| Ve anlayabileceğiniz üzere, burada Ben bir yatırım fonu için analisttim. Sosyal değeri olan bir iş yapmak benim için çok garipti. | TED | لذا يمكنك أن تتخيل كنت هنا محلل مالي في صندوق هيدج كان غاية في الغرابة بالنسبة لي فعل شئ ذا قيمة إجتماعية |
| Ve benim için size burada ilk defa gösterebiliyor olmak muhteşem bir onur. | TED | و انه لشرف عظيم بالنسبة لي ان استطيع ان اقدمه لكم هنا اولا |
| Böylece size çekinmeden bir şeyi açıklayacağım, benim için güzel bir şey. | TED | لذا سوف اعرض لكم بكل خجل شيء اعده جميل جداً بالنسبة لي |
| Sizi bilmem ama bana göre, bu fikir fazlasıyla sıkıcı. | TED | لا أعلم بشأنكم، لكن هذه الفكرة مملة للغاية بالنسبة لي. |
| Kesinlikle daha fazlası vardır ama bunlar bana göre öne çıkanlar. | TED | وهناك بالتأكيد دروس كثيرةغيرها، ولكن هذه الأفكار هي الأهم بالنسبة لي. |
| Bence, bu takıntı yaratıcılığımızın ve üreticiliğimizin kaynağı ve kökenidir. | TED | بالنسبة لي .. هذا الهوس هو الاساس لكل الانتاج والابداع |
| beni Teyzen olarak gördüğünü biliyorum fakat sen kalbimdeki tek kişisin. | Open Subtitles | انا اعرف انك تعاملني مثل عمة لك لكنك بالنسبة لي كالحبيب |
| Bu benim için üst düzey tasarruf ve Bence anneannem de böylesini isterdi. | TED | هذا بالنسبة لي هو قمة حسن التدبير، وأعتقد أن هذا ما ستحبه جدتي. |
| Bu benim için doğal. Ben ve arkadaşlarım, onlara kolayca bağlanabilirim. | TED | هذا طبيعي بالنسبة لي. أنا وأصدقائي, أستطيع أن أتواصل معهم بسهولة. |
| Yahudi olan birini arıyordum, çünkü Ben Yahudiyim ve bu benim için önemliydi. | TED | كنت أبحث عن رجل يهودي، فأنا كذلك، و هذا أمر مهم بالنسبة لي. |
| Orada olmak benim için güvenli olmazdı, en azından bunu söyleyebilirim. | TED | لم يكن الوقوف هناك آمناً بالنسبة لي وهذا أقل ما يقال. |
| Bu durum, benim için her anlamda çok zor bir geçişti. | TED | لقد كان هذا تحولا قويا جدا بالنسبة لي في نواح كثيرة. |
| diye soracaklar. Doğrusu, benim için değil ve özellikle bu örneklerde değil. | TED | حسنًا، بصراحة، ليس كافي بالنسبة لي وخصوصًا مع ما ذكرته من أمثلة. |
| Evet, bu erkek ve kadınlar bana göre gösterinin yıldızlarıydı. | TED | نعم، بالنسبة لي كان هؤلاء الرجال والنساء هم نجوم العرض. |
| Ve bana göre, bu verdiğim örnek, oto koltulkarıyla benzerlik taşımakta. | TED | وهذا ، بالنسبة لي ، هو وجه التشابه مع مقاعد السيارة |
| Yani bana göre bu, zombi kıyametinden daha kötü olurdu. | TED | حدوث هذا بالنسبة لي يعتبر أسوأ من زومبي نهاية العالم. |
| Bence hepsi içgüdüsel. Ben hissetmeye çalışıyorum üstünde fazla düşünmem. | Open Subtitles | بالنسبة لي إنها كلها غريزية أنا فقط أحاول أن أحسها |
| Bunlar yararlı şeyler, bu da beni ne kadar düşündüğünü gösterir. | Open Subtitles | فهي جيدة بالنسبة لي والذي يظهر لي أن ما يهمك، العسل. |
| Geçmişin önemsiz bir kısmının öne çıkarılması, ...benim açımdan elbette. | Open Subtitles | أصبحت نوعاً ما جزء غير مهم من الماضي, بالنسبة لي. |
| Bana gelince, tabi ki, vücut dilime tamamen inanmam lazım. | TED | و بالنسبة لي طبعا علي ان اثق تماما بلغة الجسد |
| Bana ne gibi geliyor biliyor musun? İptal için bir bahane. | Open Subtitles | هل تعرف كيف يبدوا الأمر بالنسبة لي هو عذر لإلغاء العملية |
| Matematiksel olarak doğru, ama Bana pek de ilahi gibi gelmiyor. | TED | والذي يصلح رياضيا، لكنه لا يبدو عملا عملا إلهيا بالنسبة لي. |
| Bilim adamı değilim, ama bu bana mühimmiş gibi geliyor. | Open Subtitles | أنا لست عالماً , لكن يبدو هذا مهماً بالنسبة لي |
| Biliyorum, size şok tuhaf geliyor, ama bana daha tuhaf geliyor. | Open Subtitles | أعلم أن هذا غريب بالنسبة لكم، لكنه أكثر غرابة بالنسبة لي. |
| Ama bana kalırsa anagignoskomenaların hiçbirinde tefekküre Tobit Kitabı'nda olduğu kadar yer verilmemiştir. | Open Subtitles | لكن بالنسبة لي لا أجد ما هو أفضل من كتاب توبيت ليتأمله المرء |