| Tanrı tarafından terk edilmiş hissedebileceğim bir zamanda yanıp kül olmamıştım. | TED | في وقت شعرت أن إلهي تخلى عني، لم أتحول إلى تراب، |
| Hatta, bir keresinde sonsuz sayıdaki kızlarımdan birini dünyanın mutantlar tarafından ele geçirilmiş alternatif bir versyonunda terk bile etmiştim. | Open Subtitles | في الواقع، حتى تخلى عن أحد بناتي اللانهائية في نسخة بديلة من الأرض التي تم الاستيلاء عليها من قبل المسوخ. |
| Aslında, bu organ Leonardo da Vinci'nin aklını o kadar karıştırdı ki kalp üzerinde çalışmayı bıraktı. | TED | في الواقع فإن هذا العضو قد حيَّر ليوناردو دافنشي، لدرجة أنه تخلى عن دراسته. |
| Unutma. Ey buraya giren, bütün umutlarını ardında bırak. | Open Subtitles | تذكر ، تخلى عن كل امل يا من تدخل الى هنا |
| Joey'le yattıktan hemen sonraydı. Ertesi gün beni terketti. | Open Subtitles | انه بعد ما نمت مع جوى لقد تخلى عنى اليوم التالى |
| Andy ilk önce beni ekti ve şimdi de mesajlarıma cevap vermiyor. | Open Subtitles | في البداية اندى تخلى عنى والان لا يرد على رسائلى |
| Ancak Cord, Tina'nın Cord'un parasını Cord'dan daha fazla sevdiğini anlayınca Tina'yı terk etti. | TED | ولكن عندما إكتشف كورد أن تينا تحب ماله بقدر حبها له، تخلى عنها |
| Vonnegut net geleceklerden vazgeçmekle birlikte düz kronolojiyi de terk etti. | TED | حين تخلص فونيغت من الحظوظ الواضحة المعالم، تخلى أيضا عن التسلسل الزمني البسيط. |
| Gençlik ideolojilerini terk ederek nihayetinde Eisenhower'ı savundu. | Open Subtitles | تخلى عن أيديولوجيات شبابه. ففي نهاية المطاف صوت لأيزنهاور. |
| Unvanını, topraklarını, inandığı her şeyi terk etti. | Open Subtitles | لقد تخلى عن لقبه , وأرضه وكل شيء كان يؤمن به |
| Tanrı onu terk ediyorsa, biz ne yapmalıyız? | Open Subtitles | لو تخلى عنها الرب ماذا ينبغى علينا ان نفعل |
| Carol, Ted seni terk ettiğine göre bu gömlekler benim olsun mu? | Open Subtitles | كارول , بما أن تيد قد تخلى عنكِ هل يمكن أن ارتدي قميصه؟ |
| Tenisi bıraktım, daha doğrusu tenis beni bıraktı. | Open Subtitles | . أو بالأحرى ، التنس تخلى عني على الشخص أن يكسب وقته |
| O Tanrı'yı değil, sadece kiliseyi bıraktı! | Open Subtitles | ألا يذهب طفل صغير إلى الجنة إنه لم يقم بالتخلى عن الرب لقد تخلى فقط عن الكنيسة |
| Evet. Ey buraya giren, bütün umutlarını ardında bırak. | Open Subtitles | نعم ، تخلى عن كل امل يا من تدخل هنا |
| Peki ya annen? O öldü ve baban seni terketti? Tam bir puştmuş. | Open Subtitles | وماذا عن أمك ؟ لقد توفـّت ، وهو تخلى عنك ؟ |
| Ama cuma gecesi Henry beni ekti. | Open Subtitles | لكن عندما جاء يوم الجمعة تخلى هنري عني |
| Biri öylece bırakıp gitmiş. Kim bulursa onundur, anlarsın ya. | Open Subtitles | لقد تخلى عنها أحدهم، من يعثر على الشيء المهمل يحتفظ به، أتفهم قصدي؟ |
| Keane, uşağı intihar olayına dahil etme fikrinden vazgeçti. | Open Subtitles | لقد تخلى كين عن فكرة تورط الخادم فى عملية انتحار |
| bırak o zaman. Okula gidiyor olmalıydın. | Open Subtitles | اذاً تخلى عنه يجب ان تلتحق بالمدرسه على اي حال |
| Yukarıda bir Tanrı varsa bile, şimdiye kadar bize sırtını çevirmişti. | Open Subtitles | إذا كان هناك رب في الأعلى لكان قد تخلى عنّا، الآن |
| Büyük Adam her zaman olduğu gibi arkadaşlarını sattı. | Open Subtitles | كالعادة ، السيد الكبير تخلى عن اصدقائه |
| Pekala, teşkilatın beni terkettiğini, veya tuzağa düşürdüğünü düşünüyordum. | Open Subtitles | حسنا يبدو اني قسمي فد تخلى عني أو أوقع بي |
| vazgeç, tüğ yumağı. Hayatın boyunca asla bir kuşu yakalayamazsın. | Open Subtitles | فقط تخلى عن الفكرة يا كرة الفرو لم تصطد أبداً طائراً في حياتك |
| Ayrıca Deeds servetini bağışladığında kendisine ait olmayan bir şeyi de verdi. | Open Subtitles | وأيضا عندما تخلى ديدز عن ثروته فقد تخلى عن شيئا لا يملكه |
| Rehabilitasyona girip çıkmış, palyaçoluğu bırakmış. | Open Subtitles | دخل و خرج من اعادة التأهيل تخلى عن التهريج |