmalıyız. Open Subtitles علينا أن نكون تلك السيده المجنونه التي أخذت العقد من جول
    Eğer Bay Pramuk yakutu satmayacaksa kolyeyi almak için aynı miktarı ödemek zorunda. Open Subtitles إذا لم يبع السيد براموك لابد له حينئذ دفع المبلغ نفسه لشراء العقد
    Elimizdeki kontratı sosyal bilinçli yatırımcılardan para toplamak için kullanıyoruz. TED نستخدم العقد لجمع المال من المستثمرين بدافع اجتماعيا.
    Yani bir dolarlık kontratı imzalayan dokuz kişiydik. TED كنا تسع نساء قمن بالتوقيع على ذلك العقد بقيمة دولار واحد.
    Geçen sene aldığım altın kolye gibi. Open Subtitles مثل العقد الذهبى اشتريته لها السنة الماضية
    Benim kişisel tavsiyelerimden biri de... bu son derece cazip kolye ve küpe takımı. Open Subtitles إنه أحد الأشياء التى أوصى بها شخصيا وهذا العقد والقرط المتوافقين والرائعين
    Binaya girmeden önce orada tam altı saatinizi harcayacağınıza dair bir kontrat imzalamanız lazım, bana şeref sözü vermeniz lazım. TED عليك أن تُمضي العقد قبل دخولك للبناية، بأنك ستُمضي هناك 6 ساعات، عليك أن تُعطيني كلمة شرف.
    Bir adam öldürüldü ve bu suçu işleyen kimse kutsal anlaşmayı bozdu. Open Subtitles اغتيل رجل وايا كان مرتكب تلك الجريمة قد كسر هذا العقد المقدس.
    Benim için böyle bir anlaşma yapamazsın. Yokluk içinde yaşamayı tercih ederim. Open Subtitles لن توقع مثل هذا العقد من أجلى أفضّل أن أصبر علي حاجتى
    Son on yılda bunun çok üzücü bir örneği yaşandı. TED كان هناك مثال حزين على هذا الأمر في العقد الماضي.
    -Bununla bir yere varamazsın. Sana bir fiyat tahmini verdim, Sözleşme değil. Open Subtitles أعتقد بأنك لا تستطيع الذهاب بهذا إلى أي مكان ليس بدون العقد
    Şehirlerin veraset devrimine ihtiyacı var. Bu da sözleşmenin esasları konusunda ülke yönetimi ile uzlaşmayı gerektiriyor. TED ما تحتاجه المدن هو ثورة لنقل السلطة، وذلك سيتطلب التفاوض على بنود العقد مع الدولة الوطنية.
    Sözleşmede açık bulmuş ve reklamıyla bir kez daha dalga geçersen o açığı tereddütsüz kullanacakmış. Open Subtitles إنه يقول أن لديه ثغرة فى العقد ، و إذا قمت بالمزح فى إعلان له مرة أخرى فإنه سوف يتدخل مباشرة
    Acaba kontratın bir yerinde arabamın genelev olarak kullanılabileceği de yazıyor mu? Open Subtitles هل مذكور في العقد أيّ شيء بشأن إستخدام سيارتي كبيت دعارة؟
    sözleşmeye göre seni çarşamba gününe kadar mahkemeye ulaştırmam gerekiyor. Open Subtitles العقد يقول أنه يجب أن أحضرك للمحاكمة بحلول يوم الأربعاء
    Bu kolyenin bir manası var, eğer kimse bana söylemeyecekse, bunu kendim bulurum. Open Subtitles هذا العقد هو الوسيلة و لو لم يخبرني بالسر فسأكتشف هذا الامر بنفسي
    Orayla ilgili bir teklif aldık. Ve anlaşmaya varıldı. Open Subtitles لقد قبلنا عرضاً لشراءه وقد اقترب العقد من الانتهاء

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus