| Bunu cidden cildinize sürüyorsunuz ve banyo yapmanıza gerek kalmıyor. | TED | يمكنك فعليا وضعها على بشرتك، و لن تكون بحاجة للاستحمام. |
| Köken hikayeleri ya da sabit kimliklere gerek duymazsak birbirimiz ve geleceğimiz hakkında daha yaratıcı düşünmek için kendimizi zorlayabiliriz. | TED | إذا لم نكن بحاجة إلى قصص الأصل والهوية الثابتة فإنّنا نستطيع أن نتحدى أنفسنا بالتفكير الخلّاق عن الآخرين وعن مستقبلنا. |
| Etkileşimin ne olduğunu izah edebilmek için, insanları toplayıp, onlara etkileşimin nasıl hayatımızın bir parçası olduğunu göstermemiz lazım. | TED | ومن أجل شرح التفاعل، نحن بحاجة إلى حقا جلب الناس وجعلهم يدركون كيف أن التفاعل هو جزءا من حياتهم. |
| Sana ihtiyacım var. Her şey eskiden olduğu gibi olabilir. | Open Subtitles | . أنا بحاجة إليك الأمور يمكن أن تعود كما كانت |
| Herkes müziği tam anlamıyla tecrübe edebilir, bizim sadece farklı aletler yapmamız gerekiyor. | TED | أي شخص يمكنه تجريب الموسيقى بطريقة معمقة نحن فقط بحاجة لصنع أدوات مختلفة |
| Bence bu çok önemli çünkü insanların yapılandırmaya ihtiyacı var. | TED | وأعتقد أن هذا مهم حقاً، لأن الناس بحاجة إلى بنية. |
| Nedenleri ortaya koyabilirsin ama sence bundan daha fazlasına ihtiyacın yok mu? | Open Subtitles | يمكنك إظهار الدافع لكن ألن تكون بحاجة إلى أكثر من ذلك ؟ |
| Bu yüzden gerilemeye karşı bir sürü inovasyona ihtiyacımız var. | TED | لذا نحن بحاجة إلى الكثير من الابتكار لتعويض هذا الانخفاض. |
| Beni cesaretlendirmenize gerek yok. Bence cennet beyaz bir gece kulübü. | Open Subtitles | لست بحاجة إلى أي تشجيع, فكرتي للجنة هي نادي ليلي أبيض |
| Size işlerin kötü olduğunu söylememe gerek yok. Bunu herkes biliyor. | Open Subtitles | لست بحاجة لأخبركم أن الأمور سيئة، الجميع يعرفون أن الأمور سيئة |
| Rool, seni aptal. Onun Her şeyi bilmesine gerek yok | Open Subtitles | روول أيها الأحمق إنه ليس بحاجة الى معرفة كل شيء. |
| Uzun süredir sahip olduğumuz şefkat ve empati duygularımıza dönmemiz lazım. | TED | نحن بحاجة أن نعود إلى قيم الرحمة الأولى، الرحمة و التعاطف |
| - Dur sana bir bakayım. - Şimdi bakma, tıraş olmam lazım. | Open Subtitles | ـ دعنى أتفقدك ـ لا تفعلى ذلك الآن ,فأنا بحاجة إلى الحلاقة |
| Bu çoçuğa hakim gerekmez, ona bir doktor bakımı lazım | Open Subtitles | هذا الرجل ليس بحاجة إلى قاضي، إنه بحاجة إلى اهتمام |
| Senin hikayeni duymak istemediğimi, söylemiştim. Ancak bazı bilgilere ihtiyacım var. | Open Subtitles | أسمع، لا أريد أن أسمع قُصتك و أنما بحاجة لبعض المعلومات |
| Rohit, düşünmek için zamana ihtiyacım var, bence senin de olmalı. | Open Subtitles | روهيت , أنا بحاجة لبعض الوقت لأفكر وأنت بحاجة إليه أيضا |
| Onların yöntemlerini ve araçlarını anlamamız gerekiyor ve onlardan bir şeyler öğrenmeliyiz. | TED | نحناجُ لمعرفة ما هي مهاراتهم وما هي أدواتهم ونحنُ بحاجة للتعلم منهم. |
| Çocuklar ve gıdayla ilgili tüm bu örneklemi gerçekten değiştirmemiz gerekiyor. | TED | نحن حقا بحاجة الى التغيير كل هذا النموذج مع الأطفال والغذاء |
| Ama galiba sürdürmek zorundayız çünkü çoğumuzun yumurtaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | لكن، أظن أننا نتابع تجربتها لأننا معظمنا بحاجة إلى البيض |
| - Onlara ihtiyacım yok. - Neden onlara ihtiyacın olmadığını düşünüyorsun? | Open Subtitles | لست بحاجة لهم ما الذى يجعلك تعتقدى انك لا تحتاجين لهم؟ |
| Gerçekten de düzenlemeye ihtiyacımız var, sübvansiyonlara, karbon vergisine ihtiyacımız var. | TED | نحن بحاجة في الواقع إلى التنظيم، والدعم، وفرض الضرائب على الكربون. |
| Ve son kez ben de sahada rakibin kıçını tekmelemek istiyorum. | Open Subtitles | لقد هزمنا تقريبا هؤلاء المنافسين بآخر مرة وأنا بحاجة لركل مؤخراتهم |
| Önce bitirmem gereken bir kaç şey var sonra gelir anlatırım. | Open Subtitles | لديّ بعضُ الأمور انا بحاجة لأنهيها أوّلاً، ومن بعد ذلك سآتي |
| Eğer böyle büyük bir illete bulaşmışsanız, aynı büyüklükte çarelere ihtiyacınız olur. | TED | إذا كان لديك الأمراض شديدة، فأنت بحاجة للحصول على سبل معالجة شديدة. |
| Buraya gelmek için 4 tane sınır geçmek zorunda değilim. | TED | لست بحاجة إلى عبور أربعة حدود لكي أصل إلى هنا. |
| Gıdaya ihtiyaç duyan kişilerin aslında kendilerinin yaşamlarını değiştirecek toplam bir dönüşüm. | TED | تحول شامل بإمكانه فعلياً أن يمس حياة كل من هم بحاجة للغذاء. |
| Bizim gibi tüm gün yerçekimine karşı ayakta durmaya ihtiyaçları yok | TED | فهي ليست بحاجة للوقوف طوال الوقت مقاومة بذلك الجاذبية كما نفعل. |
| - Yaşayan ve aramızda yürüyüş olanlar. - Ones yenmek gerekir | Open Subtitles | الذين لم تفكروا أنكم بحاجة للقضاء عليهم كي لا يعود الصراع |